Bazi topluluklar örnegin; almanlar, fransizlar, japonlar vs. kendi ülkelerine sahip insanlardir ve bu yüzden bu topluluklara dahil olan insanlara almanci veya almanyali, fransali veya japonyali denmez.
Ayni, gurbetcilerde oldugu gibi:
Almanya'da yasayan bir türk alman kimligine sahip olmasina rahmen, "almanyaliyim ama türküm" diyebiliyorsa;
Türkiye' de de
Türk, "türküm"
Rum, "rumum ama türkiyeliyim."
Kürt, "kürtüm ama türkiyeliyim"
Arap, "arabim ama türkiyeliyim" diyebilir.
Sonucta kimlik sadece hangi ülkenin vatandasi oldugunu belirler ama kisinin Etnik kimligi hakkinda bir bilgi vermez.
Ayrica; irkcilik dönemi kapatilali 50 yili gecti ve bunun üzerinden Hala siyaset yapmak ülkeyi daha da geriye götürecek tehlikeli bir stratejidir.
Ugur'un telli enstrumanlara asinaligi dikkatimi cekti ve her yil üzerine koyarak devam ediyor.
Ege bölgesi türkülerine hakim ve yorumlari harikulade.
Günümüzün özay gönlüm'ü olabilir mi onu bilmiyorum ama bu türküleri günümüze uyarlayip yasatmasi muhtesem.
Ugur gibilerin sayisinin türkiye'de artmasi ve her yörenin türkülerinin (türkce, kürtce, lazca, ermenice, rumca, ve unuttuklarim) gelecege devredilmesi en büyük temennim.
Bu topraklardaki bu kültür zenginligi paha bicilemeyecek kadar pahali.
Ucuzlari el acidir. Iki Gram sikana kadar parmaklardaki eklemler birbirinden ayrilir.
Sürekli kullaniliyor ise; mutlaka yatirim yapmaktan cekinilmemeli.
Ayrica; elektrikli olanlari da mevcuttur. Bazilarinda dozaj ayari da yapmak mümkün ama gerek yok cünkü; ucunu kestiginiz genislige ve hiziniza bagli olarak da dozaji tutturmak mümkün.
Olabildigince silikonun gelmemesi gereken yerleri kagit band ile kaplayarak ve düzeltirken; Su ve bulasik deterjani karisimini kullanarak daha düzgün Silikon cekebilirsiniz.
ilk dönemlerden bahsexecek olursak;
2005-2010 yillarinda buralar ormandi, nehirler akardi, ceylanlar cirit atardi.
sazini, kemanini, kavalini alanlar bir Kaya üzerinde türkülerini cigirirdi. Börtü böcek bile ritim tutardi.
Yazan yazdigini bilir, okuyan da okudugunu anlardi.
Her 5 sene de bir tuhafliklar olustu ve sözlük geriye dogru evrim gecirdi.
En önemlisi bir "sözlük formati" vardi ve bu formata bir saygi vardi. Simdi bütün cemaat bir olmus, formatin icinden cesitli formasyonlarla geciliyor.
kisinin hayatini idame ettirmek icin olan miktarin üzerindeki tutara haciz gelse anlarim ama tamamina haciz getirilmesi cok sacma. Kanun düsünülmeden, empati kurulmadan tasatlanmis gibi duruyor.
yakinda Internette satilik ilanlarinda "emekliden temiz böbrek" diye piyasada böbrek fiyatlarinin düstügünü izleriz.
Hakkında ilk sorusturulma başlatılan yapay zeka.
Haberi görünce fıkra sandım ama gerçekmiş. Soruşturma Ankara Cumhuriyet başsavcılığı tarafından gerceklestiriliyormuş.
ona buna hakaret ve küfür edersen silivriye bile alırlar aklını.
Diyanetin hesaba katmadigi birsey var ve bu şekilde kendi bacağına sıklığının farkında değil.
- Diyantin gelir kaynağı vergiler.
- Zam gelmez ise; az vergi ödenir.
- Sene başı, sayın başlar bütce planlamasında diyanete az pay düstüğünde "hani bana, hani bana" derler ve baş alırlar.
tecavûzcü olmaları bir kenara; bildiğimiz ensest ilişkileri var. ayip, ayıp! tü kaka tanrılar!
örnegin; Zeus ve hera'nın kardeş olmaları ve aynı zamanda karı koca olmaları.
Zeus'un afrodit'e (kızına) sarkıntılık yapması.
kronos ve rea yine kardeşler ama karı kocalar. vs. vs.
türk televizyonu öglen kuşağı programları Yunan mitolojisinden daha beter. türk dizileri de bu mitolojilerdeki hikayelere yaklaştı.
Bu topraklar bir sürü uygarlığın mitolojilerini barındırıyor. Anlaşılan hala halkta kendisini tanrı sanan bir sürü insan var ve mitolojileri kendi hayatlarının bir parçası haline getirmeyi yaşam amacı olarak hedeflemişler.
müslümanlar; aşiretler, emirlikler, şeyhler, mezhepler ve tarikatlar olduğu sürece hiçbir zaman galip gelemezler.
Dinin kişisel bir inanç olduğunu her müslüman birey ögrenmedikçe, din ile devlet yönetme devrinin çoktan bittiğini kabullenmedikçe; aydınlanmayı müsman alemi yasamadikça, geriden geriden gelmeye devam ettikçe; ütopiktir.
Bu kadar dağınık bir toplum, sadece yönetilmeye mahkum kalır. Bu aslında her toplum için geçerli. Ha tabi bir de ahlak kavramı var ki; o konuya hiç girmiyorum.
zaten halı hazırda sözlük formatına kayilmis, bildiğin dümdüz tanım yerine komple forum/chat tarzı entryler doldurulmuş. sözlük formatina tecavüz edilmiş üstüne de mahkemesine çıkacak hakim de tecavüz edince; davası düşmüş birey muamelesi gösteriliyor.
çoğu spoiler butonunu alıntı butonu sanıyor ve alintilayip alintilayip cevap yazıyor.
ekleyin su butonu da biz de kurtulalım. en azından okurken; "ne spoilerlemis acaba" diye merak edip, alıntıyı okumak zorunda kalmayız.
Her savaşta olduğu gibi yine olan sivillere olacak ve kinsenin kazanamadığı bir savaş olacak gibi görünüyor.
israil, kesin olarak bilinmemekle birlikte elinde atom bombası barındıran tek orta doğu ülkesi. iran ise bunu yapabilecek donanıma sahip oldu ve bunu israil istemiyor. Eğer iran atom bombasına sahip olur ise; o zaman askeri bakımdan Orta doğunun en güclü ülkesi olabilir ve aynı zamanda israil'i yerle bir edebilir.
yukarıda bazı enteylerde türkiye'nin orta Doğu'da bulunan en güclü askeri yapıya sahip olduğu tartışılmış. ne yazık ki;israil en güclüsü ve bu gücü sadece asker sayısına indirgeyemeyiz.
her ne kadar iran ve türkiye, israil'e oranla çok daha fazla askere sahip olsalar da israil'in silah bakımından teknoloji yoğunluğu askeriyesini güclü kılıyor.Cyber savaşlarında da israil'in üstünlügü ne yazık ki tartışmaya kapalı. Türkiye, dünya çapında Drone üretiminde kendisini ispatlimis bir ülke olmasına rağmen; Drone teknolojisi konusunda israil hala daha gelişmiş konumda.
yemekle aram yok ama tatlılara ve pastalara doğrudan talibim.
bu arada bik bik'i Hansel ve gretel'deki cadı yerine koymuş gibi olduk ama olsun pastadan ev yapsın; "sanat eseri bu, yemeye kiyilmaz" demek yerine evi de gömecek Hansel ve Gretel oldukça, cadı daha masum.
bir haftada hayata bakışını değiştirir.
Düşman sandığının dost, dost sandığının ise düsman olduğunu gösterir.
Hayatın sadece kendi gördüğün ufuk çizgisinden ibaret olmadığını yüzüne döner tekme ile vurur.
Bu tür ögretileri hiçbir parayla, hiçbir dersaneden ve hiçbir hocadan alamazsın.
Deneyimlemek en iyisidir ve pişman olsan bile aradan bir kaç sene geçtikten sonra "iyiki yapmışım" dedirtir.
sevgilisi varmış yada yokmuş beni şahsen ilgilendirmiyor. sevgilisi var ise ve sevgilisi için belediye kasasından harcama yapmış mi? yaptıysa hesap vermeli. Sevgilisi için kendi hesabından ödeme yaptıysa; o zaman o aile sorunu hiç birimizi ilgilendirmez.
James Webb teleskopu bu gezegende Su haricinde dimetil sülfür(DMS), dimetil disülfür (DMDS) ve metan gibi sadece canlıların sentezleyebildigi kimyasal bileşenler ölçüldü.
Büyük ihtimal ile planktonlar veya farklı miktoorganizmalarin varligindan süpheleniliyor. Ölcümlerden emin olmak için hata payları düsürülmeye çalışılıyor
Bu gezegen dünyadan 2,6 kat daha büyük ve ağırlığı ise dünyanin 8 katına sahip. Kendi günesinde habital alanda yer almakta.
Kahve nem çeker. Bu da tadının değişmesine sebep olur. Belirli bir süre sonra nemden dolayı küf tutar.
Kahvenin tadının bozulmasından sonra ne kadar küf tuttuğunu bilemedigimizden, tadı bozuk ise doğrudan atmak tercih edilir.
Gıdalar ile alınan küfler genelde böbrek, karaciger ve bağışıklık sisteminde sorunlar yaratabilir ve hatta kalıcı hasarlar bırakabilir.
Bu yüzden emin olmakta fayda var ve sadece ihtiyacimiz olacak kadar tüketirsek, hem ekonomik, hem ekolojik hem de sağlığımız için iyi bir eylemde bulunmuş oluruz.
Sene 90'lar. Oturma odasında eski bir Saba radyo var. Nasıl bozarım diye uğraşıyorum. Bir anda radyoda canlı bir şarkı çalmaya başladı. Frekansı yakalayip sesini açtım. Şarkıyı sonuna kadar dinledim. Sarkinin ne adını biliyorum ne de şarkıyı söyleyeni. Aradan yıllar geçti, birbaska türkü ile Volkan Konak'in ses tinisindan o şarkının Volkan Konak'a ait olduğunu ögrendim. Şarkıyı bulmak için bütün eserlerini dinledim.
Kişiliği ve karakteri ile bizim toplumumuzun gerçek bir sanatçısı.
Duygu yüklü bir insan.
Ölümün yaşının olmadığının ispatı. Henüz ölüm için erkendi ve Volkan abi. Artık kadınlarımıza, çocuklarımıza, anne ve babalarimiza söyleyemedigimiz duygularımıza tercüman olacak kimimiz var?