bugün

giordano bruno

Irak TV'sin de ;Dünya düz mü, yuvarlak mı?; diye tartışan, zıt görüşlerdeki iki bilim(!) adamınından birisi ,dünyanın düz olduğunu savunurken ;diğeri, yuvarlak olduğunu ispatlamaya çalışıyordu.. Dünyanın düz olduğunu savunan taraf ; Güneşin dünyadan küçük olduğunu ve güneşin dünyanın etrafında döndüğünü(!) beyan etti. Ay ve Güneş in çap hesaplamalarını yanlış yaparak; ama kendinden emin bir şekilde de sürdürdü konuşmasını..

Bu videoyu izledikten sonra, aklımın ilk gittiği yer, Ortaçağda ki skolastik düşünce yapısı oldu.Takribinde,serbest çağrışımla bir isim geldi aklıma; bu isim, Giordano Bruno idi..

Giordano Bruno, 1548 yılında italya-Nola da doğdu.Soylu bir ailenin çocuğu idi ve 16 yaşında dinsel bir tarikat olan, dominken tarikatına girmek durumunda kaldı.Ancak,bilime olan aşkı ve evreni çözümleme çabası , bilimi reddeden bu tarikat ile yollarını ayırmasına neden oldu ve bilimsel çalışmalara başladı.içinde bulunduğu sistem, bilimi yasaklıyordu ve kiliseye karşı bilimi savunduğu için din sapkınlığı ile suçlandı.Engizisyon baskısından kurtulmak için ülke ülke gezdi.sabit bir yerde duramadı.

Bruno, Evrenin sonsuz olduğunu; dünyanın, evrenin merkezi olmayıp,evrende dünyadan başka da gezegenler olduğunu savunuyordu.Tabi,asla düşünemesi gereken başka bir şeyi; dünyanın düz olmadığı görüşünü, Galilei gibi o da savunuyordu, ki bu bütün savunduğu düşünceler,16.yüzyılın cahil avrupasında hıristiyanlık dinine aykırıydı ve kiliseye karşı cürüm işlemek anlamına geliyordu..Bunun cezası ise ölümdü...
En Nihayetinde, 1600 yılında Zürihe gittiğinde tartıştığı bir aristokrat,Bruno'yu Engizisyon mahkemesine teslim etti. Mahkemede ; görüşlerinden vazgeçerse ve bu sonsuz evren görüşünün din sapkınlığı olduğunu kabul ederse, kilise tarafından affedileceği söylendi.Lakin o,gördüğü bütün işkencelere karşı görüşlerinden ödün vermedi ve savunmaya devam etti.Bunun üzerine, Roma'nın Compo de Fiori meydanında diri diri yakılarak ölüm cezası infaz edildi...

Şimdi düşünelim; Ortaçağ Avrupasında 15.-16.yüzyıl da bilimle uğraşmanın cezası işkence ve ölüm iken, Şimdiki Ortadoğu; yani o zamanın Mezopotamya topraklarında ve Arap dünyası’nda, ibn el-Şatir gibi bilim adamları bilimlerini son hızla ve engelsiz devam ettirmişti.
Zamanında Dünya bilim tarihine damga vuran gökbilimcilerin yetiştiği bu coğrafya(Irak,iran vb.. dahil), yüzyıllar sonunda, nasıl çağının bu kadar gerisinde düşünebilen bir coğrafyaya dönüştü, bu nasıl bir ironidir?..Bunun nedeni nedir bunu tartışmayacağım,iyi bildiğim halde.. sadece gelinen bu nokta gerçekten hazin..

Irakda 400 yıl kadar başa sarıp, hala ;dünya düzdür,dönmüyor, güneş dünyadan küçük;gibi bilimsel araştırmadan yoksun,yanlış öğretilmiş bilgiler ile donatılmış zihniyetler ile, Bizim ülkemizde ''7,5 lik deprem yetmedimi!'' diye,depreme neden olan şeyin, insanların işledikleri günahlardan ibaret olduğu ve doğa olayına değil, hurafelere bağlandığı zihniyetle aynı kalıpta.. Yani iğneyi en çok kendimize çuvaldınız da başkasına batırmak gerekiyor biraz da..Hani BOP'a göre rol-model devletiz(!) ya..Bizi örnek alacaklar ya, o açıdan dedim. Hani sempozyumlar falan da düzenliyoruz aptal saptal evrim teorisi karşıtı falan..

Kıssadan hisse son olarak diyeceğim şudur ki; Evet ,dünya yuvarlak ,elips ya da geoid şeklinde..Ancak Kafalar düz olunca,dünyanın şeklinin ne olduğu fark eder mi? Bu düzlük devam ettiği sürece de bırakın müspet düşünmeyi ; düşünebilen bir akıl bile kalmayacak maalesef..