bugün

laiklik

yaratıcının yönetim işleriyle ilgili hükümlerini bir kenara bırakıp insanların kendi akıllarıyla ürettikleri ilkeleri benimsemesidir.
böylece hangi dine inanırsa inansın insanlar devlet nazarında eşit olacaktır. özgürce dini vecibelerini yerine getirebilecekler tabi oldukları yargı sistemine göre yargılanacaklardır.
inançtan önce insan faktörü ön plana alınır ve kimse giyim tarzı ya da yaşama tarzından , bulunduğu cemaatten dolayı aşağılanamaz.
modernlik adı altında din ve dindardan soğutma çabaları diğer insanların inanç alanına saldırmaktır ve buna karşı devlet yetkisini kullanmalıdır. devlet dinsizdir, insanların kendince inancı ya da inançsızlığı vardır devlet bu insanların inanç şekillerinin hepsini garanti altına alır.
dinine göre yaşamak, yargılanmak isteyen insanların önüne engel koymamalıdır. laiklik gerçekten samimi uygulansa şayet çoklu hukuk sistemi gibi şeylerin gündeme gelmesi gerekirdi.
laiklik mevcut dünyada dinleri kontrol altına almak, din dışı fikirlere özellikle özgürlük alanı sağlamak, dinlerin hakir görülmesini ve modern hayat tarzı denilen hayat tarzının bir şekilde dayatılmasını sağlamaktadır.

mevcut hali ile en laik ülke malezya gibi ülkelerdir.

laiklik adı altında inancın mevcut yaşamdaki uygulamalarından bile rahatsız olan koyu laisizm yanlısı insanlar devlet ilkesini kendi vicdanlarına taşıma saçmalığıyla içinde bulundukları dini sulandırmayı, dinini her şeyin, değerin önüne alan insanlara da kendi anlayışlarını dayatma sevdalısı çelişkili insanlardır.

dinde samimi olmamakla suçlanan dini hassasiyetleri olan insanlar yerine kendilerinin laiklikte samimi olmadıkları aşikardır.

bir inanan allah'ın emir ve yasaklarınca yaşamak, yargılanmak ve öylece ölmek istiyorsa laiklik adına bunu engellemek doğru mudur? hani her dine eşit mesafe??
şeriat adı altında inancı bozuk insanları zorla kalıba sokma çabası da anlamsız. o insan allah'ın hükümlerini kendi aklından değersiz gören bir insan ise zaten inancı tahrip olmuş biridir, bu insana neden zorla bir şeyler dayatılsın. kendi hükümlerini hak etmeyen insanlara allah böyle bir nimeti neden versin? şeriat adı altında eski alimlerin bir takım katı görüşleriyle kur'an merkezli olmayan bir yaklaşımla yapılabilecek yanlışlıkların hesabını da iyi düşünmek gerekir.

velhasıl laiklik tüm dünya da içi boş bir kavramdır. laiklik adı altında dinler değersizleştirilip yerine ortak akıl evrensel akıl denilen ilkeler konularak ipini koparan çılgın at gibi nefsaniyetin şahlandığı bir dünya alıp yürümektedir.

kimseye zorla bir şey dayatma taraftarı değilim, kimsenin de kimsenin dini inancını aşağılaması taraftarı değilim. bir müslümanın allah'ın hükümlerini bireysel mana da hayatına aksettirmesini ve hukuk alanında da allah'ın hükümlerini her şeyden üstün tutmasının gereğine inanıyorum. yalnız zedenlenmiş inançlar taşıyanlara zorla dayatmak da istemem bu hukuku. o insan kısmen iman eden birisi.
zaten türkiye'de dinden korkma nedeni bu... gerçek islam ile birlikte anlaşılan allah'ın hükümlerini reddetmenin imanı zedelediği gerçeği karşısında insanların çoğunluğunun çelişkiden sıyrılması korkusu.
oysa özgürlük denilen yalan düşünce de belli bir sınır çizilerek olamaz. samimi özgürlük yanlısı insanlar iseniz diğer insanların hakaret ve şiddet içermeyen her fikrine öcü gözüyle bakamazsınız.

sizin yalancı özgürlük anlayışınızdan da laiklik anlayışınızdan da allah'a sığınırım.