bugün

sevdiği entry'ler

westworld replikleri

"gerçek, eşi benzeri olmayandır"

orhan pamuk

Benim için başarının, azmin ve hırsın sembolüdür Orhan pamuk. idolüm, örnek aldığım; görüşlerinden, hayata baktığı geniş açılarının doğurduğu zengin fikirlerine kadar hayranlık duyduğum kişiliktir.

Cevdet bey ve oğulları için "ödül alan kitap satılıktır" diye çaresizce ilan verdiği gazeteden, new york times gazetesinde kitaplarını ve Türk edebiyatını tüm dünyaya tanıtacak ve Nobel alacak kadar yükselişi, çabasıyla ülkenin gururudur. Orhan'ın edebi anlatımının derinliği ve güzelliği yerine hâlâ bir iki görüşü üzerinden linç girişimleriniz sayesinde çok daha iyi yerlere geldi ve gittikçe dünya çapında tanımamaya başladı. Bir Türk yazar düşünün ki kitapları 47 dile çevrilmiş olsun.
Gıpta edilmeyecek gibi değil.

Biraz çetin Altan, azıcık marcel proust, cüzi miktarda Oğuz Atay, bolca da yaşar kemal harmanı sonucunda orhan pamuk çıkıyor böyle işte. *

"iğneyle kuyu kazar gibi sabırla hayal ederek kurduğum bu alem bana o zaman her şeyden çok daha gerçekmiş gibi gelir." diyordu Nobel konuşmasında. Kafasının içindeki dünya öyle bir boyuttadır ki, bir kitabının diğeriyle gerek konu olarak gerekse de üsluben benzerliği bulunmaz. Gel de hayran olma.

açık oy vermenin gösteriş olması

Sağ elin artı oy verdiğini sol el görmemeli düşüncesinde bir hayırsever olduğum için asla açık oy vermiyorum. Gösterişi, şovu sevmem çünkü. Karşımdaki minnet duymasın, mahcup olmasın istiyorum... Ama hep iyi niyetimden kaybediyorum...

30 yaşında olup hala yaşayan insan

insan yaşından utanır be. Açıkçası ben 30 yaşıma gelsem tek beklentim Azrail'in gelişi iken, bunlar sanki birkaç yıla ölmeyecek gibi patır patır planlarını, hayallerini isteklerini sayıyorlar. Hoop noluyo, ölümsüzlük iksiri mi buldunuz? +30 yaş haddi aşmak demektir ve hâlâ yaşamak ayıp sayılır.

Susun, çekilin köşeye ve mekanı biz gençlere bırakın. Sizin tansiyonunuzla da, ilaçlarınızla da, sızlayan romatizmalarınızla da uğraşmak istemiyoruz. Bırakın gençliğimizi yaşayalım sizin ihtiyarlığınıza ve kötü enerjisine takılmadan. Lütfen kıskanmayın.

çekirdek değil çiğdem diyenin ağzına vurma isteği

Kendilerini farklı gören, yeni yeni diller geliştiren, big bang'den önce izmir'i evrendeki toz bulutu zanneden, marjinal takılarak kendilerini ötekileştirmeyi marifet sanan izmirlilerin ağzına ay çiçeğinin sapıyla vurma isteğidir.

Bak güzel izmirli kardeşim; o çiğdem değildir, çekirdektir. Çiğdem bir bitkidir anlıyor musunuz? Böyle mor bi çiçek. Hadi tamam hanımeli midir yasemin midir çiğdem midir her ne ad takıyorsanız takın, ne demeye karşınızdakini kendi bildiğiniz gibi düzeltmeye çalışıyorsunuz?
Ne sanıyorsunuz siz ya? Güneş, ay ve diğer gezegenler izmir'in etrafında mı dönüyor sadece? Ne olayı var bu şehrin?

Kordon bomonti çiğdem gevrek falan filan moruq.

kitap hediye etmek

Etmek kadar alması da harikadır. Hele de hediyeyi eden her sayfaya, her bölüm başına gülünesi şeyler yazıyor ve gülmekten kitaba adapte ettiremiyorsa. *
Samimiyetine aşığım canım kankam ya.
O kadar haklısın ki, ne diyebilirim. *
görsel

essy

görsel

masumiyet müzesi

Kitaptaki hikayenin gerçekten yaşandığını ve karakterlerin de bir zamanlar yaşadığını düşünüyorum. Belki içinden bir şeyler çıkarılmış, yeni şeyler eklenmiştir fakat kesinlikle ortada olan bir gerçeklik var.
Güya hayali Bir kitaptan yola çıkılarak kurgusal bi müze kurma fikrine inanasım gelmiyor. Ve arkadaşlar Füsun 12 Nisan doğumlu yani koç burcu. Tüm karakteristik özellikleri aynı. Bu da gerçekliği kanıtlar nitelikte. *
Okurken sık sık kemal'e saplantılı manyak dediysem de, duyduğu derin aşkın hakikiliği, sevdiğine sadakati duygulandırarak kendisine saygı ve yakınlık duymalı sağladı.
Füsun'un da ne istediğini bilemez dengesiz tavırlarının da haklı hiçbir tarafını görememekle birlikte, kemal'i anladığım gibi kendisini anlayamadım, kendimi bağdaştıramadım Füsun'la.

Kitabın içinde müzeye tek seferlik bilet oluşu çok ince düşünülmüş. istanbul'da yaşasam, kitabın arka kapağını kapattığım gibi müze yolunu tutardım ama maalesef içim içimi yiyerek, istanbul'a gidişimde yapılacak ilk şey olacağını kararlaştırmakla yetiniyorum sadece.
Aşk kitaplarını sevmeyen, bunaltıcı bulan ben bile bu kitabını sırf Orhan pamuk'a olan sevgimden okudum ve yine diğer kitapları gibi pişman olmadan, beğeniyle kapattım.

ateistlerin cinlerden korkması

gerçekten böyle bir ateist gördüm bir forum sitesinde. bilimde bilgili donanımlı kültürlü, sözüm ona her şeyin cevabını bilimle veren, verebilecek gücü kendinde bulan, kendine güvenen, cevapları alakasız olsa da hazır olan biri vardı. görmediğim yaratıcıya da, çelişkilerle dolu kitabına da inanmam diyen biri cinlerden korktuğunu ve bunun ateistliğine halel getirmediğini belirtmişti. çünkü gayet normalmiş. ateizmdeki tek husus tanrıya inanılmamasıymış.
abi kafanız nasıl güzel sizin ya.

Tanrıyı inkar eden, cinleri mi inkar edemeyecek? Hadi bilinçaltı, korku, korkutularak büyütülmüştür diyorsunuz da, bu mantıkla tanrıdan da korkarak büyümesi gerekir, haliyle inanması kaçınılmaz olurdu. Ama kendini ateist görüp Tanrıyı reddedecek kadar cengaver işte. cinden korkma gülünçlüğüne kılıf uydurmayın. *

edit: bahsettiğim forum sitesi ateistforum idi. nickini hatırlamıyorum, hatırlarsam editlerim. hatta durun bulayım da, bakıp bakıp gülelim.

essy nasıl okunur

Essy diye yazılır; yedi cihanın sultanı, feministlerin yoldaşı, erillerin can düşmanı, mizojinistlerin korkulu rüyası, göründüğü gibi olan, gücünü bacılarından alan; soylu, asil, kusursuz, ulu, yüce essy hazretleri diye okunur.
Yani öyle biliyorum ben.

fal bakmayı bilen yazarlar

Bakabilen işinin ehli yazarlar favlasın pls. Lütfen atıp tutmayın, umutlandırıcı veya moralimi bozucu olmayın!
Acil dm.