bugün
- sözlüğün en iyi 10 yazarı14
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi9
- gratis indirim günü kavgaları11
- ismet gurbuz 20249
- suriyelilere karşı sorumluluklarımız16
- jose mourinho75
- zalbert'in karşısında dans etmek9
- sözlük erkeklerinin şımarık laubali tipler olması17
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür11
- türkiye de intihar vakalarının artması12
- kova burcu erkeği8
- ismail kartal duruşu8
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi13
- eşcinsellik kendi kendini hadım etmektir27
- şimdiye kadar duyulan en güzel iltifat10
- neden sevgilim yok10
- insanı zengin hissettiren şeyler19
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız20
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba23
- barbara palvin'in aldatılması17
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır14
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri8
- aleyna tilki10
- ismail kartal8
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı19
- geldi yine deli11
- türkiye cidden almanyadan daha iyi9
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği10
- içine şeytan girse ne yaparsın13
- ümmetçilerin azerbaycan düşmanlığı10
- artık yazmayacağım9
- erkekler ne işe yarar19
- yanında karısı varken karı kıza bakan erkekler9
- arda güler11
- askerliğe veda gecesi8
- icardi190521
- 2 haziran 2024 küçükçekmece de çöken bina10
- iremga9
- anın görüntüsü11
- magicovento10
- carlo ancelotti8
- albay kemal11
- albay kemal'in yazdıklarıni okumamak9
- iq seviyesi yükseldikçe tanrı inancının azalması9
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması18
- en çok sevişmek istediğin kimse11
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- nihavend longa20
- true nickli yazar8
- en objektif siyasi parti9
bazen insan günlük koşuşturmadan sıyrılıp, yaşamın kıyısına saplanıyor. durağanlığın getirdiği depresiflikten kurtulmak için, tekrar akıntıya kapılmamı sağlayacak bir olayı çaresizce bekliyorum; hayatı yaşamak yerine, kıyıdan, akıntıya kapılanları seyrediyorum:
7. kattan ufacık görünen insanlar, her birinin ayrı bir dünyası var: milli piyango bayisi yine insanları trilyoner yapmak için tezgâhı kurmuş. simitçi de insanların açlığını giderme telaşında. bazı tırsaklar üst geçiti kullanıyor, bazı uyanıklar da ilk ezilen kendisi olmayacak şekilde yolun daha gerisinden karşıya geçiyor. istanbul;da öğrendiğim şeylerden biri de hiç bir şoförün beni ezebilecek kadar cesur olmadığı, en azından şu ana kadar karşılaştıklarımın; karşıya geçmeniz gerekiyorsa tek yapmanız gereken yola atlamak. en fazla yedi ceddinize söverler...
ellerde poşetler tüm hızıyla tüketim çılgınlığı; önümdeki bir dergide de bunu destekleyici bir yazı: hangi burca hangi hediye verilmeli?
büyükşehir çalışıyor. "istanbul artık rengarenk" şeklinde bir imaj empoze etmeye çalışılsa da gri renk hâkim her tarafta. yeşil olan sadece halk otobüsleri ve bir kaç çam fidanı; sarı lalelerdense eser kalmamış, aşkolsun mfö...
"...bir inansam, sevdiğine, dünya benim olurdu;" diyor biri. inanmak da yetmiyor a dostum yeri geliyor.
radyoda çelik "derdin ne anlamadım ki" diyo...
ben de soruyorum bu soruyu kendime: benim derdim ne ola ki? benim olayım ne bu gezegende.
ne güzel türkiye'nin iyi üniversitelerinden birinden çıkışlıyım ve öyle ya da böyle bir gelecek beni bekliyor.
" ya iyi de orta doğudaki genel seviyenin üzerinde olması iyi bir eğitim verdiğini gösterir mi?"
-"hem bu ülke insana gereken değeri vermiyor."
- peki sen bu ülkeye gereken değeri veriyor musun şaşkın kardeşim?
yalan değil. öğrencinin her şeyini kontrol etmeye çalışan gereksiz bir disiplin anlayışı, bilim adamı yetiştirme yerine protein ismi ezberleten moronlaştırma çabaları da cabası...
ve hep sorulan şu soru : "mezun olunca napıyosunuz abi siz???"
"florasan değiştirip, kumanda tamir ediyoz birader." (elektronik ve haberleşme mühendisi)
çocuklar ağlayınca emzik verip susturuyorlar. acaba emzik eksikliği mi yaşıyorum? bir sigara da ben mi yaksam herkes gibi?
"keşke çocukluğum bir gün dönseydi, büyümenin başıma neler getirdiğini haber verecektim." diyorum.
yoksa herşeyi bırakıp öğretmen mi olayım. ama çocuklar okuyup da ne yapacaklar? ben 17 yıldır okuyorum da ne oldu, adam mı oldum?
"senin adam olamaman onların da olmayacağı anlamına gelmez."
bak bak! neler de biliyormuş. ayda 800 milyonla sürünürken borç isteme ama, vermem..
hayatın anlamı filan beni aşar. kendime bazı saplantılar bulup bunlarla ugrasıcam.
"bilmek azaptır" ve "ignorance is bliss"
ve ben artık bilmek istemiyorum. anlamaktan vazgeçtim...
7. kattan ufacık görünen insanlar, her birinin ayrı bir dünyası var: milli piyango bayisi yine insanları trilyoner yapmak için tezgâhı kurmuş. simitçi de insanların açlığını giderme telaşında. bazı tırsaklar üst geçiti kullanıyor, bazı uyanıklar da ilk ezilen kendisi olmayacak şekilde yolun daha gerisinden karşıya geçiyor. istanbul;da öğrendiğim şeylerden biri de hiç bir şoförün beni ezebilecek kadar cesur olmadığı, en azından şu ana kadar karşılaştıklarımın; karşıya geçmeniz gerekiyorsa tek yapmanız gereken yola atlamak. en fazla yedi ceddinize söverler...
ellerde poşetler tüm hızıyla tüketim çılgınlığı; önümdeki bir dergide de bunu destekleyici bir yazı: hangi burca hangi hediye verilmeli?
büyükşehir çalışıyor. "istanbul artık rengarenk" şeklinde bir imaj empoze etmeye çalışılsa da gri renk hâkim her tarafta. yeşil olan sadece halk otobüsleri ve bir kaç çam fidanı; sarı lalelerdense eser kalmamış, aşkolsun mfö...
"...bir inansam, sevdiğine, dünya benim olurdu;" diyor biri. inanmak da yetmiyor a dostum yeri geliyor.
radyoda çelik "derdin ne anlamadım ki" diyo...
ben de soruyorum bu soruyu kendime: benim derdim ne ola ki? benim olayım ne bu gezegende.
ne güzel türkiye'nin iyi üniversitelerinden birinden çıkışlıyım ve öyle ya da böyle bir gelecek beni bekliyor.
" ya iyi de orta doğudaki genel seviyenin üzerinde olması iyi bir eğitim verdiğini gösterir mi?"
-"hem bu ülke insana gereken değeri vermiyor."
- peki sen bu ülkeye gereken değeri veriyor musun şaşkın kardeşim?
yalan değil. öğrencinin her şeyini kontrol etmeye çalışan gereksiz bir disiplin anlayışı, bilim adamı yetiştirme yerine protein ismi ezberleten moronlaştırma çabaları da cabası...
ve hep sorulan şu soru : "mezun olunca napıyosunuz abi siz???"
"florasan değiştirip, kumanda tamir ediyoz birader." (elektronik ve haberleşme mühendisi)
çocuklar ağlayınca emzik verip susturuyorlar. acaba emzik eksikliği mi yaşıyorum? bir sigara da ben mi yaksam herkes gibi?
"keşke çocukluğum bir gün dönseydi, büyümenin başıma neler getirdiğini haber verecektim." diyorum.
yoksa herşeyi bırakıp öğretmen mi olayım. ama çocuklar okuyup da ne yapacaklar? ben 17 yıldır okuyorum da ne oldu, adam mı oldum?
"senin adam olamaman onların da olmayacağı anlamına gelmez."
bak bak! neler de biliyormuş. ayda 800 milyonla sürünürken borç isteme ama, vermem..
hayatın anlamı filan beni aşar. kendime bazı saplantılar bulup bunlarla ugrasıcam.
"bilmek azaptır" ve "ignorance is bliss"
ve ben artık bilmek istemiyorum. anlamaktan vazgeçtim...
güncel Önemli Başlıklar