bugün
- hemşire kızlar nasıl oluyor26
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek26
- kızların tipe bakmadığı gerçeği24
- bir kadın nasıl tavlanır15
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz35
- insanlar melek mi şeytan mı9
- sözlük kızlarının saç rengi9
- icardi190522
- düşün ki o bunu okuyor8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- anın görüntüsü9
- iğrenç bir his tarif et33
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- en yaşlı özelliğiniz18
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- suriyeliler suriye'ye dönsün10
- fake hesabım için nick önerileri9
- emmanuel emenike16
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- ahirette sorulacak ilk soru8
entry'ler (261)
türk sinemasına katkısı ya da uluslararası saygınlığı tartışılabilir, ama yarışma kısmının tat vermediği ortada. jüride kimler olursa olsun anlamsız bir ödül paylaştırma politikası izleniyor her yıl. "en iyi yönetmen"ler hiçbir zaman "en iyi film"i yapmıyor, "en iyi oyuncular" her zaman birkaç filme eşit dağılıyor. teknik branşlardaki ödüller, niteliğine bakılmaksızın diğer ödülleri alamayan filmlere veriliyor. yarışmanın amacı hala belli değil. istanbul film festivali'ndeki gibi bir tema kısıtlaması yok. bir yıl genç sinemacıları destekleme misyonunu üstleniyor, bir yıl ustalara çalışıyor... başarıyla yaptığı tek şey, her sene abuk sabuk tartışmalara sahne olması ve bol bol magazinel malzeme yaratması.
(kısaca, nurgül yeşilçay'ın gaspedilen bütün ödüllerinin geri verilmesini istiyorum, evet. pls.)
(kısaca, nurgül yeşilçay'ın gaspedilen bütün ödüllerinin geri verilmesini istiyorum, evet. pls.)
cannes film festivali'nde bulunma amacından çok orada ne giyeceğine-nasıl görüneceğine takılanlara inat kendi yaptığı makyajı, alabildiğine rüküş kıyafetleri ve en ingilizce bilmeyen halleriyle arz-ı endam eyleyen; yaşamın kıyısında filmine verilen avrupa birliği ödülünü, "biz onlara küfrediyoruz, onlar bize ödül veriyor" veciz sözleriyle değerlendiren; aynı şekilde atın portakal jürisinin abuk sabuk kararlarını "yemişim portakalını" gibi bir üslupla yorumlayan ve bütün bunları çirkinleşmeden yapmayı başarabilen; değil türkiye'de dünyada bile çok az oyuncunun yaşadığı onuru yaşayıp asla "ben avrupa'ya açıldım", "ben dünya starı oldum" havalarına girmeyen bir oyuncu ve hatta daha fazlası. entelijansiyanın orta yerinde salınan ezo gelin o.
gönlümün oscar'ını veriyorum, dünya barışını tehdit eden gözlerine.
gönlümün oscar'ını veriyorum, dünya barışını tehdit eden gözlerine.
sıradan şarkıların içine yerleştirilmiş bombalardan biri bu da. ferhatgöçerce bir çaresizlik manifestosu. çaresiz denk gelip çaresizlik hissettim derken, bir de ulu sözlük'te daha önce hissedildiğini gördüm çaresiz. isyan diyecektim yoksa, evet isyan diye çağrışacaktım, ah minel aşk dedim, sustum.
kendinden feci endişelenesi olan bir ülke türkiye. korkunun krallığı olacak sanki bu topraklar, "biz" illaki tartışacağız-kutuplaşacağız-güvensizlikten abuk sabuk şeyler yapacağız da dünyadaki ülke sayısı kadar bahane lazım bize. türkiye iran olur mu, malezya olur mu, amerika olmasa ne olur olur mu... dereler çağlar oldu, gözlerim ağlar oldu, gelmedin yıllar oldu, böyle olur mu...
iki mısrada "küçük" değişiklikler yapılıp, "Bu akl-u fikr ile mevla bulunmaz" denirse ve en etkileyici mısra "ölen hayvan imiş, aşıklar ölmez" şeklinde söylenirse sadece şekilde değil, anlamda da bir farklılaşma olur: aşık çıkar menzilden, aşk kalır. aşık erir aşkın içinde, aşk olur.
ya rab bu ne derttir derman bulunmaz
benim garip gönlüm aşktan usanmaz
aşık ki cana kaldı aşık olmaz
canın terketmeyen, ma'şukun bulmaz
ya rab bu ne derttir derman bulunmaz
benim garip gönlüm aşktan usanmaz
aşık ki cana kaldı aşık olmaz
canın terketmeyen, ma'şukun bulmaz
düşününce, evet haklı bir serzeniş. mutsuzluk malum, son derece olağan ve genel bir durum. bırakıyorsun kendini içine, bir süre sonra karanlığına da alışıyor gözlerin; umuttu, kaygıydı kalmıyor hiçbir şey, mis. oysa mutluluk istisna anlardan ibaret. emek istiyor, sabır istiyor, dahası kendi elinde değil insanın. kısacık ömür, ölüp gideceksin ve hayatında mutlu olup olmadığın sorun-sorunun olmayacak muhremelen toprağın altında. ne gerek var bütün bunlara. olmuyor böyle hiç.
"bana rahmet yerden yağar" diyebilecek kadar yüce, kimsenin hazret demeyeceği kadar büyük. yunus o, bizim yunus.
-seni sevmemem için bana makul bir sebep göster?
-sen!
-hiç komik değil, ama makul. mazbut hatta, muntazam.
-sen!
-hiç komik değil, ama makul. mazbut hatta, muntazam.
hayatınızla dünya arasına bir başka hayatın girmesiyle oluşur. dünya bu nedenle kararır ve her zaman da geçiçi olmaz bu durum. hayat tutulması, insanın-insanlığın görüldüğü her yerde, çıplak gözle izlenebilir.
(yaratıcılığı da artırabilir mesela, iyidir!)
(yaratıcılığı da artırabilir mesela, iyidir!)
ifadenin sığlıyla, popülerliğine bakıp günümüz fotoğrafçılığı hakkında fikir edinmek mümkün. çektiğine "resim" diyen o kadar usta varken, bu mottonun peşinde koşan yeniyetmelerin "fotoğraf" değiği şeyler, doğallığı ve anlamı bozulmuş dijital manipulasyonlardan ibaret genellikle. yine ironi yani, evet.
ne ozandır ne arif.
-ama ankara çok "düzen"li bir şehirdir.
tam bir "kadın" cümlesi. ortada savaşları kaldırmaya muktedir bir kadın gücü var, ama bu güç dünyayı yönetmeye yetmiyor. niye? çünkü, dünyayı yönetmek* kura çekilerek filan erkeklere verilmiş bir hak. bir lütfetseler onlar, güllük gülistanlık olacak dünya... mantığa hayran olmamak elde değil. bu sözü söyleyen "kadınlar savaşın!" deseydi olmazdı zaten. sakat kalırdı herkes akıldan-mantıktan, gözden izandan.
oyuncu olması "teknik olarak" mümkün değil. bir tane yüz ifadesi var bu adamın: gülüyor aynı, ağlıyor aynı, racon kesmiyor aynı, kelle kesiyor aynı. memati onun geceleri uyuduğunu sanıyor, ama biz biliyoruz uyuyamaz o yüzle. öyle bambaşka, öyle aynı.
birilerinin ego tatminine, kolaycı vicdan rahatlamasına, sahte insafına bırakmaz insanı-insanlığı. dile gelmiş, ete kemiğe bürünmüş devlettir sosyal devlet; anayasa maddelerinden, harflerden oluşmaz.
çoğalsalar keşke. elinde bıçak olan, tiner olan; elinde ölüm olanlar kadar çoğalsalar.
kötü filmlerin kötü kahramanlarına benziyor. kendince bir şeyler yapıyor ama çok yetersiz, çok beceriksiz, çok komik. fıkralarla türkiye kadar sevimsiz, komik.
"tekrar şiire başlamak için uygun koşulların oluşmasını tevekkülle ummak istiyor."*
ironiyi de ironileştirmiş adam. aşina ne kelime:
rabbim o tarz bir tiyatro gelsin bu şehre
haddinden fazla mermi küvezden seksin
rabbim rabbim ben de sordum sarı çiçeğe
ah beni de şu direğe bağlayın gitsin
rabbim o tarz bir tiyatro gelsin bu şehre
haddinden fazla mermi küvezden seksin
rabbim rabbim ben de sordum sarı çiçeğe
ah beni de şu direğe bağlayın gitsin