bugün

imge

“içini doldurabileceğim boş bir kelime istiyorum.”

imge, benim anladığım, aslında var olmayandır; zihindeki bir hayalin, bir resmin, belli belirsiz bir şeklin; somut anlamda var olmayan bir çeşit birikimin somutlaştırma isteğidir. Bir imge, tahayyül sürecindeyken, canlandırma yetisi ile zihinde bir şekil kazanır. Bazı nesneler, kendi belirli varlıklarıyla bir anlam ifade ederler ya da onu somutlaştırırlar. Bunun pragmatik örneği şiirlerdir. Peki, zihnimiz imgeleri nasıl şekillendirir? Şiirde imge, sözcükler ile resmedilir.

Wittgenstein’a göre dilbilgimiz sayesinde bir şeyleri anlamlandırabiliyoruz ve dilbilgimiz bizi bir önerme türünü bir başkasıyla karıştırmak gibi hatalı bir fikre sürükleyebiliyor. Anlamı eğer bir sözcüğün dilsel bir sistem içindeki işlevi olarak düşünürsek bu sistemi tam olarak öğrenmiş birinin bir sözcüğün anlamını anlayacağı söylenebilir. Şüphesiz ki sözcükler, imgeleri resmeden anlam katmanlarına yapışmış, anlam kazanmayı bekleyen ölü tohum kabukları değildir.

imgeler, zihnimizde bir şimşek gibi ansızın çakabilir. imgeleri zihnimizde canlandırıp, sözcüklerle resmetmemiz gerekir. Ansızın gelen bir imge, ardında birçok farklı gizli anlamı içinde barındırır. Farkında değilsek bile her imgenin bir öncesi ve sonrası vardır. Sanıyorum ki şiirde ilk dize, imgenin öncesi ya da ilk hâli; ortadaki dizeler imgeler bütünü; son dize ise aslında imgenin sonrasıdır. Sonuç olarak imge, şekilden şekle girer, sözcükler ile ifade edilir ve dilbilgimiz ile anlam kazanır.

kaynak: http://www.direngen.net/sozcuklerin-portresi.html

(bkz: direngen net)

(bkz: direngen sabıka kaydı)