bitlis'in ahlat, adilcevaz ilçelerinden birinde, türk bayrağının gölgesi altında idealist bir şekilde çalışmayı hayal ediyordum. herkesin kaçmaya çalıştığı yerleri toprak bilip bayrağım adına sahiplenmek istiyordum.
maalesef çok uzağında kaldım.
memleket toprağında günü kurtarma derdine düştük günlük sıkıntılar dertler ile...
istediğin kadar araba al, evin olsun bu his hep eksik.
Erkekler ağlar da kadınlar kadar kolay ve basit şeylere ağlamaz.
Düşünüyorum, Hayatımın hiçbir anında aşk acısı gibi bir şeye ağlamadım. Ne çocukluk, ne ergenlik, ne başka dönemde. Şuna kırıldım, buna üzüldüm diye de ağlamadım.
Cenaze, ölüm, sağlıksal faktörler gibi meselelerde ağlamışımdır.
Bundan da gocunmam.
Bunların dışında ağladığım tek konu vatanseverliğim ile ilgili konulardır.
Bizlerin şu an aldığı her ama her nefeste yüzlerce yıldır şehit olan binlerce insanın hakkı var.
Çanakkale'de şehit olan 7 yaşındaki çocukların hiçbiri gitmeye mecbur değildi. O her bir çocuğun hepimiz üzerinde hakkı var.
Bizlerin rahat etmesi için yarım kalan sayısız hayal, öksüz yetim kalan sayısız çocuk var.
Çocukken çanakkale destanı için, öksüz kalan kerkük için istemsiz ağlarken odama çekilirdim ki ailem görmesin, açıklama yapmak zorunda kalmayayım.
Şu iki mesele dışında da evet Erkekler ağlamaz, ağlamamalı.
Sağlığımız, sevdiklerimiz ve vatanımız var oldukça geri kalan her sorun allah'ın izniyle halledilir.
Burdur'un ağlasun ilçesi sınırları içerisinde bulunan muhteşem antik kent.
Öyle ki binlerce yıllık antik sagalassos 2025 modern Ağlasun yerleşiminden daha gelişmiş ve yaşanası durumda. *
cinayetin tamamının yanlış olduğunu söylemekle birlikte şöyle bir kıstas eklemek gerekir.
keyfi + kasten adam öldürmenin cezasının kısas olması olumlu sonuç getirebilir.
suçsuz, işinde gücünde insanlara sataşmayı ve hatta öldürmeyi bir meziyet sanan gerizekalı bir kesim türüyor maalesef.
varlıkları topluma zarar.
arkadaşımın ısrarla almak istediği ve denk getirdiği bir tanesini test için kullandığımız araç.
1994 modeli. bunun 94-97'sinin parasına bu paraya 2000-2001-2002 hidrolik direksiyonlu, temiz bakımlı bir tofaş alırsın.
kullanımının tofaş'tan hiçbir artısı, kolaylığı yoktur. tipsiz iki kollu bir direksiyonu var.
net temiz tofaş bundan mantıklı, güzeldir.
üstelik içi kutu gibi, kabirde kibrit kutusunda gidiyormuşsunuz gibi hissettirir.
tofaş buna göre yayla gibidir, rahattır da. ferah ferah mis mis.
yol tutuş olarak yüksek hızlarda tofaş da zayıf, bu da zayıf.
güvenlik olarak bu da hiçbir şey vaat etmiyor.
küçük olmasının dezavantajı dışında parçası da tofaş'tan pahalı.
bütçem kısıtlı, farklı görüneyim, biraz da mantık değil gönül adamıyım diyorsanız gidin alın.
ama temiz tofaş bundan katbekat güzel de, mantıklı da.
tipi de bir şeye benzemiyor ki, yumurta gibi.
algılardan ötürü tofaş almamak adına bunu alacaksanız alın.
ama net söyleyebilirim ki daha iyi bir araç değil.
her türlü 1999-2002 arası, hidrolik direksiyonlu tofaş şahin/doğan bunu döver.
bu arada arkadaş da corsa b'yi beğenmedi. almadık.
bütçe illa 90'lı yıllarda araçlara yetiyor ise toyota corolla, honda civic gibi araçlar en mantıklı seçeneklerdir.
renault 19 europe denen hararet abidesi dahi yerli araçlardan kötüdür diyebiliriz.
antik dönemlerden bugüne önemini koruyan bazı kentlere sahiptir;
izmir, konya, kayseri, adana, gaziantep, erzurum, malatya, şanlıurfa, diyarbakır, sivas, tarsus gibi.
düzenli oluşu ve selçuklu mirasıyla dikkat çeken şehir.
denize bu denli uzakken gelişebilmesi takdire şayandır. konya gibi kayseri ve eskişehir de ha keza.
anadolu'da tarih boyunca önem arz eden şehirlerden biridir.
tıpkı izmir, bursa, adana, erzurum, kayseri, malatya gibi.
konya'ya pek benzemeyen, konya'dan daha çok sevdiğim şirin ilçe.
konya gibi çorak bir memleket değil, baya akdeniz bölgesi.
gün batımı gibi pek çok yerde manzara enfes.
şehir merkezi de tatlı, şirin. ama tabi konya'nın bir ereğli ilçesi kadar büyük değil.
hoş ben ereğli'yi de konya'dan çok sevdim.
konya deyince en çok hoşuma giden şey düzeniydi açıkçası. bilmiyorum ama konya bana olabildiğine düz geliyor.
yol kenarları adeta çöplük olmasına rağmen bu kişi inatla benim.
o çöpü sadece benim yere atmam ya da atmamamla hiçbir şey değişmeyecek belki ancak vicdanım rahat edecek, kendime olan saygım zedelenmeyecek.
bu gezegen bize emanet, biz burada misafiriz.
ve özellikle sokaklar, caddeler hepimizin.
2025 itibariyle Türkiye'nin sosyoekonomik anlamda en gelişmiş
- 1. Kategori illeri; istanbul, ankara, izmir
- 2. Kategori illeri; adana, antalya, bursa, Gaziantep, mersin, Kocaeli, Konya
Diğer illeri ise 3. 4. Ve 5. Kategori iller kategorisinde yer aldı. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2438326/+
''Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder…
Gölgende bana da, bana da yer ver!
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda ay yıldızın ışığı yeter...''
ben bugüne dek hiçbir mahallede serseri takımının el üstünde tutulduğunu görmedim.
efendi, konuşkan, güleryüzlü, işinde gücünde olan insan ise hemen her mahallede sevilir.
ama şunu unutmamak lazım.
efendi olmak zayıf olmak değildir. efendi olmak gerektiğinde zayıfı korumak, hadsize gerektiğinde haddini bildirmektir.
silik olmakla efendi olmak aynı şeyler değildir.