bugün

fahrenheit 451

Fahrenheit 451 kavramı kağıdın tutuşma derecesinin karşılığıdır, başka bir deyişle kitapların yanarken ulaştığı maksimum sıcaklığı anlatır.
Adından da anlaşılacağı gibi, filmimiz, kitapların yakılmasıyla ilgili. Fahrenheit 451'i Fançois Truffaut 1966 tarihinde filme aktarmış. Filme kaynaklık eden aynı adlı roman ise Ray Bradbury'nin 1953 tarihli eseridir.
Film bize kara bir gelecek sunar. Bu kara gelecekte yazılı olan herşey yasaklanmıştır. Ve tüm yaşam başta televizyon olmak üzere görselliğin merkezinde sürdürülmektedir. Görünüşte son derece steril ve varsıl bir hayat sürdürülürken, aslında insanlar televizyon-ilaç-yalnızlık üçgenine hapsolmuşlardır. Bu hayattaki en önemli görevi ise (günümüzde yangınları söndürüp insanların hayatını kutaran) itfaiyeciler üstlenmiştir. Fahrenheit 451'de itfaiyeciler gelen ihbarları değerlendirerek evleri basıp kitapları yakmaktadırlar. Dostoyevski'ler, Nietzche'ler, Tolstoy'lar ve hatta Hitler'in Kavgam'ına kadar tüm kitaplar gelişmiş bir gelecekte bir ilkel araçla gazyağıyla yok edilmektedir.
Öykü, kendisi de bir itfaiyeci olan ve üstün başarıları! Nedeniyle terfi etmeye hazırlanan Montag'ın etrafında gelişir. Montag bir gün trende tanıştığı bir öğretmenin yönlendirmesiyle yaktığı kitapları merak etmeye başlar ve birini (David Copperfiel) alıp okumaya başlar.Bu ilk okumanın ardından, Montag artık geri dönülemez bir yola girmiştir. Bu yolun sonunda filmdeki tabirle "kitap insana" dönüşecektir.
Fazla uzatmadan Ray Bradbury'nin kitabının 40. yılındaki baskısına yazdığı önsözden bir alıntı yapmak istiyorum: "Eğer dünya kitap okumayanlarla, öğrenmeyenlerle, bilgisizlerle dolmaya başlarsa, kitapları yakmak zorunda kalmazsınız değil mi? Eğer dünyanın geniş ekranı basketbolla ve futbolla dolar ve MTV içinde boğulursa, gazyağını ateşlemek veya okuyucuyu avlamak için Beatty'lere gerek kalmaz. Eğer ön bilgiler, okul odalarının çatlakları ve vantilatörleri arasında eriyip yok olursa, bir süre sonra bunları kim bulur ve umursar?"
güncel Önemli Başlıklar