70'ler ile 2000'ler arasinda audi ile bmw ligine cikmayi ciddi anlamda deneyen (504, 504 coupe & 504 cabrio, 604, 505 & 505 gti, 605, 405 mi16, 406 coupe ve 607 gibi denemelerle), ve denemesi tam anlamiyla bir husranla sonuclanmis olan marka. Yine de fransizlarin her zaman peugeot'yu hic degilse ulasilabilir premium noktasina tasima hayali her zaman olmustur, olmaktadir. Hatta bunu son 2-3 senedir 5008, 3008, 508, 308 ve 408 gibi modellerle yeniden sessizce ulasilabilir premium'u deniyorlar desek yanlis olmaz.
Edit: Dogru, bunu her uretici denedi. yalniz vel satis, avantime, xm ve c6 dediginiz modeller alisilagelmis premium kaliplarina giremeyecek (bence girer ama malum algilar) kadar marjinal ve anlasilamamis modellerdi. "The French Copy Nobody, and Nobody Copies the French" dedirten ozgunlukteydi. Peugeot; citron ile renault'nun aksine alman/italyan tasarimi muhafazakar denemeler yapiyordu (orn. 504 serisini pininfarina'nin tasarlamasi, 607'yi mercedes tasarimcisinin tasarlamasi). Dolayisiyla fransiz otomotivinde bu gibi denemelerle satis basarisi ve algi anlaminda en cok peugeot ozdeslesti.
Ceviz, mese, akcaagaç gibi cilali masif agac panellerini konsolda, kapılarda ve torpido gözünde uzun seneler boyunca kullanmis, bunlarla ozdeslesmis olan otomobiller.
Peugeot'nun 604, 605 ve 607 gibi e segment modelleri icin kullanilmasi daha dogru olacakken, turk halkinin alim gucunun dusuklugu ve 600 serisinin pek de fransa'nin disina cikmamasi nedeniyle 504 modeli icin soylenmis unvan.
Bir diger konu, ii. Dunya Savasi’nin hemen ardindan bircok Yahudi toplumu (ozellikle Holokost’tan sag kalanlar ve onlarin aileleri) Alman urunlerine karsi dogal bir mesafe koydu. Ozellikle Mercedes-Benz, Nazi elitlerinin ve yuksek rutbeli askerlerin kullandigi “prestij araci” imajindan dolayi cok uzun sure Yahudiler arasinda olumsuz bir sembol oldu. Volkswagen, audi ve bmw gibi markalarin da nazi rejimiyle baglantili oldugunu dusunduler. duygusal duzeyde, bazi Yahudiler (ozellikle Holokost’a dogrudan taniklik eden kusak) Alman arabasi almamayi bir tur “ahlaki durus” olarak gordu. Ve dogal olarak 60'lar ile 90'lar arasinda alman markalari yerine peugeot, citroen gibi markalara yoneldiler. Bu tabirin buradan gelmis olma ihtimali de var.
Alice in chains'in daha agresif ve isyankar tatlar veren hâli. Aic gibi karanlik, felsefi ve dramatik temalar benimsemek yerine ofke, isyan ve icsel mucadele gibi temalari one cikarmislardir. Aic'in aksine gencler arasinda ana akim bir radyo grubu olmayi hedeflemislerdir ve basarili da olmuslardir.
filmlerdeki karakterlerin cogunlukla "bunlar buranin yerlisidir, zarar gelmez" mantigiyla girdikleri ve guven duyduklari kulube/ev. aslinda gercek hayatla bagdastirinca karakterlerin bu hataya neden dustuklerini daha iyi anliyorsunuz.
imamin gizli slasher film hayrani olmasi durumunda onunla sabaha kadar 90'lar korku, gerilim ve slasher sinemasi konusmaniza on ayak olacak giris cumlesi.
instagram'da klasik filmlerle ve cogunlukla david lynch filmleriyle ilgili low-poly videolar olusturan sanatci hesabi. David lynch ile bir baginin oldugunu dusunuyorum, ya da hayrani da olabilir. Filmlerin meshur sahnelerini retro estetige sahip low-poly tarziyla yeniden canlandiriyor. Garip, bir o kadar da tatli sahneler ortaya cikariyor.
buram buram 90'lar kokusunu alabileceginiz esthero parcasi. seksi oldugu kadar eglenceli, bir o kadar da dark. 99 yapimi go filminin film muziklerinden biridir.