bekarım evet, çünkü sistem gereksiz eklentileri kendiliğinden siliyor. sevgilim yok, son güncellemede ‘ilişki’ uygulaması çöktü. servise gönderdim, fabrika hatası dediler. yenisini gönderirler mi bilmem. güncelleme gelirse belki yeniden denerim ama açık konuşayım artık indirmeden önce yorumları okumayı öğrendim.
niye sevmediğini söyleyeyim. nick istemeyen adam ısrarla özelden kim olduğumu öğrenmeye çalışıyor. cevap alamadığı için sevmiyor. bari nickine saygın olsun be adam ahgshgahga
istediğim sorudan başlayabiliyor muyum?
-merhaba, evet prensesim ama artık okul değil krallık yönetiyorum, sen hala teneffüs ziliyle mi flört ediyorsun?
-yaşımı söylemem, büyüyü bozar. ama şöyle diyeyim; 80ler çocuğu, 90lar ergeni.
-discord miscord bizi bozar kanks. bilemedin.
-248 tişikkir idirim...
kedilerin patileri üşür mü bilmiyorum ama geçenlerde arkadaşımın kedisi öyle oturuyordu ki, sanki birazdan ‘valla ben olsam öyle yapmazdım’ diye cümleye girecek. patileri kıvırıp almış altına altına, surat ciddi, bakışta 40 yılın tecrübesi. bir eline çay bardağı, ötekine gazete ver, tam emeklilik modu.
yağmur romantik falan değil arkadaş, atmosferin ağzından kaçan bir şey resmen. yine de güzel tabii; kimsenin seni fark etmediği tek zaman, herkesin aynı anda perişan olduğu an.
işin garibi sigarayı seviyorum… yani beni kimse bu kadar duman edip yine de yanımda kalmadı. bırakamıyorum çünkü o da beni bırakmıyor, bağımlılık karşılıklı bir ilişki sonuçta. beni yavaş yavaş bitireceğini ilk günden yazmış üstüne, ben de ‘dürüst insan bulmuşum’ diye devam ediyorum.
yani kimse kusura bakmasın, bu devirde dürüstlük kolay bulunmuyor. şaka bir yana tabi, inşallah tiksinip bırakırım bir gün.
koca gemiyi restorana çeviren var, o bi şey değil de…şöyle eski tren vagonlarını alıp köprü niyetine yan yana dizseler mesela, geçerken her adımda “çuf çuf” sesi gelsin, ışıkları da sarı olsun, nostalji tamamlansın. üstünde kahve içen de olur, eski aşkına mesaj yazan da. her şey zaten raydan çıktı, bari manzarası güzel bir yerden geçelim.
Neden on beş kişiye saldırıyoruz şimdi durduk yere "ahmet beyin beyaz bareti" ahghsg karşıki dağlar cenderme hep. baretiniz gibi beyaz bir sayfa açalım bu bahsi kapatalım.
hııı çok... az önce son kusurunu yaptı. geçmiş olsun artık, sahne onun.
Ben o son kusura baktım ve bahsi kapattım.
şuan papatya çayı içiyorum sinirden.
arkadaş, ben bunu anlamıyorum ya.
iş yerinde de aynı, sokakta da. günaydın diyorsun, sanki küfretmişsin gibi bakıyor.
ne ara bu kadar selamsız, soğuk bir toplum olduk?
selam verince borç yazan mı var deftere, anlamadım.
hayır, iki harf ya: “sa.”
ne seni yorar ne beni. ama yok, yüz ifadesi “bu da kimle konuşuyor” kıvamında.
sonra da “insanlık kalmamış” diyorlar. kardeşim, insanlık selamla başlıyordu zaten.