billy sheehan hayranı. adam ne zaman türkiye'ye gelse, konser sonrası tutuyor kolundan götürüyor, gidiyorlar taksim'de bir yerlere. en son 4 kasım 2007 devil s slingshot istanbul konseri'nde iki çift laf ettirmemişti adamla. biz de hayranız adama.
an itibariyle canlı performansı ile kulaklarımızın pasını silen, sempatik ve kaliteli sanatçı.
sesi öyle güzel, öyle kondurmadan, detone olmadan, zorlanmadan söylüyor ki şarkısını! sesinin perdesine, rengine kurban... insan çığlık atarken bile melodik olur mu yahu!?
nasıl sanatcı olunacagına dair beyaz showda herkese ders veren muhteşem insan.
içinden gelerek, yüreginden söylemek, o şarkıyı hissetmek, yazarken düşündüklerini tekrar yaşama duygusunu hissettiren ve bizlerede müzigin ne oldugunu gösteren sanatcı. **
josh'la beraber dağılan seyirciyi şarkılarıyla toplamasını çok iyi başarmış kişi. şebnem ferah'ın olması beyaz için çok büyük bir şans olmuş. o olmasa program biterdi josh'tan sonra.
peşin edit: adam ülkemize gelmiş soyadına gerek yok artık.*
gülüşüne, mütevaziliğine, bakışlarına, sesine, yazdıklarına, yaşadıklarına, yaşattıklarına, hissettirdiklerine, tarzına ve daha bir çok haline ve tavrına taptığım, imrendiğim insandır. benim için her zaman bir kıstastır. tanıdığım insanlarda hep onun duruşunu, canayakınlığına aradığımdır. çocukluğumdan beri benim için uzaktan bir aşktı onunki. büyüdüm ve hala aynı. her anlamda, mücadele verdiği her alanda benim için bir numaradır. ve ayrıca ayda yılda bir televizyon izleyen beni, 3 saat televizyon karşında tutmuştur.
ben bu bayanı, sanatçıyı çok severim. şarkıları desen süper ötesidir. tavrı, duruşu, insanlara hitabı, kime nasıl davranacağı, şusu busu güzeldir hoştur. ama şebom benim o josh varken neden dedin be güzelim o iki kelamı hatta birine takıldım ben. utanmaz olurum dedin ya orada dedim yapmasaydın keşke diye. ama tabi hata yapmicak değilsin. olsun diyoruz da dumur oldum azıcık yavv..
düdüklemişim joshu dünkü beyaz şovun tek kelimeyle yıldızıydı. mükemmel performansı güleryüzlüğüyle beni bir kez daha kendine bırakmış kraliçem.
aynı zamanda josha verdiği ayar da aynı güzellikteydi kendisini takdir ettim sen benim nasıl olduğumu bilemezsin lan düdük havasıydı.
bu arada dünkü programın diğer yıldızı ise rizeden bağlanan teyzeydi gerçekten kırdı geçirdi.
beyaz'ı severim. josh'u hiç tanımam, ilk defa dün gördüm, sevimli adammış. şebnem'in müziğinin fanı olmasam da kendisini severim. ama beyaz'ın josh'un yanına oturacağım diye, sürekli şebnem'i bir kenara itmesi, beni çok rahatsız etti. reyting için de olsa ayıptı bence. he noldu? josh gitti, sen kaldın gene şebnem'e.
dün gece bir kez daha güzelliği ve ihtişamıyla ağzımı açık bırakan muhteşem kadın. harika fırtına performansı, mayın tarlasının ardından beyaz'dan özür dileyişi, tüylerimizi diken diken eden yağmurlar, helyum gazını aldıktan sonraki gülüşü, "josh gittikten sonra programın tadı kalmadı sanki" diyen salak kadına tüm tatlılığıyla "ayıp olmadı mı?" diye soruşu, "ben hem utangaç hem utanmaz olabiliyorum" deyişi, emerkalardan kopup gelen josh'a * diğer ablalar gibi yavşamayışı, vs. hepsi ayrı bi olaydı.
30 mart pazar pentagram istanbul konseri de sahneye çıkan misafir sanatçıdır. hayatımda ilk kez sadece o konserde kendisini kadın olarak beğendim ancak söylediği şarkının sözlerinden tek kelime anlayamadık. çünkü şarkı söylemekten çok huaaeee, aoaooaao vb. şeklinde çığlıklar atmayı tercih etti.
ama şöyle bir gerçek var ki türkiye'de hakkını vererek rock müzik icra eden tek kadındır. şarkıları çok çok iyidir. sesi harikadır. diğerleri gibi değildir.
lütfen artık şarkı söylerken bağırma. kazara bir yerlerde şarkına denk gelsem kafam şişiyor.
edit: kötü oylayanlar siz bağırabilirsiniz. sizi duymuyorum zaten.
aziz kadın şebnem;
yada azize mi demem gerekiyordu? neyse sittir et sen şimdi olarını kafana takma. sonra dert olur içine kaçar mazallah ondan da bir şarkı yazarsın kayganlı, mayganlı.
benim sana asıl söylemek istediğim bir şey var. dost acı söyler deyip lafa başlayayım. sakın hakkında güzel şeyler yazacağımı falan düşünme yapmam öyle abazanlık kanıma dokunur. haa tamam güzel sarkılar yapıyorsun biz de dinliyoruz bunları arada sırada canlı dinlemek için karaborsadan bilet de alıyoruz * ama esas konu bu değil saptırmayalım. nedir kızım bu üniversite gençliğnin senden çektiği ha? nasıl ettin de yıkadın o kuçuman kişilerin beyinlerini? nedir bunun sırrı allasen söyle yahu. yok şarkılarımla sadece falan diye zırvalayacaksan cevap verme zaten. neden böyle dedim hemen söyleyeyim. eskiden üniversiteli gençler sağa sola kahrolsun abd, tek yol devrim, lanet olası rusya, susma sustukca sıra sana gelecek, ortanın solu moskova yolu (bu da ne be?, yaşasın sosyalizm, kahrolsun faşizm vs. biçiminde sloganlar atardı. ülke meselelerine karşı hislerini buldukları her imkanda söylerdiler. fakat o da nesi? gecenlerde facebookda bir dolanayım dedim. ama karsılastıgım manzara karsısında dumur oldum, sok olum, got oldum. herkeste aynı istek. muğla üniversitesi bahar şenliklerine sebo gelsin diyenler, cumhuriyet üniversitesine sebo gelsin diyenler, amcamın düğününe sebo gelsin diyenler, babamın sırtını sebo kasısın diyenler vs. boyle uzar gider, erzincana yol olur. kısacası herkes seni istiyor sen her yere gideceğim diyorsun ama sonra da sozunu yiyorsun. bu da nereden cıktı deme gecen sene bizim okulada gelecektin sozde yok ben burayı sevmedim diyip geri gitmişsin, konsere teo cıkmıs hatta konserde sebonun anası olmus demişti. her neyse işte, demek istediğim az delikanlı ol, efendi ol, sozunun arkasında dur. ayıp ama bu kadar sabinin duygularıyla oynamak sana yakısmıyor. şikayet ederim valla recai'ye bu hafta seni vurdurur vadide.
neyse bilmem ben artık. söyleyeceklerimi söyledim. ha son bir şey kaldı. ayıp ama kapat şu göğüslerini azcık. ya da arada sırada ac ama, bu kadar da insanın gozune sokma yahu. zaten pınar altuğ'un kileri görmekten gına geldi. bir de seni çekemeyiz.
en kral fanatiğin. ben. bengbeng...
perdeler adlı albümünde korkarak yaşıyorsan adlı bir şarkın var zamanında yapmışsın. söz müzik şebnem ferah'a ait yazıyor orda. halbuki nietzsche'nin bir şiiridir. o güne kadar dinliyodum seni , ki o zamanlar ateşli bir nietzsche'ciydim. baya bir yere haber vermeme rağmen kimse konuyla ilgilenmedi. peki yakışıyo mu bu yani şimdi . ortalıklarda omuzlarını gere gere gezen bi insan olarak sana.
