bir gün baksam ki gelmissin
bir guvercin gibi yorgun uzaklardan yar
gozlerinde bir bitmezbir tukenmez guzellik
saçlarinda ilkbahar...
yavuz bulent bakiler.
" bizi bu ciğeri beş para etmez insanlar mahvediyor.
aldırma diyorum sana,
dünya ikimiz için yaratıldı.
üç milyar insan iş olsun diye geldi yeryüzüne."
"bir ayak sesi duymayayım
kapıya koşuyorum
gelen sen misin diye
bir sarı saç görmeyeyim
yüreğim burkuluyor
ağlamaklı oluyorum
her şey bana seni hatırlatıyor
gökyüzüne baksam
gözlerinin binlercesini görürüm
bir rüzgar değse yüzüme
ellerini düşünmeden edemem
yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
tadı senden gelir
yediğim yemişlerin
içtiğim içkilerin
ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı
bu emsalsiz hüzün
seni beklediğim içindir.
resmine bakamaz oldum
uykulardan korkuyorum artık
utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan
şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor
şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni
şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada.
yol bitmek bilmiyordu, toplantı bitmek bilmiyordu
ben bir adam düşlüyordum adam oluyordu
ben seni düşlüyordum sen olmuyordun
bir tuhaflık yok muydu allahım, yoktu.
dolu silahla rus ruleti oynayasım var senden korkuyorum
rusça bilmiyorum, korkuyorum rus deyince duj diyenlerden
saçlarını kestirmeye karar vermenden, saçlarımın dökülmesinden
saçlarının bu toplantı tutanağına girme ihtimalinden.
çay, kahve, meşrubat, kek ya da poğaca, ne alırsınız
adam hiçbirini istemiyordu.
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur.
Ne ikna edici bir intihar biçimidir şimdi göz göze gelmek.
Elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim,
Elbette gayet rasyoneldir attan atlamak.
türk şiir'ine vurulmuş bir darbedir.
bir lanettir.
bir kültürü hiçe saymaktır büsbütün.
üç beş kelimeyi bir araya getirip altına şiir sokakta yazanları önemsemedim de,
şairin mısrasını alıp şairin adını değil de yine şiir sokakta yazmak nedir?
haysiyetsizlik...
mısra mısra, sayfa sayfa şiirleri olan şairlerimize bir saygısızlıktır.
insanların, şiiri, bir attila ilhan' dan , ahmet hamdi' den yahut bir falih rıfkı ve yahut nazım'dan değil de, altına #şiirsokakta yazılmış bir cümleden ibaret sanmaları o kadar acıtıyor ki içimi..
insanların, özellikle gençlerin, oturup uzun uzun okumak yerine bir cümleyle aşkını anlatma çabasında olması, sosyal medyada bütün bunları başlı başına bir şiirmiş gibi paylaşması ve popüler olanı, aslında ilgisi olmasa bile, herkes seviyor diye sevmesi ne kadar da yürek parçalayıcı.
bu dediklerimi anca sen anlarsın sözlük..
Keşmekeşinde dünyanın biraz da soluklanmak istiyor insan.
Nefes almak.
Yaşamak.
Yaşadığını hissetmek!
Çırılçıplak kalıncaya kadar yüreği; dökmek istiyor üstündekileri.
Ruhunu arındırmak.
Alkolle bezenmiş damarlarında akan kana;
yeniden bir şeyler hissettirmek.
Acı,
Sevgi,
Hüzün,
Belki mutluluk...
Ama en çok acımak istiyor şimdilerde canım.
Kanadıkça biraz daha huzur bulacak çünkü ruhum.