sefalet içinde büyümüş, yoksul çocuklardır.
hayatları acıyla geçmiştir. serttirler, güçlüdürler, acıdan olgunlaşmışlardır.
mutlaka öldürülmüş bir yakınları vardır.
savaşın yakından şahididirler.
7 yaşlarına kadar kürtçe konuşurlar, 7 yaşından sonra okulda hiç bilmedikleri bir dilde, kendilerini anlamayan bir öğretmen tarafından okuma/yazma öğrenmeye çalışırlar. oysa öğretmenle aynı dili bile konuşmuyorlardır daha.
eve giderler kürtçe konuşulur, arkadaşları kürtçe konuşur. sadece tek bir kişi, okuldaki öğretmen hiç bilmediği bir dilde konuşur. çocuk tuvalete gitmek istese öğretmenine anlatamaz.
ve sonra bu çocuktan doğru düzgün bir yerlere gelmesi beklenir.
gene yaparlar, gene yaparlar ama zorlanırlar.
sonra nefret edilirler, birileri der ki sadece onların çocuk yapmalarını engelleyelim, birileri tutar hepsini öldürelim der, birileri tutar bu kesin teröristtir der babasıyla birlikteyken kurşuna dize 12 yaşındaki bedenini 13 kurşunla katleder. kimisiyse havan topuna kurban gider.
(bkz: uğur kaymaz)
(bkz: ceylan önkol)
kimisi ömrünü cezaevinde geçirir. çocukların koğuşuna bile konulmazlar. cezaevinde tacize, tecavüze uğrarlar.
(bkz: pozantı cezaevi)
ve daha niceleri.. say say bitmez be dostlarım.
neyse.. gelin biz onlara acının çocukları diyelim.