bugün

pişmanlık

yaş farkı altıdır iki kardeş arasında. erkektir ikisi de. büyük olan liseye yeni geçmiş, yeni yeni alışmaya çalışmaktadır arkadaş çevresine. haftasonları da evine dönüp ailesiyle zaman geçirmektedir. anne babasını çok sevmesine rağmen kardeşiyle hiç vakit geçirmemiştir oysaki tam da ona ihtiyacı olan zamanlarda. tam birlikte oyun oynamak için can attığı zamanlardır kardeşinin, parklarda sallanmak için, onun yanından ayrılmamak için, arkadaşlarını görmek için çırpındığı senelerdir, her küçük kardeş gibi belki de. ancak hiçbir zaman kardeşini yanına alıp gezmemiştir, soranlara da bunu açıklamak için binbir yalan uydurmuştur. kardeşi onunla fazladan bir saniye geçirebilmek için gözyaşlarını dökerken, o oralı bile olmamıştır.

okul başlamış, ikisi de okullarına devam ederken yatılı okuyan oğlumuza telefon gelir, eve çağırırlar. telefona kitlenmek, sonrasında hıçkırıklara boğularak ağlamak gelir çocuğa, kimseye açıklama yapamaz yine gözleri kıpkırmızı olsa, yüreği düğümlense, içinde, boğazında kocaman bir yumruk oluşsa da, artık tek başınadır ailesinin yanında, bu gerçeği öğrenmiştir. engelli kardeşi hayata gözlerini yummuştur abisinin yanında birkaç saniye daha geçirebilmenin özlemiyle. engelli olmasından utanan, onu yanına alarak parklara, sinemaya götürmeyen, başkalarının onu öz kardeşiyle görmesinden utanan abisi, artık tek başınadır. ama içindeki pişmanlığı hayatı boyunca silemeyecektir. gözlerinin yaşı ölene dek içine akacaktır, bağıra bağıra ağlamak isteyecek belki de ağlayacak ama kardeşini mutlu edemediği gerçeğini değiştirmeyecektir. yoktur artık, onu ne kadar sevdiğini öğrenememiştir hiç, insan engelli kardeşinden utanır mı? pişmanlık iş işten geçtikten sonra ortaya çıkan zavallıdır! * *