bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

bi kahve içmek istiyosun. yanında bi sigara ve hiç okunmamış bi kitabı okumak. günlerini, aylarını, yıllarını verdiğin kadın. hepsinin bir ihanet olduğunu görüyorsun. yalan olduğunu anlıyorsun birlikte geçen gecelerin. olmadığını, olmayacağını farketmeye başlıyosun omzuna dokunan şevkatli başın. bakışlarının gözlerinden uzak olduğunu görüyosun. hiç okunmamış bi kitabı okumak gibi geliyor sana, kimsenin okumadığı, bilmediği. kimsenin içmediği bi kahve belki de. sımsıcak bakışları ısıtabilir miydi suyunu? şekersiz derdin hep, olmadığı yarınlara. dün hep biri anlayacaktı oysa. şimdi sigaranı yakıyor olmadı hiç. yazılmış kitaplar vardı bir de olmayanların ardınca bir yığın, yazılmışları yeniden yazardın geceler gibi bulutlara. yanmayan sigaranı söndürürdü kitaplara denizler. külleri kaybolurdu denizlere. artık yeter diyecekken kelimeler biterdi. kelimeler bitmese de orada bi yerlerde bi şeyler hep eksikti. kimse dün yağmur yağacak demezdi, söylemiş olmamak için. oysa söylerdi, hissetmemiş olmamak için. hisseder miydi? bilinmezdi. o da bizden biriydi, olmadığı kadar içimizden biri. yasaktı. uzaktı. yasaklar şehrinde olmayan bir kuraldı. kitabı olmayan kuralın, iki kişilik yarım kahvenin gerisinde kaybolan belki de. belki de.. herneyse..
güncel Önemli Başlıklar