şükrü erbaş

entry137 galeri9
    137.
  1. nasıl oluyor da ben değil başkası sol frameye getiriyor şaşırdım. gerçek bir şairdir siyasi görüşü zerre miktarı kadar beni ilgilendirmiyor. imzaladığı "bağbozumu şarkıları" en kıymetli kitaplarımdan biri. şairimle birlikte fotoğrafımız bile var. çok seviyorum.

    şu an ilk aklıma gelen dizeleri:

    "ey gönül haresi keder
    insan kendinden ne kadar uzağa gider"
    2 ...
  2. 136.
  3. politik görüşlerini benimsemesem de "köylüleri niçin öldürmeliyiz?" şiirinde tanıdığım ve nefret attığım birçok fesat insanın karikatürize edildiği, kendimden de bir parça bulduğumu söylemek zorunda kaldığım yazar. anadolu insanının toksik yönlerini biraz agresif bir üslup ile de olsa müthiş yansıtmıştır.
    1 ...
  4. 135.
  5. Asker arkadaşımdır.

    yazıcıydı. Bana 2-4 nöbet kitlerdi, Samsunlu puşt.
    0 ...
  6. 134.
  7. Sevmeyi özledim biliyor musunuz? Kayıtsız şartsız bir gülüşü. Olur olmaz yerde ağzıma bir öpücüğün konmasını. Bir doğruya sevinmekten çok bir saçmalığa gülümseyebilen hoşgörüyü. 'Nerde kaldın' ayazını değil, 'hoş geldin' iyiliğini. Hiçbir şeyle yatışmayan yürek telaşını. Kapı zilleriyle telefonlar arasında tükenmeyi. Geceyi bir hayal hazinesine çeviren uykusuzluğu. Bir gövdenin önünde diz çökmeyi. Kendimi severek yürümeyi kalabalıkta. 'Göğe bakma duraklarını' özledim. Yağmuru kirpiklerden içmeyi. Yumruk kadar bir yüreğe dünyayı sığdırma hünerini. 'Sana sevinç verdiğim sürece ben buradayım' zenginliğini özledim. Otobüs terminallerinin ayrılıkla dönüş karışımı kokusunu özledim. Otel odalarınin insanı bir yaprak gibi incelten kederini. Başka kentlere vuran rengini güneşin. Başka sokakların telaşıyla çoğalmayı. Dünyayı yudum yudum aşka çeviren yalnızlığı.
    3 ...
  8. 133.
  9. "kirpiklerin gölgelesin yüzümü
    gözlerin ömrümün göğü olsun
    demiştim, çok değil ki..."
    2 ...
  10. 132.
  11. Geçmişten soğuyorsun,
    inandıklarından soğuyorsun,
    Baktığın yüzlerden soğuyorsun
    içine bile, bakmıyorsun artık…
    1 ...
  12. 131.
  13. 130.
  14. Diyanet işleri başkanı Mehmet erbaş ile umarım akraba değildir.
    2 ...
  15. 129.
  16. Yalnızlığı ne kadar geniş bir alana yayarsan yay, ne kadar uzak bir zamana ertelersen ertele, acısı ve ağırlığı azalmıyor.

    Çünkü insan, yüreğini göğüs kafesinde yapayalnız taşıyor.
    2 ...
  17. 128.
  18. Ölenler ölümü bilmez, ölüm kalanlar içindir…
    3 ...
  19. 126.
  20. " Hiçbir meydana açılmayan bir sokakta, akşamların geç, sabahların hemen olduğu evlerin birinde tanıdım dünyayı. Çocukların hiçbiri kendiliğinden uyanmazdı uykulardan. Zamanın ağırlığını duymak için öyle yılların geçmesi gerekmiyordu. Susmaktan yontulmuş kara kuru birer heykeldi herkes. "
    3 ...
  21. 125.
  22. al götür ne varsa gelirken getirdiğin
    yarama bastığın tuz, gözümdeki meneviş
    ağzımda esen serinlik, göğsüme akan ırmak
    beni kuyulardan alıp sokaklara salan
    ucunda yedi renkli çıngıraklar sallanan
    yaşama sevinci denilen o zincir
    boğazıma oturdu darala darala
    al götür, al götür ağır bağışını
    beni dünyalar dolu yalnızlığım ışıtır.

    ağır bağış
    2 ...
  23. 124.
  24. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2128809/+

    Avuçlarının içinden öptüm. insan neden geçmişi düzeltemez ki? Bir acıyı iyileştirmeyen iyilik ne kadar iyiliktir?
    4 ...
  25. 122.
  26. Ne olurdu kokunun da fotoğrafı olsaydı.
    Sesin fotoğrafı,
    Boşluğun fotoğrafı,
    Parmak uçlarındaki karıncanın,
    Ruhtaki üşümenin fotoğrafı.
    Ölüm kimseyi bu kadar yalnız bırakmazdı…

    Şükrü Erbaş
    12 ...
  27. 121.
  28. 120.
  29. iki satır ile hayatımızı özet geçen şair, yazar, aşık.

    Kimse kendinden bir yere gitmiyor
    Yaşıyoruz sessizce yaramızı severek.
    5 ...
  30. 119.
  31. ..kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun.
    incinme değil bu, insana olan inancını yitirme. Yaranı evde bırakıp çıkıyorsun sokağa. Öyle bir uzaklık ki, şikayetin sularını çoktan geçtin. Hiçbir şeye öfke duymuyorsun. insan boylu boyunca bir hastalık. insan korku. insan yıkım. ihtiraslarının külü insan. inanmıyorsun artık. Anlamamak değil, inanmıyorsun! Can sıkıntısı değil, inanmıyorsun! Yaşamak korkusu değil, inanmıyorsun!
    6 ...
  32. 118.
  33. "sularım toprağa sızıyor bak.
    yüzümü geceler örtüyor.
    binlerce taş saklanıyor içimde.
    kim kimin derinliğini görebilir,
    hem hangi gözle?"

    (bkz: ömür hanımla güz konuşmaları)
    4 ...
  34. 117.
  35. Türk şiirindeki güzel aşk şiiri yazan tayfanın bir milyonuncu temsilcisi.
    1 ...
  36. 116.
  37. “Büyüklerin bunca uzun yaşadığı bir ülkede
    Bir onur dersi midir çocukların ölümü?…”
    -Şükrü Erbaş
    0 ...
  38. 115.
  39. 114.
  40. Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır Ömür Hanım?
    2 ...
  41. 113.
  42. Türk şiirinin Son dönemde çıkarttığı en iyi şairlerden birisi. Bir gün Antalya’ya yolum düşerse gideceğim 10 yerden ilki şairin yanı.
    7 ...
  43. 112.
  44. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2003814/+
    ...
    Asfaltın bulantısını, denizlerin köpüklü uykularını
    Kocaman bir cam kavanoza benzeyen şehirleri
    ışıkları, ışıklar içinde gölge masalı insanları
    Gürültü makinelerini, dünyadan öteye giden yolları
    Yoksul evlerin eşiklerine düğümlü darağaçlarını
    insanın insanı sevmesindeki mucizeyi
    Korkunun, ölümün ilk harfi olduğunu
    Dünyanın bütün türkülerinin bizi söylediğini
    Acılarımızın başka acılarla güneşe çıktığını
    Yeryüzü sofrasının küçücük ellerimizde kurulduğunu..

    Anlattım
    Öyle mi?
    ...

    *Demiş şairdir, candır.

    Fotoğraf: tekirdağ
    8 ...
  45. 111.
  46. “insanın acısını insan alır” sözüne inanıyordu bütün yüreğiyle.

    (...)içimdeki iyilik zayıf düşmüştü. Yanıma geldiğinde gülümseyen kötülüktü artık. Onca mavi, onca yeşil, onca ışığa karşın simsiyahtı. Diliyle öldürdüğü varlık sebebini gözyaşıyla diriltmeye çalışıyordu. Dibe doğru yuvarlandığı uçurumdan geliyordu sesi acılar içinde “insan bağışlayarak yener yanlışı. insanın acısını insan alır. iyilik böyle kolay yenilemez.”

    Sevmek, insanın en büyük acısıdır.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük