bosna savaşı sırasında srebrenitsa'dan sonra en büyük ikinci katliam, ülkenin kuzeyindeki priyedor bölgesinde yaşandı.
102'si çocuk 3 binden fazla boşnak ve hırvat öldürüldü.
bosna hersek'teki savaşın yeni başladığı mart 1992'de eski yugoslavya'daki devlet güvenlik teşkilatının (udba) başına getirilen sırp kökenli simo drljaca, prijedor'daki 13 polis karakolunda görev yapan 1775 sırp'ı bir ay içinde silahlandırdı.
sırp birlikleri, 29 nisan gecesi o dönemde nüfusunun çoğunluğu boşnak olan prijedor şehrini ele geçirdi.
ağır silahlara sahip sırp birlikleri, 23 Mayıs 1992'de prijedor civarındaki köylere saldırdı.
prijedor ve civarındaki katliamda 102'si çocuk 3 bin 176 sivil hayatını kaybetti.
sırplar, 31 mayıs 1992'de yerel radyolar üzerinden yapılan duyuruyla "sırp olmayanların evlerinin pencerelerine beyaz çarşaf asmaları, sokağa çıkarken kollarına beyaz kurdele bağlamaları" talimatı verdi.
işgalci sırpların talimatlarını yerine getirmek zorunda kalan sırp olmayan siviller, bu yöntemle tespit edildi. tespit edilenler, esir kamplarına götürülerek katliamlara, işkencelere ve tecavüzlere maruz kaldı.
prijedorlu yaklaşık 30 bin sivil, o dönemde omarska, keraterm, kozarac, trnopolje ve manjaca'daki toplama kamplarına götürüldü. on binlerce kişi ise doğdukları topraklardan sürgün edildi.
prijedor'daki katliamda hayatını kaybeden ve kimlik tespiti yapılan boşnak siviller her yıl 20 temmuz'da düzenlenen cenaze töreninin ardından toprağa veriliyor.
mütefekkir salih mirzabeyoğlu’nun 1981 yılında yayınlanan temel eserlerinden biridir. “şuur süzgeci”, “varlık ve oluş”, “varlık ve zaman”, “diyalektik ve ahlak”, “ruhçuluk ve keyfiyetçilik”, “hürriyetin izlenişi” gibi mücerret meseleleri ele alır ve ibda fikriyatı’nın
“şuur süzgeci” ölçülerini ortaya koyar.
ibda Külliyatı’nın en zor okunan fakat ibda’nın dil ve anlayışına nüfuz etmek için en çok okunması gereken eseridir.
nitekim üstad necip fazıl tarafından şöyle takdim edilmiştir:
“bu kitap cumhuriyet sonrası kavruk nesillerin ilk ciddi fikir sesi ve ilk çileli nefs murakabesi eseridir!”
mütefekkir salih Mirzabeyoğlu’nun telegram işkencesini ve onun çevresindeki meseleleri hikemî bir usûlle anlattığı eseri diyebiliriz. bu eserin tarifi zor…
giriş isimli ilk cildinde telegram işkencesine dair bazı sahneleri de anlatır kumandan.
fakat daha çok telegram meselesinin ne olduğu, nidüğü ve ne anlama geldiğini anlatır. sonraki ciltlerde artık, işkenceye dair pek tablo bulamazsınız.
mesele islâm hikemiyatı’nın tahkim edilmesine dönmüştür ve telegram işkenceleri, merkezi bir rol oynadığı bu eserin gölgesinde kalmıştır. sanki “telegram suikastı” ile şehid edileceğini biliyormuş gibi, (ki henüz yayınlanmamış ciltlerle birlikte 10 cilde tamamlanacağı söyleniyor), son eserini tahkim etmeye hasretmişti vaktini. Şimdiye kadar 4 cildi yayınlanmıştır....
kilis’te okul çıkışı eve dönmeyen suriyeli Gina Mercimek(9), başlatılan arama çalışmaları sonucunda, komşu H.B'ye ait 2 katlı bir evin avlusundaki su kuyusunda boynuna biriket bağlı şekilde ölü bulundu. 9 yaşındaki Suriyeli kız, okuldan gelirken servisi kaçırınca evine yürümüş; aynı sokakta yaşayan H.B. isimli bir TC vatandaşı komşu çocuğu içeri çekip istismar etmiş, döverek dişlerini dökmüş, sonra boynuna briket bağlayıp kuyuya atmış.
çocuk oruçluymuş.
allah bu zulmü yapanı da mülteci, sığınmacı düşmanlığını körükleyenleri de kahhar ismiyle kahretsin.
-alıntı-