bugün

Lord of tı halays Maymut Toncer; ay em sori ne sori güzelim sie noli.
Üzgünüm çünkü kendi geleceğimi hazırlayamadım
Üzgünüm çünkü zengin bir ailede dünyaya gelmedim
Üzgünüm çünkü gençlere zerre değer verilmeyen bir ülkede doğdum.
Senden bir gün uzun bir açıklamanın ardından bu kelimeyi duymak isterdim. Hâlâ nefes alabiliyorken, hâlâ birşeyler için geç değilken umarım vicdan senin de kalbine bir gece uğrar.
üzgünüm ama yeterli olamadım senin için. sen gitmeyi tercih ettin ve bense kırık camlar üstünde çıplak ayaklarımla yürümem gereken bir gözyaşı sahilinde amaçsızca yürümeyi.
Her şeyi muhteşem başlatıp, ve küstahlık olmasın her şeyin muhteşem başlaması ve sonunda bu şarkıya evrilmesi.

Benim hatam mı? Karşının mı?

Tüm şeylere rağmen, tek geçerli şey, karşılıklı "üzgünüm" oluyor.
"Üzgünüm, böyle olsun istemedim.
Farklı biriyim galiba.
Üzgünüm, bu şarkı böyle olsun istemedim,
Ama oldu."

Üzgünüm.
Belli Bir sebep yok. Ya da var da ben hasıraltı ediyorum. Baharın gelişi mi bilmiyorum. Beni üzen bir şeyler var.
Civcivlerim hasta gibi.

Hep benim suçum of.
karşınızdakinin üzgünlüğünü paylaştığınızı belirten sözcük.
Çare aramadım zannetme,
Çıkmaz yolları zorladım.
Gittim olmadı, kaldım olmadı,
Bitti diyorsam laf değil.

Bir anlık öfke zannetme,
Çoktan harcadım sabrımı.
Kaçtım olmadı, sustum olmadı,
Bitti diyorsam laf değil.

Artık bu son veda üzgünüm.
Nefret etme benden üzgünüm
ister miydim hoşçakal demek,
Elim kolum bağlı üzgünüm.

Baştan yanlış yaptık üzgünüm.
Seninle olmazdı üzgünüm.
Az mı savaş verdim kendimle,
Engellere yenildim üzgünüm.
uzun zamandır üzgünüm . herşey yolundaymış gibi , mutluymuşum gibi davranıyorum. çoğu zaman bir şarkıda dolan gözlerimi , kalbimin acı içinde olduğunu , hayatın anlamsızlaştığını saklamaya çalışıyorum. işin gerçeği ben bir yıldır yaşamıyorum.
görsel *I'm so sorry.* cümlesini ve bu resmin olduğu diziyi hatırlattı.
Ruhumun en derinlerinde yaralar var. Yaşadığım her şey de önüme geçip, tekrar tekrar üzen.

Keske aşk acısı olsa, keşke akademik başarısızlık yüzünden böyle düşünsem.

Basit acılara özeniyorum.
sevmediğim bir sözdür.
iş işten geçtikten sonra neyi değiştirir ki?! Ah ben.
olmamamız gerekir. kim yapmış, ne neden olmuş, umrumda değil: ama bize de yazık. sana bana da yazık. üzgün olmayı bırakalım biraz. bırakamıyorsak, yine bizim yüzümüzden. yine kendimizi suçlarız. her şey bizim yüzümüzden değil. üzülüyorum yine de.
farkındalıktır biraz.

mesela ben farkındayım, hiçbir zaman istediğin gibi bir adam olamadım ve korkarım hiçbir zaman olamayacağım. bunu düşündükçe canım deli gibi acıyor, bunu kabullenmek cidden zor. oysa ben her zaman kendimi hayallerindeki adam sanmıştım. üzgünüm, hem de çok üzgünüm.
bu şarkıyı bilen üniversiteli bile değildir amk:

http://www.youtube.com/watch?v=QfHhsk7kzhE
üzgünüm çünkü güneş dışında tüm ay ve yıldızlar satılık!
üzgünüm, çünkü bankalar insanları soyuyor ve bu suç değil.
Gitmeliyim...
Üzgünüm adaletin bulunmadığı bir dünyadayız, üzgünüm bir tarafta yüzlerce ölenin ardında paramparça olmuş aileler feryat figanken diğer bir tarafta umarsızca eğlenen keyfine bakan insanlar var, üzgünüm hala ömür boyu kapanmayacak yaralarla yaşayacak insanlar var üzgünüm.
muhteşem sözler, şahane melodi fakat bok gibi bir müziğe sahip bir başka unutulmaz 90'lar parçası. abuk subuk şarkılar yapacaklarına birileri şunları doğru düzgün coverlasa da dinlesek. o piyano o keman öyle iyimiş işte! ille dumtıs dıptıs...*
jale'nin on numara beş yıldız şarkısıdır.

'bitti diyorsam laf değil' ve 'bir anlık öfke zannetme' derken tükenmiş ve yalama olmuş bir ilişkiyi kestirip atma çabasını iliklerinize kadar işletir. güzel ve fazla gerçek şarkıdır.
Birinci tekil şahsın kendini kötü hissetmesi durumu.

Üzüntü, elinden gelenin yetmediği durumlarda ortaya çıkar. Kişi her yolu denememişse üzülme hakkı yoktur aslında. Işte böyle aciz kalınan bir durumun ruh halidir üzüntü. Bu kadar akıllı bir açıklamadan sonra ne kadar subjektif bir akılsızlığa yelken açacağız kim bilir.

Ben üzgünüm. Ya da sadece üzgünüm, gizli özne ben. Bir defa varlığımı hep o anlam denen muammanın içinde aradığım için üzgünüm. Hayata hep taraflı yaklaştığım için. Nasıl tarafsız olabilirdim ki. Taraftar olmadığım için üzgünüm daha doğru söylemek gerekirse. Çünkü bertaraf oldum. Bana öğretilen yaşam, yaşam hakkına saygı olduğu için çok üzgünüm mesela. Tarafsızlık çünkü insanı taraf olmamak kısırdöngüsüne saplar ve orada debelenir durursunuz. Ait olma hissi yaşamın temel motivasyonudur. Ancak oraya ait hissederseniz yaşamak için çaba gösterirsiniz. Ait hissedemediğim için üzgünüm. -Ebilmek varsa işin içinde ya da -ebilememek, ortada bir beceriksizlik var demektir. Beceriksiz olduğum için üzgünüm.

Becerikli olmayı beceremedim bir türlü. Çünkü bağnazdım, yobazdım. iğdiş edilmiş bir beyne sahiptim. Taraf olamama, ait olamama sorunum vardı. Varolabilmek için suni taraflardan birine sığınmalıydım. Birey olarak var olabilmek diye bir şey yok bu hayatta üzgünüm.

Şimdi varlığım kendini yeyip bitiriyor var olan düzene uyum sağlayıp yaşamayı başarmak yerine. Yaşamda ayakta durmak başarısını göstermediğim için üzgünüm. Var olmayı tercih edip, o yegane başarıyı, ayakları üzerinde dik durmayı başaramadığım için. Ve bunu kendi varlığımı kendi kendime tehdit etmek pahasına yaptığım için üzgünüm.