bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

Sen...Yine karşımdasın,yine kağıdıma dökülen kelimelerdesin....O kadar çok yorgunum ki,şimdi...Bazen hala şaşırıyorum,kalbim nasıl hala atıyor diye? Sana sormak istediğim daha çok soru vardı,hiçbirini cevaplamadan gittin...Hep aklımda kaldın,sorularla beraber...O kadar kırdın ki,sana söyleyecek sözüm kalmadı...Oysa ben seninle...Neyse,dayanamıyorum.Gücüm yetmiyor sana kelimeler tüketmeye...Şimdi yanımda olsan,iki yakanı tutup elimle;sorsam sana neden diye? Ya da sorsam sana seviyor musun hala diye? Ya da sövsem sana;ana avrat...Keşke yanımda olsan da görmesem seni,hiç yokmuşsun gibi davransam...Ya da tüm gücümle sarılsam sana aynı ölecekmişsin gibi hissetsen nefesin kesilse,ezilsen sevginin altında,diz çöksen,ağlasan,biraz da olsa yüzün kızarsa...Aynı benim gibi...Bile bile yaktın canımı,bile bile kalbimde yine yaralar açtın...Ben sana son can havliyle gelirken,sen bir koşup,bir koşmadın,sonra da ''başkası'' dedin ve gittin... Boğuluyorum şimdi,bazen dostlar,bazen sen bile nafile... Ne anlatsam,ne söylesem anlamazsın,anlamak istemezsin...Hani sen,gözünün ucundan başkasını göremeyen insan,hani sen,kendini bulunmaz hint kumaşı zanneden...Sen varya,sen Allah'ın yarattığı kulsun sadaece.Unutma,bir Allah yıkılmaz...Seni sen yapan,benim sana olan sevgimdi...Anlayamadın...Ve biliyor musun,ömrün boyunca hep pişman olacaksın,geriye dönüp baktığında o olsaydı,çok severdi diyeceksin...Göreceksin ki kimse benim gibi sevmeyecek,bir sözüne koşa koşa gelmeyecek,kimse senin için ellerini semaya açmayayacak benim gibi,kimse benim gibi senin derdinle üzülmeyecek...Anlayabilseydin eğer herşey farklı olabilirdi...Sen busun işte,sevgiden anlamayan,sevmekten anlamayan,senin de söylediğin gibi taş kalpli olan...Çabalama boşuna,sevemezsin...Yazık,oysaki sevmek ne büyük bir nimet,haketmeyen olsa bile...Şuna emin ol ki,ben o havuzdan çıktığım zaman,sana sadece kocaman sarılıp bırakacağım,ama öyle sarılacağım ki ömrün boyunca unutamayacaksın,çünkü sana son kalan umutlarımı bırakıp gideceğim ben,arkama bakmadan...Ama sen,sen karınla sevişirken,çorabını giyerken,televizyon izlerken ya da her ne yapıyorsan,beni hatırlayacaksın,için yanacak,aramak isteyeceksin,elin telefona gidecek,tam tuşlara dokunurken biri seslenecek sana ''kocacığım'' diyerek... Sonra herşeyi bırakıp sahte bir gülüşle ''söyle sevgilim'' diyeceksin,ömrün kendini kandırmakla geçecek...Karımı seviyorum diye düşündüğün anda;beni göreceksin. Belki el ele sıkışacağız,belki de sana oturmaya geleceğim,belki karının arkadaşı olacağım;belki karınla çok iyi arkadaş olacağım;belki ben ve o eşlerimizi anlatacağız birbirimize...Ve sen beni her gördüğünde ''ben ne yaptım?'' demekten alamayacaksın kendini... Yazık,benim aklımda kaldın,zamanımı aldın... Ama biliyorum ki ben istesem de istemesem de senin ömründe kalacağım. Sen şimdi kahkahalarla gül,zaferinin tadını çıkar,etrafa gülücükler saç ben kazandım diye... Bense hala yorgun yorgun seni izleyeyim,sana cevap vermeye halim kalmadığı halde,sen kal hala aklımda benim,sen,sen kazan işte...Ne kadar kazanırsan... Ama unutma ki,seneler sonra seni gördüüğümde ''pişman'' olacak olan ben değilim kazanan adam... Dünya'ya duyur zaferini,aç gözlerini başkalarına,daha çok iste kazanacağını düşünerek ve ben hala yürümeye çalışayım,boğulayım kendi nefesimde... Yeter ki sen kazan kağıdıma dökülen kelimeler,yeter ki gül aklımda kalan,at zafer çığlıklarını etrafa,ona,şuna,tüm dünyaya... Bunu o kadar yürekten istiyorum ki... Sen yeter ki öne geç,yeter ki yen beni... Sana yalvarıyorum sen kazan,sen kahkaha at,gül,eğlen... Ben sana mağlup olayım yeter ki...