düğünümüzü kırda yapalım dedik, yağmur yağarsa ne olur derken bu arkadaşlar devreye girdi. çadır dedikleri bildiğin saray gibi kuruldu. misafirler bayıldı, instagram’da story üstüne story atıldı. ne yalan söyleyeyim, düğün bitti ama biz hala çadırı konuşuyoruz..
lise öğrencisiyim ve matemtk hocamın sınıfta anlatmadığı şeyleri bana özel ders hocamın evde anlatmasıyla bunun öneminin farkına vardım gerçekten de.. sınıfta 35 40 kişiye anlatıyor ama anlamıyorsun abi, evde 1 kişiye anlatınca hemen anlayabiliyorsun. bazıları çok olumsuz bakabiliyor ama benim şahsen ihtiyacım varmış buna..
yat kiralama, özellikle yaz aylarında arkadaş grubuyla veya aileyle yapıldığında bayağı keyifli ama aynı zamanda biraz “beklenmedik” masrafları da olan aktivite.
öncelikle fiyatlar kişi başı değil, yat başına hesaplanıyor. yani 8 kişilik tekneyi 4 kişi tutarsan da aynı parayı ödüyorsun, 8 kişi doldurursan da. bu yüzden kalabalık gitmek daha mantıklı.
ikinci kritik nokta “her şey dahil” ibaresine çok kanmamak lazım. yakıt, kaptan bahşişi, hatta bazen liman masrafları ekstra çıkabiliyor. yemek için de çoğu firma ya menü sunuyor ya da sen alışveriş yapıp tekneye yüklüyorsun.
olumlu tarafı şu: denize sıfır evin olsa bile o gizli koylara, turkuaz sulara erişemiyorsun. yatla açılınca başka bir dünya. sabah uyanıp direk denize atlamak, öğlen koy değiştirmek, akşamüstü güneş batarken şarap açmak gerçekten “instagram hayatı” hissi veriyor.
olumsuz tarafı ise tekne küçükse tuvalet ve duş biraz sabır işi olabiliyor, gece de dalga varsa uyumak kolay değil.
özetle, doğru ekiple ve iyi bir planlamayla yapıldığında hem tatil hem macera hem de bayağı güzel anı biriktirme yöntemi.
önceden böyle değildi yahu. drone alan direkt parka çıkıp uçuruyordu ama şimdi işler değişti bence. artık bildiğim kadarıyla 450 500 gramdan ağır bir drone'un varsa ehliyet alman gerekiyor. ilk başta saçma gibi geliyor tabi ki, ama düşününce mantıklı geldi bana. sonuçta bu aletler havada kuş gibi süzülmüyor, baya bildiğin mini helikopter bunlar. birinin üstüne düşse, camdan içeri girse ciddi tehlike saçar etrafa maazallah..
ilk gece önce bi oh ne güzel ya doğayla iç içeyiz diye başlıyorsun ortamın hevesiyle,
ikinci gece keşke duş alsaydım demeye başlıyorsun üçüncü gece bi daha da gelmem ya da kiraladıysan kiralamam noktasına geliyorsun neredeyse. ama yine de her yaz bir şekilde kendini içinde buluyorsun. çok ilginç bi durum bende ki..
Eskiden çok oynanırdı ya bu oyun ve hâlâ seveni var. NTTGame geldikten sonra biraz değişti ya. Artık para veren daha güçlü oluyor .. Paranın gücü burada da vuruyor yüzümüze anlayacağınız.. Yeni başlayanlar zorlanıyor ama alışan da kolay kolay bırakamıyor..
istanbul’da evimdeki su kaçağını bulmak için çağırmıştım bir yeri yarım saat içinde gelip cihazla hallettiler hemen. Gereksiz kırıp dökme yoktu çok şükür üstüne direkt problemi çözdüler yani. Fiyatı da piyasaya göre gayet uygun bence. Böyle işini temiz yapan firma bulmak zor, helal olsun vallahi.. içimden dolu dolu övesim geldi sözlük yazarı olarak.. https://sukacagibulmaistanbul.com.tr/
aracımda yaptığım karavan dönüşümünde en büyük şansı bu firmayla tanışmak oldu. bütün süreci baştan sona takip edip tek bir evrak bile eksik bırakmadılar diyebilirim.. normalde aylar sürecek iş resmen ellerinde bir haftada çözüldü abi ya. gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.. araç almak sıkıntı ama bu tarz sıkıntıları için de böyle anlaştığınız babacan yerler olursa üzülmüyorsunuz
aşırı terleme yüzünden yıllardır yazları kabus gibi geçerdi benim de inanın ama işte sonrasında izgin’in iyontoforez cihazını buldum ve resmen hayata geri döndüm diyebilirim. ağrısız oluyor zaten evde kendi başına uyguluyorsun falan etkisi inanılmaz. keşke daha önce alsaydım diyorum şimdi de.. naçizane tavsiyemdir çok terleyen arkadaşlar https://kozmetikcihazlar....genel/iyontoforez-cihazi/
poliüretan dediğin şey, kimya dünyasının joker elemanı. köpük olur, sünger olur, yalıtım malzemesi olur, hatta ayakkabı tabanına bile girer. esnekliği sayesinde bazen koltuğa oturduğunda “oh be” dedirten konforu verir, bazen de inşaatta “soğuk girmesin, ses çıkmasın” diye duvarın içine sıkıştırılır. görünmezdir ama her yerdedir; evdeki süngerden arabanın koltuğuna, hatta soğuk kış günlerinde eline geçirdiğin montun içindeki dolgulara kadar. kısacası poliüretan, “ben olmasam hayat biraz sert geçerdi” diyen sinsi bir kurtarıcıdır.
dalgalandığı her yerde bi şöyle durup baktıran, insanda garip bir duygu uyandıran şanlı bayrağım.
okulda sıraya girip istiklal marşı okurken çok da anlamazdık aslında neyi temsil ettiğini
ama zaman geçtikçe, yaşadıkça daha fazla anlıyor insan o aidiyet duygusunu.. her evde iş yerinde eğitim yerlerinde resmi yerlerde kısacası her yerde olması gerekiyor mutlaka..
evde bir tane bile böcek görsem panikleyip hemen çağırmak istiyorum.
ilaçlama sonrası ev sanki 3 gün önce terk edilmiş gibi kokuyor ama olsun, içim rahat ediyor en azından. bir de böcek görmesem bile yaptırdım ya, artık çıkamazlar diyerek kendimi kandırıyorum. sanki var olmadan yok olmuş gibi oluyorlar içim rahatlıyor.
bak şimdi.. başlarken yazarım ya ne olacak diyorsun, sonra word dosyasına 3 4 saat bakıp sadece başlığı yazabiliyorsun. kaynak bul, düzenle, içerik sırala, intihal olmasın diye kırk takla at… bir de üstüne danışmandan gelen biraz daha açar mısın maili varya insanı çıldırtıyor. yahu ben daha nasıl açayım diyorsun kendi kendine. bitince büyük bir boşluk kalıyor. elim kolum boş kaldı diyorsun ya da hasta olup 20 gün yatıyorsun..
kadıköy'de eli yüzü düzgün, işini bilen çiçekçi bulmak mesele. ama geçen hafta doğum günü için aldığım çiçek o kadar güzel hazırlandı ki, ben bile kıskandım. kime verdiysem nereden aldın diye sordu gizli cevabım bu çiçekçi.
Suluada’yı ilk kez Instagram’da gördüm, ama gidince fotoğraflar az bile kalmış dedim. Su bildiğin Maldivler. Tekne turu ise apayrı keyif, koy koy gezmek, denize atlayıp serinlemek çok iyi geldi ruhuma.
geçen ay evde fare sorunundan dolayı bir fare ilaçlama hizmeti aldık, gerçekten hayat kurtarıcı oldu diyebilirim ve ekip zamanında geldi.. özellikle kullandıkları ilaçların kokusuz olması çok iyi bence çünkü eve girmek için çok beklemedik. rahat uyuyabiliyoruz..
düğün var, cenaze var, hayır var, sebep önemli değil lokmacı çağrılır.
adamlar geliyor, anında kurup döküyorlar lokmaları.
halk da çatalı alıp sıraya giriyor, tatlısını yiyip dua ediyor. https://www.izlokma.com/
klasik toprakta yetişsin daha doğal olurculara inat, verimi misliyle artıran, su tüketimini minimize eden, haşerelere karşı daha korunaklı tarım yöntemi.
marul, domates, çilek... artık hepsi köklerini betona değil, besin solüsyonuna salıyor.
hem bilimsel hem lezzetli. bu devirde toprakla uğraşmak isteyen varsa balkonuna saksı koysun.
bir belgenin üstünde durup bu imza gerçekten ona mı ait? sorusunun cevabını bulmak için yapılan detaylı analiz. özellikle miras, tapu, vekalet işleri gibi konularda hayat kurtarıyor.
başta keyif için içilir, sonra alışkanlığa döner. Tadı güzel ama her gün içilince boğazı yakmaya başlar.
kafede içmesi ayrı, evde hazırlaması ayrı dert oluyor şahsen. Bir de köz geldi mi gelmedi mi durumu var tabii.. Ama sohbet varsa güzel gider, tek başına pek çekilmez bence.. sıkıcı olur..
Beton harç sökücü aldım, gerçekten işi çok kolaylaştırıyor. Eski harçları çıkarmak saatlerimi alıyordu, şimdi yarım saatte bitiyor. Tavsiye ederim, zaman ve enerji tasarrufu sağlıyor. https://www.mesakimya.com/betonix-beton-harc-sokucu
arabanın motoru resmen ilk günkü gibi oldu, pırıl pırıl.
sprey sık, biraz bekle, nemli bezle sil bu kadar kolay.
yağ ve toz kalıntılarını ciddi güzel alıyor.
silme fosfat kaplama sonrası yüzeydeki tutunma performansı gözle görülür şekilde arttı.
boya öncesi hazırlık için baya iyi bir zemin oluşturuyor.
ben kullandıktan sonra kaynak sonrası oksitler bile daha kolay temizlendi.
Dubai’de gelir vergisi yok, maaşın yüzde 100’ü cebinde kalıyor cidden inanılmaz.
Kurumsal vergi limiti altında kalırsan 0%, üstündeyse bile sadece %9.
O da başka ekonomileri düşününce süper düşük.
Alışverişte %5 KDV var ama toplam vergi yükü hâlâ rahat nefes aldırıyor. https://globridgeconsulta...ri/dubaide-sirket-kurmak/
Jant boya sökücü gerçekten işini hakkıyla yapıyor. Araba jantlarındaki o inatçı boyayı neredeyse sıfır riskle çıkarabiliyor. Temizlik sonrası jantlar yeni gibi oluyor. https://www.mesakimya.com/xn30-aluminyum-boya-sokucu
Beşiktaş’ın ruhu bambaşka. Taraftarından teknik direktörüne kadar herkesin kalbinde şampiyonluk var. Siyah-beyaz renklerin büyüsü ve o muazzam atmosfer Kadıköy’de bile rakipleri titretiyor. Her zaman her yerde en iyisi olmak için savaşan bir takım var.
Galatasaray taraftarı başka bir dünya. Her türlü şartta, her türlü sonuçta hep en güçlü desteği verir. Aslan parçası olmanın ne demek olduğunu her maçta tekrar gösteriyorlar. Sahada o mücadeleyi izlerken taraftarın coşkusu bambaşka bir şey.
Fenerbahçe'nin taraftarına hayran kalmamak elde değil. Her maçta, her durumda takımlarını sonuna kadar destekliyorlar. Kadıköy'deki atmosfer ise bambaşka bir şey. Takım her ne kadar bazen zor anlar yaşasa da, taraftarının desteğiyle moral buluyor. Fenerbahçe'nin ruhu işte tam burada, tribünlerde.