bugün

engin ardıç'ın 4 eylül 2005 tarihli ayar dolu yazısı. kimi bünyelerde hazımsızlık yarattığı tarafımdan görülmüştür. *

Şu Çılgın Kemalistler:

Bir yandan Kürt milliyetçiliği, bir yandan Amerikan emperyalizmi, bir yandan Avrupa Birliği'nin kaypaklığı bastırınca, Türk milliyetçiliğinin bayrağı da kaçınılmaz biçimde yükseldi. Eh, her tez bir antitez de üretecek... Bizim gençliğimizde "diyalektik" diye bir şey vardı yahu!

Ancak, akıllı milliyetçi olmak gerekiyor.

Bunun yollarından biri, elbette, "Irak'ta kafasına çuval geçirilen askerlerimizin intikamını televizyon dizilerinde mafya tetikçilerine aldırıp halkın yüreğini soğutmak" gibi saçmalıklara kalkışmamak...

Biri de, yeteneği ve çapı sınırlı yazarları, sırf milliyetçi oldukları için göklere çıkarmamak. (ister misiniz, alıngan arkadaş bunu da üzerine alınsın şimdi? Ayıkla pirincin taşını...)

Bu onlara çok para kazandırır ama milliyetçiliğe bir değer eklemez.

Turgut Özakman, "Şu Çılgın Türkler" adında, roman olduğunu ileri sürdüğü bir şey yazmış. Satış rekorları kırıyormuş. Doğmamış torunu için şimdiden sipariş edenler bile varmış! (Ölçü bildiğimizi kim söylemişti?)... Okullarda yardımcı ders kitabı olarak okutulması da isteniyor. isteyenlerden biri de Deniz Baykal.

Özakman bir süre önce Atatürk'ü günümüzde Samsun'a çıkaran bir "romanımsı" daha yazmış, her Kemalist'in hayalini süsleyen bu çocukça rüyayı ("Atatürk sağ olsaydı" abukluğunu) sonunda kâğıda döküp gülünç olmaktan gocunmamıştı... Fakat okuyucu son yıllarda kötü eser okumayı ayrı bir zevk edindi, ne yapalım?

"Şu Çılgın Türkler", bir roman falan değil.

"Romanse" edilmiş, yani romana benzetilmiş, "roman gibi anlatılmış" bir Kurtuluş Savaşı Tarihi... içinde bolca fotoğraf ve harita, daha doğrusu kroki de var... Böyle roman olmaz. Gerçi görsel öğeler üzerine kurulu birtakım roman denemeleri yapılmıştır; en son, dilimize henüz çevirilmemiş olan yeni romanında Umberto Eco yaptı ama, bu görsellik o görsellik değil.

Peki, bu gerçekleri bile bile bunu bir roman diye pazarlamaktan utanmıyor musunuz Sayın Ahmet Tevfik Küflü ve de sevgili Bilgi Yayınları? Size romanın ne olup ne olmadığını hatırlatmak için Kemal Tahir'i mezarından çıkarmamız mı gerekiyor?

Bir romancı bakışıyla "gerçekliği temellendirip yeniden üretmiyor" Özakman... Bilinenleri yinelemekten öte bir artı da getirmemiş. Yaptığı, propaganda... O propagandayı da, kendimizi bildik bileli dinler dururuz. Gençlere yeni ve ilginç gelebilir, bizi baydı.

Bu alanda klasik sayılan Hasan izzettin Dinamo'nun "Kutsal isyan" ve "Kutsal Barış" gibi eserlerinin yanında lise kompozisyonu gibi kalmış... Onlar da roman değillerdi ama çok daha kapsamlı, geniş soluklu yapıtlardı.

Niçin Sabahattin Selek'in "Anadolu ihtilali" isimli enfes kitabını okumuyorsunuz da (hararetle tavsiye ederim) bunu okuyorsunuz?

Çünkü sizi son yıllarda yeteneği sınırlı gazetecilerin fabrikadan çıkarır gibi ürettikleri "Ayşe Sultan, Fatma Sultan edebiyatına" alıştırdılar; fakat onlar Osmanlı koktukları, siz de Kemalist olduğunuz için siniriniz bozuldu, kendi ideolojinize göre onların "muadilini", onlara "tekabül edeni" arıyorsunuz da ondan!

Çünkü dincilere kızıyorsunuz (sanki dinciler kurtuluş savaşına katılmamışlar gibi) ve tıpkı Mina Urgan'ın o sıradan otobiyografisi "Bir Dinozorun Anıları" konusunda yaptığınız türde bir "okur histerisi" yarattınız gene (kadıncağız gördüğü aşırı ilgiye kendisi de şaşmıştı); kitapçıya seçim sandığına gider gibi gidiyorsunuz!

Nitekim ülkücüler de Hitler'in "Kavgam" kitabına böyle sarılmamışlar mıydı?

Okuyun elbette. Ben "Özakman'ın eserini okumayın" diyecek adam değilim. Size yararlı da olacaktır. Fakat roman sanatının ne olup ne olmadığını da bilerek okuyun. Beğeneceksiniz. Türk basınının tescilli kazmaları da elbette çok beğeneceklerdir.

Benim şimdi merak ettiğim iki şey var...

Bir: Acaba kaç budala benim Özakman'ı "kıskandığımı" sanacak?

iki: Rıfat Ilgaz'ı beğenmediğim için bana "köpek" diyen genç arkadaş bu kez nasıl bir sıfat uyduracak?
(bkz: şu çılgın laikler) *
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=205678