Slayt okuyarak kendini eğitimci olarak gören hocalar tarağından eğitilen öğrencilerin bin bir türlü hayallerle gittiği, çoğunun umduğunu bulamadığı yer.
lisenin, tenefüslerde zil çalmayanı. asıl önemli olan üniversite değil, üniversite okunan yaşanan hayattır. yaşayın. çünkü bitince sik gibi kalıyorsunuz.
Bu kadar ders çalışıyorum umarım kazandığımda ruh hastası öğretmenler, çıkarcı ve garip davranışlı arkadaşlar, sitemkar ve ilgisiz öğrenci işleriyle karşılaşmam.
Eğitimli köleler yetiştiren sistem bukowski ninde dediği gibi yeni tanrıydı eğitim. Okumalısın ve adam olmalısın! Ve bir söz daha bukowski den yine ; Üniversitesinin eğitiminizi engellemesine izin verneyin.
Bugün yolum düştü o semte önünden geçerken üç beş dk baktım bahçesine binalarına önümden gelip geçen arkadaş gruplarına.
Zar zor ite kaka bitirdiğimden olsa gerek, Vallahi billahi bir bok hissetmedim.
Bölümünüzden hiçbir şey beklemeyin. Zira hiçkimse size bu bölümü okuyunca iş vereceğiz diye vaatte bulunmuyor.
Zorla da alıp getirmiyor okusunlar diye.
Haliyle iş sizde bitiyor. süreci çok iyi değerlendirin. Bol bol okuyun, düşünün sorun sorgulayın, girişimci olun. Bölümünüze takılıp kalmayın, yazları özel sektörde çalışın, farklı iş kollarına atılın. Konferans etkinlik fuar fuaye ne bulutsanız gidin.
Oturup bi' düşünün, okul bitince ben neyi yapamam diye bir sorun kendinize ve okul bitince maddi ve manevi olarak mahrum olacağınız her ne varsa bu sürece sıkıştırın ve kendinizi iyice geliştirin.
Birleşik şehir anlamına gelen ingilizce kelimedir. Nomalde bilim yapılması gerekilen yeri ifade eder. Bizde ise Üniversite denildiği zaman kızlar, ortamlar akla gelir.
her zaman ilk girilen üni daha çok şey katacağınıdüşündüğüm kurum. dostluklar sevgililer ah ah hiiç unutulmaz. vay efendim ikinci üni yüksek lisansıydı formasyonuydu vs derken işin tadı kaçmaya başlıyor. tatsız tutsuz bi hal alıyor. ayaklar geri geri çekiyor..