bedri rahmi eyüboğlu' nun sitem şiirinde geçen çarpıcı cümle.
acıyı sindirmişliğin yanında, kırgınlık, şaşkınlık, yanlızlığa dönme hissi veriyor.
Seni karasaplı bıçak gibi sineme sapladılar.
Değirmen misali döner başım
Sevda değil bu bir hışım
Gel gör beni darmadağın
Tel tel çözülüp kalmışım
Yar yar... Canımın çekirdeğinde diken
Gözümün bebeğinde sitem var...
rani manicka kitabı. sonrası alıntı;
Ruhların da insanlar gibi yeryüzünde gezindiği bir devirde, 1916 yılında Seylanda bir kız çocuğu doğar. Annesinin gözbebeği Lakşmi henüz on altı yaşındayken hiç görmediği ama çok zengin ve iyi bir adam olarak tanıtılan, otuz yedi yaşındaki Ayahla evlendirilir. Genç kız kocasıyla birlikte yaşayacağı Malezyaya geldiğinde, kocası Ayahın yoksul bir memur olduğunu, üstelik bir sürü borcu bulunduğunu öğrenir. Annesinden, memleketinden ayrılmanın şokunu henüz atlatamayan Lakşmi için bu büyük bir darbe olur. Ama Lakşmi kolay pes edecek biri değildir. Yaşından ve cüssesinden beklenmeyecekk bir güçle evin bütün idaresini eline alır, borçları öder, hatta para bile biriktirmeye başlar. Arka arkaya altı çocuğu olan Lakşminin huzurlu bir yaşamı vardır artık. Ta ki ikinci Dünya Savaşı sırasında Japonlar Malezyayı işgal edene kadar... Her türlü zorlukla başa çıkabilen Lakşmi Japonların acımasızlığı karşısında ilk kez çaresiz kalır ve ilk göz ağrısı, güzeller güzeli kızı Mohiniyi Japonların vahşetinden kurtaramaz. Savaş bitip de Japonlar Malezyayı terk ettiğinde, bu kayıp, Lakşminin ve tüm ailenin hayatında onarılmaz bir yara olarak kalacak, ailenin dört neslini de olumsuz yönde etkileyecektir.
florida' nın dünyanın tatil merkezi olacağını düşünen yatırımcılar bölgede emlağa yatırım yaptı. 1928 de çıkan kasırga birçok yeri yıktı ve gayrimenkul %70 ortalamasında düşüş gösterdi. bu durum 1929 ekonomik krizi nin sebeplerinden biri olarak gösterildi.
Sen tutunabilir misin?karşılıksız cepleri boş aşkıma,
Gidenlerin adı korkak olur, gideceksin sende tanırım seni
Sen duyabilir misin attığım sessiz çığlıkları
Kimi zaman semaya ulaşırlar sonra sessizce döner gelirler
Sen giderken buralardan bakarım çaresiz ardından
Vurma yüzüme yüzüme sevgisiz sözleri aşığım ahım gelir bulur seni
Sen uçurum kenarında buldun bu soğuk yüreği
Korkma! büyüdün büyüdün sığmadın kalbime bak ateş oldun yaktın geceleri
Sen tutunabilir misin?Beklentisiz cepleri boş aşkıma
Gidenlerin adı korkak olur, gideceksin sende tanırım seni
Sen giderken buralardan bakarım çaresiz ardından
Vurma yüzüme yüzüme sevgisiz sözleri aşığım ahım gelir bulur seni
Sen uçurum kenarında buldun bu soğuk yüreği
Korkma! büyüdün büyüdün sığmadın kalbime bak ateş oldun yaktın geceleri
Vurma yüzüme yüzüme sevgisiz sözleri aşığım ahım gelir bulur seni
herşey birlikte kazanmak için, anlamındaki deyim. takım ruhunun, takım olabilmenin önemini anlatır. insan bu ruhla yeniden biçimlenir, yeteneklerini geliştirir, hatta güven duygusu artar.
bu bir yapısal değişim değil, tutum değiştirmek, davranış ve değerlerini geliştirmektir.
dilimlenmiş ve her dilimi temel renklerle boyanmış bir çarktır. hızla çevrildiginde; parlak beyaz görünür ve
tüm renklerin toplamı beyazdır. gerçeğini işaret eder.
sol partiler, işçinin,köylünün, daha az gelirli insanların, mazlumların, işsizlerin, arazi sahibi olmayan malı mülkü bulunmayanların, ezilmişlerin hakkını arayan onları koruyan partidir. Bir insanın sol görüşlere sahip olmasıda bunların yanında olmasıyla açıklanabilir.*
(bkz: fransız ihtilali)
(bkz: solculuk)
''kişisel bir serüvenin ötesinde, her çeşit baskıya özel bir eğilimi olan bir toplumun öyküsüdür.
Türk toplumunun bunalımını saptayıp aktaran, toplumsal yönlerinin zenginliği ve roman mimarisinin sağlamlığı ile dikkat çeken bir eserdir bu.''
diyor kapak içinde;
çetin altan sadece 4 adet roman yazmış. bir tanesi yanılmıyorsam 4 dile çevrilmiş. tahmin etmek zor değil. türk toplumunun bunalımını, ne kadar ezik bir millet olduğunu anlatan kitabı; büyük gözaltı.
It takes two to tango. amerikan atasözü. anlamı kavga iki kişinin eseridir. ingilizse olaya farklı yaklaşır. bütün danslarda erkek üstünlüğü ve yönlendiriciliği olduğu halde, sadece tangoda bir eşitlik söz konusudur. aşkın da iki kişilik olduğuna bağlarlar ve sevişmenin olduğu kadar sevginin de...
Değişir yönü rüzgârın
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
içinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.
Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.
Avutmaz olur artık
Seni, bildiğin şarkılar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk, iki kişiliktir.
Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş gözden;
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşamaz sevdasını,
Severken hiç bir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.
Emine adında küçük bir kızın Atatürk e ve Cumhuriyete karşı olan duygularının anlatıldığı kitap. okuyan bilir, oldukça akıcı olmakla beraber, insanı ana fikirden uzaklaştırıp çelişki yaratır.
''insanlar da hayvanlar gibi bilgilerini organları aracılığı ile edinirler. Şu farkla ki, insanların, organlarını yeni baştan bilgilendirme avantajları vardır. Her işlev, dolayısıyla her başarı için, kişide, doğuşta gerekli yetenek varsa, bu onu, bilinç altından sonuca doğru iteler, ama bu arada, onu gayesinden amacından uzaklaştırması da olasıdır.
Kişi, kendisinde, her hangi bir el işine ya da sanata karşı yaratılışında gizli olup ta düzgün bir bakımla artacak bir yeteneğin varlığını ne kadar erken anlarsa, o kadar mutludur. Dışta aldığı hiçbir etki, dünyaya beraberinde getirdiği kişilik ayrıcalıklarını bozamaz. En büyük deha odur ki, her şeyi kendisinde toplanmasını, kendine mal etmesini bilir ve bu verileri toplarken, öz yaratılışından, karakter dediğimiz özel kişiliğinden fedakarlıktan bulunmak şöyle dursun, tam tersine kişiliğini yüceltir ve onu daha etkin kılar.''
piyasaların en önemli ekonomik göstergesidir. anlaması zor olan, bütün dünyada krizin etkisiyle düşerken ki, normali budur. ülkemizde vergiler ve firmaların politikalarından dolayı terse çalışması.