bugün

genelde istasyon yanındaki kafelere verilen isim. (bkz: istasyon kafe)
Gözlerimde karanlıklar biriktirirken
Gecenin alnında bir parlama
Geldi tren
Bir şehirden diğerine
Esaretimde
Koyuldum yine
Yoluma
Raylarla bestelenmiş yalnızlığımda

Uzuyordu
Raylar
Raylar boyunca
Pastel renkli şehirlere
Serpiştirilmiş yalnızlıklar

Bu esaretin bir nedeni olmalıydı
Buldum
Bu paslı raylar
Yalnızlıkları uc uca ekliyor
Olmalıydı
ayriliklara ve kavusmalara sahne olan trenlerin kalktiklari ve vardiklari mekan
bakırköy de bir kafenin adı.
(bkz: canlı müzik)
(bkz: alkol)
(bkz: en güzel mekan)
eskişehir' de, yeni açılan yalaman kafe' nin tam karşısında hizmet veren iki katlı kafe.
bursa da yeni açılmış ve çok özel müşterilerinin olduğu genellikle new age ve world müziklerin çalındığı, haftasonları da vurmalı perküsyon ve yan flütle muhteşem müzik yapan bir grubun sahne aldığı bir bar.
station kelimesinden turkce'ye gecmis, genelde trenler icin kullanilan duraklardir.
* en ağır antrenmanlardan-belki de en ağırı- olan yorucu ve kondisyona dayalı, antrenmanı en çok seven bünyelerin bile sergen yalçın gibi olmasına sebep olan çalışma.
melih cevdet anday şiiri.

peronu kocamış bir istasyonun,
bilmediğim akşam saati, hüzün
yanımda, şaşırdım yönleri.

yukarda bırakmıştım seni, gökte,
karanlıktı ağaçlar ve yol,
karanlıktı ak giysilerin.

gece, o hazne, yabancı taş.
ağaçların üstündeydi penceren,
artık ses ve demir onamaz beni.

işte burda saatlardayım,
saatlar hiçbir yerde değil, değil
ne bu yönde, ne de o yönde,

yukarda bırakmıştım seni, gökte.

toplu şiirleri 1, adam yayınları
(bkz: kırmızı başlıklı istasyon şefi)
dunya radyo'da ahmet akkus tarafindan sunulan bir programdi. hatta uzun bir sure, yayinonline an dunya radyoyu acip dinleme sebebimdi. sonra bir gun geldi yayin programdan kaldirildi.
ayrılıkların ortak noktası.
cüneyt arkınve hülya kocyigitin iyi bir ikili olusturdugu filmin adı.cüneyt arkın ın filmdeki adı gırgır alidir.hülya kocyiğit bir sevilen bir şarkıcıyı canlandırmakta,cüneyt arkın ise halk tarafından azılı katil ,ırz düşmanı olarak değerlendiren kalbi yumuşacık bir adamı canlandırmaktadır.senaryosu hoş ve izlenmeye değer bir (bkz: türk filmi)olduğu kanısındayım.~dün gece tvde cıktı~
senaryosunu bülent oran'ın yazdığı, şerif gören'in yönettiği 77 yapımı bir film.

özellikle cüneyt arkın'ın linç edilmek üzereyken çantadan paraları çıkartıp insanlara fırlatması ve insanların da linç girişimini bırakıp paranın peşinde koşması en can alıcı sahnelerden birisidir. ayrıca en entel soruları bilip, ekmeğin kaç lira olduğunu bilemeyen iki genç bizlere memleketimdeki insanlar arası uçurum üzerine tez hazırlama imkanı sunarken, gırgırın köpeğinin vurulduğu sahne, duygulu türküler söylemenize sebep olabilir, demedi demeyin...

(bkz: biz sadece çamaşır yıkıyoruz)
King oynarken sıra kendine geldiğinde kağıt çıkmayan nadide şahsiyet.
ziynet sali söylüyormuş. güzelmiş.

copy ve paste imiş.

bir geçinilmez zamandayım
tarihim bilinmiyor
dün değil bugün değil yerim
sürgüne direnilmiyor

bende durmuş dinlenir gece
kapkara yüreğim ve ben
tek gidiş bir istasyondayım
dönemem ki dönülmüyor

ayrılık öyle bir zaman
yaşanmıyor ölünmüyor

bu geceye biraz sabah
sabahlara yine sen lazım
yollarıma bir son durak
kaderime kavuşmak lazım

belki ellerim yüzüne değse
yüzünü çizsem duvarlarına
söylenmemiş sözler için son kez
seviyorum seni demek lazım

bir geçinilmez zamandayım
tarihim bilinmiyor
dün değil bugün değil yerim
sürgüne direnilmiyor

bende durmuş dinlenir gece
kapkara yüreğim ve ben
tek gidiş bir istasyondayım
dönemem ki dönülmüyor

ayrılık öyle bir zaman
yaşanmıyor ölünmüyor

bu geceye biraz sabah
sabahlara yine sen lazım
yollarıma bir son durak
kaderime kavuşmak lazım

belki ellerim yüzüne değse
yüzünü çizsem duvarlarına
söylenmemiş sözler için son kez
seviyorum seni demek lazım

bir geçinilmez zamandayım
tarihim bilinmiyor
dün değil bugün değil yerim
sürgüne direnilmiyor
eğitimde zaman zaman kullanılan, bütün sınıfın her aşamada çalışarak bir önceki grubun yaptıklarına katkı sağlayarak öğrenciye bir basamak ileri götürüp yarım kalmış işi tamamlamayı öğreten, öğrenci merkezli bir tekniktir. öğrencinin; yaratıcılık, iş birliği, kurallara uyma, başlanılan işi devam ettirme ya da bitirme, özel yetenekleri ortaya çıkarma gibi özelliklerinin gelişmesine yardımcı olur.
tren evi.
cüneyt arkın hülya koçyiğit ve erol taşın baş rollerini paylaştığı güzel bir film, müzikleride güzeldir. bir bölümünde eşkiya dünya ya hükümdar olmaz çalmaktadır. an itibari ile kanal 7 de oynamaktadır.
fotoğraf çekerken ençok kullandığım mekan.
görsel
çok güzel bir cüneyt arkın hülya koçyiğit filmidir.

gırgır ve çarşaf dergilerinin esintilerini taşıyan filmde erol taş kötü adamdır..

biz aslında çamaşır yıkıyoruz geyiği döner ara ara ve güldürür insanı..
sıcacık bir türk filmidir.
müzikleri enfestir.
altyapısını(kıza zarar gelmesin diye namuslu bir gangsterin kaçırması) ve bazı önemli ayrıntılarını(hülya koçyiğit'in sahanda yumurtası, gırgır ali'nin kaçırdığı kişinin santimine göre para alması, gırgır ali'nin silahını oltadan denize sallayarak saklaması vb) yılmaz güney'in bu filmden yıllar öncesinde oynadığı sevgili muhafızım, kaçaklar, bir çirkin adam, piyade osman gibi filmlerden alan bir şerif gören filmidir.(ya da araklayan da denebilir, lakin ben demiyorum çünkü o yıllarda bu çok normal birşey. sizin de bildiğiniz aynı tabanca, araba efektinin, yumruk sesinin, aynı müziklerin kullanılması gibi. kaldı ki burada bunu kullanan yönetmen şerif gören. yılmaz güney'in eski asistanı. yıllar sonra da cannes'dan zaferle dönecek yol filmini emanet ettiği adam. o nedenle arak denmemesi taraftarıyım. belki de adam kendisi yılmaz güney'in söz konusu avantür filmlerine eklediğinden rahatça kullanmıştır.)

ama mutlaka izlenmesi gereken bir film. kaybedilecek birşeyden ziyade, kazanılacak çok şeyi olan filmlerden.
--spoiler--
Burda gelir insana,
Boş günlerin usancı.
Çalar birden kampana,
Ölüm çanından acı.
Sonra bir düdük öter,
Kesik çığlıklarla der :
Burdan bildik gidenler,
sonra döner yabancı...
--spoiler--

Necip Fazıl Kısakürek

görsel
Meteorolojik gözlem ve tahmin yapan ofislere de istasyon denir.