bugün
- icardi190511
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması15
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım15
- en obez özelliğiniz12
- şuan yapmak istediğin şey nedir8
- şampiyonluk için yanak okşatmak52
- gençler iş beğenmiyor8
- mesajlaşılan kişinin çirkin çıkması8
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası17
- nişanlı kalmanın saçma olması9
- sevdiğiniz sözlük yazarları16
- kızılcık şerbeti dizisi12
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak8
- öpüşme ile bulaşan hastalıklar8
- en nefret edilen yazarlar9
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin14
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- anın görüntüsü15
- larisalisa20
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- aç karnına poğaça yemek11
- karşı cinse giyim önerileri11
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması20
- jose mourinho29
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım12
- en dindar özelliğiniz37
- chat sitesi kurmak9
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi28
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok11
- embesil yazarlar9
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı27
- doğum gününde hatırlanmamak19
- düşün ki o bunu okuyor8
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git14
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu20
entry'ler (26)
doğru önerme.
çünkü tanrı denilen kavram insanın kendisidir işin özünde. insan hayalgücü güçlü bir canlıdır ve müthiş şeyler üretebilir. bir yazarın yazdığı eser onun yaratımıdır ve yazar o evrende bir tanrıdır. aynı şekilde bizlerde kendi hayatlarımızın birer tanrısıyız. doğmadan önce yaşayacaklarımızı kendi özgür irademize göre tasarladık ve doğarak rollerimize büründük. ölüp gidincede yani simülasyon out olunca geride sadece öğrendiğimiz kavramlar, anlayışlar ve bakış açıları kalacak. bu hayatta kendinize yapacağınız en büyük iyilik öğrenmeye açık olmaktır. bilgiye açık olmaktır. esas din budur bence. çünkü insan öğrendikçe hayalgücü yani diğer bir deyişle yaratım gücü, yaratıcılığı, tanrısal gücü gelişir diye düşünmekteyim. esenlikler.
çünkü tanrı denilen kavram insanın kendisidir işin özünde. insan hayalgücü güçlü bir canlıdır ve müthiş şeyler üretebilir. bir yazarın yazdığı eser onun yaratımıdır ve yazar o evrende bir tanrıdır. aynı şekilde bizlerde kendi hayatlarımızın birer tanrısıyız. doğmadan önce yaşayacaklarımızı kendi özgür irademize göre tasarladık ve doğarak rollerimize büründük. ölüp gidincede yani simülasyon out olunca geride sadece öğrendiğimiz kavramlar, anlayışlar ve bakış açıları kalacak. bu hayatta kendinize yapacağınız en büyük iyilik öğrenmeye açık olmaktır. bilgiye açık olmaktır. esas din budur bence. çünkü insan öğrendikçe hayalgücü yani diğer bir deyişle yaratım gücü, yaratıcılığı, tanrısal gücü gelişir diye düşünmekteyim. esenlikler.
bu haftayıda evde geçirip önümüzdeki haftadan itibaren dışarı çıkmayı planlıyorum. sikerler sözlük. grip temelli amcık bir viral enfeksiyon için hayatımızın en değerli zamanlarını evde depresyona girerek geçiriyoruz. güçlü bağışıklık sistemi olana hiçbir şey olmaz. korkmuyorum amk.
filmin devamının linki için kime başvuruyoruz diye sordurtan kadındır.
fantastik bulduğum bir patlamadır. bu tür doğal afet videolarına garip bir şekilde bağımlıyım sözlük. gerçekte yakınımda olsa ne tür bir tepki veririm pek kestiremiyorum ama videosunu izlemek haz veriyor. tuhaf.
bu arada üsteki yazara katılıyorum. harbiden bir simülasyonda yaşıyoruz ve bu simülasyon bencede kapanmak üzere. fakat yenisini dayatmazlar umarım diye düşünmedende edemiyorum. malum söz konusu insanı ayakta uyutmak olunca küresel elitten daha iyisini düşünemiyorum.
(bkz: sikmeseler bari)
bu arada üsteki yazara katılıyorum. harbiden bir simülasyonda yaşıyoruz ve bu simülasyon bencede kapanmak üzere. fakat yenisini dayatmazlar umarım diye düşünmedende edemiyorum. malum söz konusu insanı ayakta uyutmak olunca küresel elitten daha iyisini düşünemiyorum.
(bkz: sikmeseler bari)
virüsün iki senedir dünyada dolandığı ile ilgili bir teori var dolaşan. muhtemelen mutasyona yeni uğradı ve böyle sonuçlar doğurmaya başladı. yani dünyada enfekte olan oldu, bağışıklığı güçlü olan kazandı. şimdi ise başaramayanları ve elbette medyanın şişirmelerini izliyoruz. keşke bilgi sadece olduğu gibi verilse fakat prim yapmak ve tıklanma almak herkesin amacı..
bana açıkcası mantıklı geliyor yukarıdaki teori. çünkü mantıken zaten enfekte olmuş olması lazım insanların. karantina muhabbetleri bana anlamsız çaba gibi geliyor. bu saatten sonra yapılacak şey insanların bağışıklığını nasıl güçlendiririm sorusuna cevap bulmaktır ki bu konuda harbiden iyi tavsiyeciler var. biri canan karatay'dır. her ne kadar kadını ağzından çıkan her sözle ayrı ayrı linç etselerde kadın bıkmıyor ve anlatmaya devam ediyor. çoğu zamanda haklı çıkıyor.
bana açıkcası mantıklı geliyor yukarıdaki teori. çünkü mantıken zaten enfekte olmuş olması lazım insanların. karantina muhabbetleri bana anlamsız çaba gibi geliyor. bu saatten sonra yapılacak şey insanların bağışıklığını nasıl güçlendiririm sorusuna cevap bulmaktır ki bu konuda harbiden iyi tavsiyeciler var. biri canan karatay'dır. her ne kadar kadını ağzından çıkan her sözle ayrı ayrı linç etselerde kadın bıkmıyor ve anlatmaya devam ediyor. çoğu zamanda haklı çıkıyor.
anonim yazışmaların sonunda karşındaki kişinin karşı cinsten biri olduğunu sanarak yazışırsın ve artık hoşlanmaya başlamışsındır o kişiden. aradan bir süre geçer ve iş isim verme, foto paylaşma seviyesine evrilir. ve o itiraf anı gelir... işte bu cümle ozaman söylenir.
(bkz: connected2 me)
(bkz: connected2 me)
Çocuğunuzun ipini devletten alıp kendi kendinizin eğitmesi gereken zamanların çoktan geldiğini tespit eden kanaldır.
Hala ne duruyorsunuz? Kendiniz rehberlik etsenize yavrularınıza? Bir diploma alacak diye neden zihnini zırvalarla dolduruyorsunuz ki? Neden bir kağıt parçasının kontrolü devletin eğitiminden geçiyor diye buna boyun eğersiniz ki?
Gerçi sizler ne kadar özgür ve ilerici düşünüyorsunuz ki çocuğunuzun özgürlükçü bakış açısını kaybedip kaybetmemesi sikinizde olsun??
Hala ne duruyorsunuz? Kendiniz rehberlik etsenize yavrularınıza? Bir diploma alacak diye neden zihnini zırvalarla dolduruyorsunuz ki? Neden bir kağıt parçasının kontrolü devletin eğitiminden geçiyor diye buna boyun eğersiniz ki?
Gerçi sizler ne kadar özgür ve ilerici düşünüyorsunuz ki çocuğunuzun özgürlükçü bakış açısını kaybedip kaybetmemesi sikinizde olsun??
Şu sıralar ütopyasını okuduğum filozof kişisi.
Ahlaklı toplumun doğabilmesi için parayı ve mülkiyetçiliği ortadan kaldırmak gerektiğini dolaylı yollardan ince ince dokuyarak anlatıyor kitabında.
Ahlaklı toplumun doğabilmesi için parayı ve mülkiyetçiliği ortadan kaldırmak gerektiğini dolaylı yollardan ince ince dokuyarak anlatıyor kitabında.
her ay ödediğim haraçtır. Evet bu bir haraçtır. Ben kesik, kırık çıkık vb. türden beni aşan rahatsızlıklıklarım olmadığı sürece hastaneye gitmem. Beslenmemi düzenleyerek kendi kendimi iyileştiririm. Yani yılda 2 yada 3 kere gittiğim hatta gitmediğim bir hastane için her ay para ödemek tam bir zorbalıktır. Bu zorbalığın bitmesini bir işsiz vatandaş olarak talep ediyorum.
gün geçmiyor ki şu sözlük dünyalarında birileri daha linç edilmesin , dediğim başlıktır.
Bakınız. Sizlerde bir gün yaşlı olacaksınız. 70 yıl veya 80 yıl bu dünyanın çilesini hissedeceksiniz sırtınızda. Her gün aynı dünyaya maruz kalmaktan sıkılıp dışarı çıkıp, sizinle aynı duyguları paylaşanları aramak isteyeceksiniz. O zaman bu sözleri yeniden düşüneceksiniz. Ben zamanında yaşlılar için böyle sallamıştım diyeceksiniz.
Azıcık empati kurun. Bu insanlar bu dünyada uzun süredir varlar ve yorgunlar. Bıkmaya, umursamazlığa birazcık hakları olmalı. Onlara ulaşmak için huylarına gitmelisiniz. işte o zaman dışlarındaki gestapoyu değilde içlerindeki hazineyi görürsünüz.
Bakınız. Sizlerde bir gün yaşlı olacaksınız. 70 yıl veya 80 yıl bu dünyanın çilesini hissedeceksiniz sırtınızda. Her gün aynı dünyaya maruz kalmaktan sıkılıp dışarı çıkıp, sizinle aynı duyguları paylaşanları aramak isteyeceksiniz. O zaman bu sözleri yeniden düşüneceksiniz. Ben zamanında yaşlılar için böyle sallamıştım diyeceksiniz.
Azıcık empati kurun. Bu insanlar bu dünyada uzun süredir varlar ve yorgunlar. Bıkmaya, umursamazlığa birazcık hakları olmalı. Onlara ulaşmak için huylarına gitmelisiniz. işte o zaman dışlarındaki gestapoyu değilde içlerindeki hazineyi görürsünüz.
son albümü olan After Hours'u youtube kanalından bu sabah itibariyle yayınlamış müthiş sanatçı. Bu aralar weeknd'e karşı çok yükselmiş durumdayım sözlük. adamın sesinde bir büyü var. michael jackson'daki o huzuru veriyor. acaip birşey..
-bir kase ev yoğurduna bir yemek kaşığı zeytinyağı ekleyerek düzenli her gün yada gün aşırı yiyorsunuz.
-çayınızı mümkün mertebe limon ile içiyorsunuz.
-c vitamini zengini sebzeler, meyveler tüketiyorsunuz.
-kristal kaya tuzu veya deniz tuzu tüketiyorsunuz. çünkü bunlar mineral zengini tuzlardır ve vücudunuza lazımdır. iyot sandığınız kadar kötü bir şey değildir.
-azami ölçüde karbonat tüketebilirsiniz.
-çinko, demir içeren besinler tüketebilirsiniz.
-çayınızı mümkün mertebe limon ile içiyorsunuz.
-c vitamini zengini sebzeler, meyveler tüketiyorsunuz.
-kristal kaya tuzu veya deniz tuzu tüketiyorsunuz. çünkü bunlar mineral zengini tuzlardır ve vücudunuza lazımdır. iyot sandığınız kadar kötü bir şey değildir.
-azami ölçüde karbonat tüketebilirsiniz.
-çinko, demir içeren besinler tüketebilirsiniz.
okuyan insan olduklarını belli eden önermedir. çünkü ancak çok okuyup, bilgini arttırdığın zaman sanat açığa çıkıyor. tabi sanatı, edebiyatı şaraba zemzem karıştırınca günahlarını seyrelttiğini sanan bir zihniyete karşı yapınca kötü olan solcu oluyor.
youtubede video içeriği arayan youtuber gibi vergi fikri arayan devlete ilham verme amacı güden hain hede.
Haklı bir önerme. Bir kere günah diye bir şey yoktur. Sevap diye bir şeyinde olmadığı gibi. Çünkü bir insana göre iyilik denilen olgu bir başka kişiye göre iyilik falan olmayabilir. Hayatta nasıl farklı algılarımız ve fikirlerimiz varsa bu da aynı şey. Subjektif yargılar üzerinden kimse yargılanamaz. Saçmalıktır. Köleliktir.
Öte alem denilen şey özgür iradeye dayalı bir temelle çalışır. Her şeye sen karar verirsin. Objektif bir algı vardır, çünkü dünyadaki kimliklerin ölünce burda kalır. Yani öldüğünüzde sujede ölür ve geriye objektif algı kalır. Öte aleme giden budur ve yanında taşıdığı tek şey yaşadığı hayat boyunca biriktirdiği anıları, deneyimleridir. Bunlardan öğrendiklerini objektif algısıyla inceler ve yoluna başka gerçekliklerde devam eder yada buraya geri gelir. (bkz: reenkarnasyon)
Öte alem denilen şey özgür iradeye dayalı bir temelle çalışır. Her şeye sen karar verirsin. Objektif bir algı vardır, çünkü dünyadaki kimliklerin ölünce burda kalır. Yani öldüğünüzde sujede ölür ve geriye objektif algı kalır. Öte aleme giden budur ve yanında taşıdığı tek şey yaşadığı hayat boyunca biriktirdiği anıları, deneyimleridir. Bunlardan öğrendiklerini objektif algısıyla inceler ve yoluna başka gerçekliklerde devam eder yada buraya geri gelir. (bkz: reenkarnasyon)
Epifiz bezine benzemesinden ötürü mitolojiye girdiğide söylenen gözdür.
Epifiz bezi insanın çok boyutlu gerçekliklere açılan, halk dilinde 6. His, 3. Göz olarakta bilinen bir duyusudur. Bugün dmt dediğimiz insanı enteresan türden renkli triplere sokan salgının sağlandığı organda denilebilir. Hatta bazı dmt salgısını tetikleyen lsd tipi maddelerde güney amerika yerlilerince ruhani duyuları açmak için ibadetlerden önce kullanılır.
Epifiz bezi insanın çok boyutlu gerçekliklere açılan, halk dilinde 6. His, 3. Göz olarakta bilinen bir duyusudur. Bugün dmt dediğimiz insanı enteresan türden renkli triplere sokan salgının sağlandığı organda denilebilir. Hatta bazı dmt salgısını tetikleyen lsd tipi maddelerde güney amerika yerlilerince ruhani duyuları açmak için ibadetlerden önce kullanılır.
Nasıl besleniyorsun bilmiyorum ama beslenme biçiminin bununla ciddi alakası olduğunu düşündüğüm sorundur.
Yeterli miktarda protein alman gerekiyor. Şekeri azaltman ve sağlıklı yağlarla enerjiyi alman gerekiyor. Biz şekerle çalışmıyoruz metabolik olarak yağ ile çalışıyoruz. O yüzden hayvansal yağlar, zeytinyağı gibi yağlar tüketmen lazım yemeklerde. Yumurta, et gibi şeyler yemelisin. Bunları yaparken egzersizde yapmalısın. Ayrıca şekeri düşük, glisemik değeri düşük türden meyveler yiyerek lifte alabilirsin. Yoğurt falan yemekte iyi gelir. Bunları yaparsan taş gibi olursun. Şelale gibi olursun.
Hap map hikaye. Olay vücudunu ne ile çalıştırdığında. Karbonhidrata abanırsan erken boşalırsın, çükün zamanla bozulur. Ama protein alırsan uzun soluklu olursun ve çükün rocky balboa gibi olur. Kasları ancak protein ve yağ kombini ile şahlandırırsın babuş.
Yeterli miktarda protein alman gerekiyor. Şekeri azaltman ve sağlıklı yağlarla enerjiyi alman gerekiyor. Biz şekerle çalışmıyoruz metabolik olarak yağ ile çalışıyoruz. O yüzden hayvansal yağlar, zeytinyağı gibi yağlar tüketmen lazım yemeklerde. Yumurta, et gibi şeyler yemelisin. Bunları yaparken egzersizde yapmalısın. Ayrıca şekeri düşük, glisemik değeri düşük türden meyveler yiyerek lifte alabilirsin. Yoğurt falan yemekte iyi gelir. Bunları yaparsan taş gibi olursun. Şelale gibi olursun.
Hap map hikaye. Olay vücudunu ne ile çalıştırdığında. Karbonhidrata abanırsan erken boşalırsın, çükün zamanla bozulur. Ama protein alırsan uzun soluklu olursun ve çükün rocky balboa gibi olur. Kasları ancak protein ve yağ kombini ile şahlandırırsın babuş.
Random “replik” tekniği adında bir yaratıcı yazarlık dersi tekniğidir.
Tekniğe göre bir yazar kişisi, eline aldığı kağıdı ve kalemi ile istediği herhangi bir kalabalık ortama sessizce karışıyor. Ardından çevreden duyduğu hangi ses varsa (insan, hayvan, makineler vs.) random bir şekilde yazmaya başlıyor. Daha sonra bu yazılan söz öbeklerinden, repliklerden, seslerden bir hikaye taslağı hayal edip içine kurgusal karakterlerde ekleyerek eğlencenin dibine vuruyor.
Tekniğe göre bir yazar kişisi, eline aldığı kağıdı ve kalemi ile istediği herhangi bir kalabalık ortama sessizce karışıyor. Ardından çevreden duyduğu hangi ses varsa (insan, hayvan, makineler vs.) random bir şekilde yazmaya başlıyor. Daha sonra bu yazılan söz öbeklerinden, repliklerden, seslerden bir hikaye taslağı hayal edip içine kurgusal karakterlerde ekleyerek eğlencenin dibine vuruyor.
depresyon belirtisi olan davranıştır. kimsenin alkolüne karışmam ve pekte umrumda olmaz ne yaptıkları fakat bu davranışı sürekli halde tutmak insanı uzun vadede depresyona sokar. beyin bir noktadan sonra çalışma prensibini bu alışkanlığa göre ayarlar ve düşünmeyi bırakarak kendisini otomasyonun esaretine bırakır. bu durumda sağlıksızdır. otomatik bir modda her gün aynı eylemi yapan ve bunu kendisini uyuşturmak için yapan birey bitki moduna girmiştir. artık aleo veradan farksızdır. tek yaptığı solunumdur..
(bkz: kıyamet alametleri) olabilecek türden bir vahim durumdur.