bugün
- eşcinsellik kendi kendini hadım etmektir9
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi22
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı19
- aleyna tilki9
- geldi yine deli11
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız14
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba19
- türkiye cidden almanyadan daha iyi9
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği10
- içine şeytan girse ne yaparsın13
- ümmetçilerin azerbaycan düşmanlığı10
- artık yazmayacağım9
- erkekler ne işe yarar19
- yanında karısı varken karı kıza bakan erkekler9
- arda güler11
- askerliğe veda gecesi8
- jose mourinho62
- icardi190521
- 2 haziran 2024 küçükçekmece de çöken bina10
- iremga9
- anın görüntüsü11
- insanı zengin hissettiren şeyler11
- magicovento17
- carlo ancelotti8
- albay kemal13
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri16
- albay kemal'in yazdıklarıni okumamak9
- iq seviyesi yükseldikçe tanrı inancının azalması9
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması18
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür18
- en çok sevişmek istediğin kimse11
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- nihavend longa20
- true nickli yazar8
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz8
- en objektif siyasi parti9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün9
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır13
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak14
- kizil kara14
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı15
- eskorta 220 bin lira gönderen adam9
- barbara palvin'in aldatılması15
- magicovento cesurluğu17
- erdoğan'ın mülteci sevdası19
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi27
- beli açıp kot şort giymek10
- ahmet uğurlu8
- sözlüğün en güzel kızından aldığım iltifat11
- ağızdan çiş kokusu gelmesi15
entry'ler (61)
yerleşmek istediğim ülke. diliyle, sanatıyla, yemekleriyle en azından uzun uzun gezip görmek istediğim ülkedir.
paolo nutini - candy
sam brown - stop
her laikçiyi ateist sanan kişilerin yapacağı eylem.
placebo - where is my mind.
your head will collapse
but there's nothing in it
and you'll ask yourself
where is my mind?
your head will collapse
but there's nothing in it
and you'll ask yourself
where is my mind?
kendisini yerçekimi olmayan alanda serbest bıraktıkları zaman kendi isteğiyle olmasa bile hareket edebilmenin verdiği mutlulukla yüzünde oluşan gülümseyi hiç bir zaman unutmayacağım fizikçi.
23 aralık ve 26 şubat tarihleri arasında istanbul'da sergisi varmış. gidip görmeyi çok istediğim, eserlerinin önünde dakikalarca durup bakmak istediğim sergidir.
yeni oje sürdüğü an.
stolen derim başka da bir şey demem.
atatürk'ün kurduğu türkiye cumhuriyetinde yaşamak tercihimdir.
tam guns n roses'dan dinlerken sol framede gördüğüm şarkıdır. ilginç bir tesadüf oldu.
bugün ağlayarak uyanmama sebep olan rüya şöyledir,
dersane gibi bir yere görüşmeye çağırıyorlar beni. gidiyorum, kocaman bir bina fakat beni çağırdıkları oda küçücük loş ışıklı bir oda. tam kapıdan girdiğim an odadan bir kız ve küçük kardeşi çıkıyor. orada oturan görevli kadın görüşeceğim kişinin gelmediğini başka zaman gelmemi söylüyor. o kızla aynı anda binadan çıkıyoruz, evlerimize gitmek için trene biniyoruz. konuşmaya daldığımızdan ben ineceğim yeri geçiyorum. neyse burada beraber inelim bende otobüsle dönerim diyorum. çok güzel bir caddeye giriyoruz. her taraf pembe beyaz çiçeklerle dolu. yolun iki tarafında büyük kapılı lüks evler var. birisi çok dikkatimi çekiyor, kapının dürbününden bakıyorum. tam o sırada dürbünden bakan birisinin gözünü görüyorum. bir anda korkup geri çekiliyorum. sonra arkamdaki evin kapısı açılıyor. saçları başka birisi tarafından kökünden yolunmuş, kafa derisi kanayan, elinde beyaz yastık olan birisi çıkıyor. sonra diğer evlerinde kapısı açılıyor ve aynı şekilde saçları köklerinden yolunmuş insanlar çıkıyor ellerinde beyaz yastıklarla. ben ve yanımdaki kızla küçük kardeşi koşarak kaçmaya çalışıyoruz. bir binaya giriyoruz. arkamıza bile bakmadan koşuyoruz,binanın içinde gittikçe ilerliyoruz. sonra bir kapı açılıyor yavaşça ve sessizce. yüzünde çok korkutucu bir gülümseme olan saçları yolunmuş başka bir adam çıkıyor. elinde yine beyaz bir yastık ve içi yolunmuş saçlarla dolu. çığlık atarak üzerimize koşuyor. biz kaçmaya çalıştıkça arkamızdan koşan insanlar çoğalıyor. en sonunda binanın bahçesine çıkıyoruz. upuzun taş duvarlarla çevrili fakat o korkuyla tek seferde tepesine kadar tırmanıyorum. yanımdaki kız ve kardeşi aşağıda kalıyor. ben duvarın diğer tarafına geçip onları arkamda bırakıyorum ağlayarak. çok büyük bir vicdan azabı duyuyorum bunun için. sonra bir taksi görüyorum hemen biniyorum. o anda telefonuma mesaj geliyor en yakın arkadaşımdan iyi misin diye. ne oldu diye soruyorum. başka bir arkadaşımdan bahsederek çok hastaymış durumu çok kötüymüş gidip son kez gör diyor ve bana fotoğrafını yolluyor. simisiyah bir yüz sakalları gereğinden fazla uzun gözleri anlamsız bakıyor. yine ağlamaya başlıyorum. bir an gözüm arabanın dikiz aynasına takılıyor. o anda taksici aynı binadaki korkunç gülümsemeli adama dönüşüyor ve çığlık atarak rüyadan uyanıyorum.
böyle destan gibi rüya görürüm işte.
dersane gibi bir yere görüşmeye çağırıyorlar beni. gidiyorum, kocaman bir bina fakat beni çağırdıkları oda küçücük loş ışıklı bir oda. tam kapıdan girdiğim an odadan bir kız ve küçük kardeşi çıkıyor. orada oturan görevli kadın görüşeceğim kişinin gelmediğini başka zaman gelmemi söylüyor. o kızla aynı anda binadan çıkıyoruz, evlerimize gitmek için trene biniyoruz. konuşmaya daldığımızdan ben ineceğim yeri geçiyorum. neyse burada beraber inelim bende otobüsle dönerim diyorum. çok güzel bir caddeye giriyoruz. her taraf pembe beyaz çiçeklerle dolu. yolun iki tarafında büyük kapılı lüks evler var. birisi çok dikkatimi çekiyor, kapının dürbününden bakıyorum. tam o sırada dürbünden bakan birisinin gözünü görüyorum. bir anda korkup geri çekiliyorum. sonra arkamdaki evin kapısı açılıyor. saçları başka birisi tarafından kökünden yolunmuş, kafa derisi kanayan, elinde beyaz yastık olan birisi çıkıyor. sonra diğer evlerinde kapısı açılıyor ve aynı şekilde saçları köklerinden yolunmuş insanlar çıkıyor ellerinde beyaz yastıklarla. ben ve yanımdaki kızla küçük kardeşi koşarak kaçmaya çalışıyoruz. bir binaya giriyoruz. arkamıza bile bakmadan koşuyoruz,binanın içinde gittikçe ilerliyoruz. sonra bir kapı açılıyor yavaşça ve sessizce. yüzünde çok korkutucu bir gülümseme olan saçları yolunmuş başka bir adam çıkıyor. elinde yine beyaz bir yastık ve içi yolunmuş saçlarla dolu. çığlık atarak üzerimize koşuyor. biz kaçmaya çalıştıkça arkamızdan koşan insanlar çoğalıyor. en sonunda binanın bahçesine çıkıyoruz. upuzun taş duvarlarla çevrili fakat o korkuyla tek seferde tepesine kadar tırmanıyorum. yanımdaki kız ve kardeşi aşağıda kalıyor. ben duvarın diğer tarafına geçip onları arkamda bırakıyorum ağlayarak. çok büyük bir vicdan azabı duyuyorum bunun için. sonra bir taksi görüyorum hemen biniyorum. o anda telefonuma mesaj geliyor en yakın arkadaşımdan iyi misin diye. ne oldu diye soruyorum. başka bir arkadaşımdan bahsederek çok hastaymış durumu çok kötüymüş gidip son kez gör diyor ve bana fotoğrafını yolluyor. simisiyah bir yüz sakalları gereğinden fazla uzun gözleri anlamsız bakıyor. yine ağlamaya başlıyorum. bir an gözüm arabanın dikiz aynasına takılıyor. o anda taksici aynı binadaki korkunç gülümsemeli adama dönüşüyor ve çığlık atarak rüyadan uyanıyorum.
böyle destan gibi rüya görürüm işte.
artık çocuk olmasanız bile anne ve babanın odaya gelip yanağınıza yumuşacık kondurdukları öpücüktür. bir de yavaşça üzerinizi örterler ki işte o zaman hafif bir tebessümle uykunuza devam edersiniz.
filmin karanlık yapısını, bizi geçmişe sürüklemesini, makyajdaki gerçekçiliği, oyunculukları falan bir kenara bırakırsak kesinlikle en akılda kalan şey filmin son sahnesinde çalan müziktir. o müzik tek başına bile insanın gözlerinin dolmasına neden olabilir.
http://www.youtube.com/watch?v=8t9tzCUZuWQ
http://www.youtube.com/watch?v=8t9tzCUZuWQ
Gidiyor musun böyle, aşkım, efendim, kocam, dostum?
Her gün, her saat senden haber duymalıyım,
Bir dakika içinde birçok gün vardır.
Ah, bu hesaba göre yaşlanacağım
Tekrar Romeo'ma kavuşuncaya kadar
Romeo&Juliet - W.Shakespeare
Her gün, her saat senden haber duymalıyım,
Bir dakika içinde birçok gün vardır.
Ah, bu hesaba göre yaşlanacağım
Tekrar Romeo'ma kavuşuncaya kadar
Romeo&Juliet - W.Shakespeare
şarkılarını şu an beynimde çınlatan insan. hoş ve duygulu.
(bkz: sms paketi)
pringles çakması bir cips bulunur ki orda acılısı göz açıp kapayıncaya kadar biter. pringlesa kıyasla fiyatı da uygun olduğu için sürekli yiyesi gelir insanın.
yetenek sizsinizde ki türkanın mahvettiği güzelim şarkı.