bugün

solaris

bilimkurgunun büyük yazarı stanislaw lem in muhteşem kitabıdır. stanislaw lem kitapta batının asimislasyoncu biçimciliğine özsel tavır geliştirmiş ve kendine özgü bir yer edinmiştir.
solaris dünyadan uzakta, iki güneşe sahip, suyla kaplı bir gezegendir. gezegendeki okyanusun organik bir oluşum olduğu, jelatimsi maddeyle kaplı, akışkan, son derece büyük bölünmez bir hücre olduğunu saptamıştır. Ancak gezegen tek hücreden çok hücreye geçiş aşamaları, bitkisel ve hayvansal evreleri, beyin ve sinir sisteminin gelişim süreçlerini atlayarak iç dengeli okyanus aşamasına ulaşmıştır. bunun sonucunda da zeka sahibi varlıklar gibi çevreye uyum sağlamak yerine çevreye hakim olmuştur. dolayısıyla kendine yaklaşanları ve anlamaya çalışanları düşmanca gördüğünden olacak ki kendince önlemler almakta, araştırma ekiplerini ziyaret eden gizemli insanlar gibi yaklaşmaktadır. araştırma ekibinde birden karşılarına çıkan bu insanları görmenin etkisiyle (ki görülen insanlar bazen çoktan ölmüşlerdir) intihar edenler, kafayı yiyenler olmuştur. okurken bazı yerlerde okuyucuya da kafayı yedirtebilir kitap. nasıl bir kurgudur nasıl bir zekadır hayran bırakır.
solaris 2001 a space odyssey den sonra okuduğum en iyi bilimkurgu. 2001 a space odyssey de işlenen aşırı bir şekilde makina ve yapay zeka iken solariste bunun yerini uzayın bir köşesinde insani kaygılar taşıyan ve yaşamını doğal akışında sürdürmek isteyen canlı bir gezegen ile yine aşkları, tutkuları, korkuları, olan insanla çekişmesini ve birbirlerini anlamaya çalışmaları işlenmiştir.
güncel Önemli Başlıklar