bugün

omer Bayraktar, Salih Uluğ, Bahri Bilgin, Cevat koca ve Sinan Koca isimli 5 ülkücü işçinin TKP / ML - TiKKO militanlarınca katledilmesidir.

giresun'un çanakçı kasabasından ekmek derdi için istanbula gelmiş bu beş gariban, otoyol fiat fabrikasında çalışmaktadırlar. 17 mart 1978 günü, ümraniye'de oturdukları gecekondu mahallesinde, başlarını sokacakları gecekondu inşaatına başladıkları gün yanlarına gelen kişilerce "gelin size daha düzenli ev yapacağınız yerler göstereceğiz" denilerek kahvehaneye çağırılmışlardı. ümraniye o dönem solcularca kurtarılmış bölge ilan edilmişti. fakir fukaradan aidat adı altında haraç toplanmaktaydı. bu beş arkadaş o güne kadar bu talepleri görmezden gelmiş, militanlara papuç bırakmamışlardı. o gün tedirgin şekilde bu davete icabet ettiler. kahvehaneye vardıklarında üzerine çullanan militanlarca elleri ve ayakları bağlandı. burada kızıl devrim mahkemesi tarafından yargılanıp içerenköy'deki taş ocaklarına götürüldüler.

önce burunlarını kulaklarını kestiler bu beş garibanın, sonra da birer kurşun sıktılar kafalarına. cesetleri bulunduğunda tanınamayacak haldeydi. 23 Yaşındaki Sinan Koca'nın biri 10 günlük olan 3 çocuğu, 29 yaşındaki ağabeyi Cevat Koca'nın 1 çocuğu, 29 yaşındaki Bahri Bilgin'in 7 çocuğu, 27 yaşındaki Ömer Bayraktar'ın 4 çocuğu, Salih Ulu'nun 1 çocuğu yetim; gencecik hanımları da dul kaldılar.

bahçelievler'i sürekli gündeme getirenlerin, bilmedikleri, bilmek de istemedikleri katliamdır.

unutmadık, unutmayacağız!

edit: aferin. eksileyin, nefretinizi kusun!
bir olaya katliam denmesi için kaç kişinin ve ne şekilde ölmesi gerekiyor sorusunu sorduran olaylardan yalnızca biri
(bkz: balgat katliamı)
(bkz: mardin katliamı)
Öldürülenler katledilmemiştir, Devrimci şiddetle meşru olarak halk için öldürülmüştür.

Yersen.

80 öncesi Milli cinnet anımızdan ders çıkarmayan Solun hastalıklı zekalarınca hala böyle nitelendirilen katliamdır.
Benzer şeylerin sağcıların da başına geldiği düşünüldüğünde,efsaneleştirilmemesi gereken bir şey olduğu görülecek olaydır. Burun kesmek falan elbette hoş değil ancak bu insanlar dağda pkk ile çatışırken ölmedi.Ne sağcısı ne solcusu.Yalnızca kendi ideolojisini güçlendirmek için öldü,vatanları için değil.Abartmayalım.
tıpkı bahçelievler katliamı gibi bir insanlık dramıdır.

aynı derecede şerefsizlik, insanlıktan uzaklık söz konusudur.

onursuzca katledilen kişiler "ülkücüler" diye solcuların "oh iyi olmuş" dediğini mi sanıyorsunuz?

şaka mısınız lan?

insanlık onuru diye bir şey var.

evet, hala var.
18 mart 1978 günü, ülkücü hareket için kara bir günün habercisi olmuştu... istanbul ümraniye'de beş ülkücü işçi, beş vatansever türk milliyetçisi t.k.p.m.l. tikko adlı komünist çete tarafından korkunç işkenceler geçirildikten sonra, kurşuna dizilerek şehit edilmişti...
beş ülkücünün şehit edilmesi, bütün türkiye'deki milliyetçi ve ülkücü kuruluşları ayağa kaldırmıştı. artık birer birer değil beşer beşer şehitler vermeye başlayacağımız günler gelmekteydi....

35 ülkücü kuruluş kızıl katliamı kınamak amacıyla istanbul'da bir araya gelerek, cenaze töreni öncesi ortak bir basın toplantısı düzenlemişti
17 mart 1978 tarihinde ömer bayraklar salih ulu bahri bilgin cevat koca sinan koca isimli 5 ülkücü işçinin aynı anda dev-yol militanları tarafından katledildiğinde, sinan koca'nın henüz 10 günlük bebeği vardı.

bu satırlar, alınları terleyerek hiç para kazanmamış
işçi hakları savunucularına,bir protesto yazısıdır.
cümlelerin her biri bir çığlık, harfleri kan kırmızısıdır.
geldiler...
eşitlik(?) için geldiler,kominizm için geldiler...adalet(?) için geldiler.
beş işçiyi işkenceyle öldürdüler
eve bir kuru ekmek götürebilmekti tek istedikleri
bir gözde bir gecekondu en büyük hayalleri
allah'ı inkar etmediler.vatan'a ihanet etmediler
elleri çatlak,ayakları nasırlı emekçiydiler.
emekçilerin haklarını savunanlar(?)tarafından,
bir gecekonduya hapsedildiler.
söküldü hayata tutunmaya çalışan parmakları penselerle,
biçildi eğilmeyen başları orakla,
kırıldı işçi ayakları çekiçle.
1 mayıs mahallesi adında bir p.ç doğurdu ümraniye
çığlıkları yalız yalız içinde kalan cesetlerle...
bu işçileri tkp ml nin katledildiği iddia edilmiş fakat tkp ml o dönem bu katliamı kesinlikle reddetmiş ve bu eylemin bir kontrgerilla eylemi olduğunu iddia etmiştir. ha yine de kim yaparsa yapsın vahşice bir katliam, sonuç olarak bu insanlar da ülkücü olsalar bile emeğiyle geçinen insanlar. ölen işçiler için söylenecek tek kelime; allah rahmet eylesin.
vatan ve ekmek ekmek kavgasında 5 yiğit ülkücünün şehit edilmesidir.vatan sağolsun.
' bahçelievler, bahçelievler' diye g.tünü yırtan, komünizmin enjekte ettiği kızıl zehirle hanüsilasyon gören,
savunduğu emekçiyi öldüren bir avuç rus taklitçisi p.çler tarafından 5 işçinin hunharca katledilmesi.
ulan ayıp be, üniversiteli p.çler bide bunu bi haltmış gibi orda burda söylemiyo mu,
unutmadık
unutmayacağız...
edit sözlükteki komunist piçler rahatsız...
TKP/ML TiKKO'nun böyle bir eylemi yoktur. zira tikko şehirde değil kırsalda örgütlüdür. ülkücülerin balgat katliamında kendi halkını öldürüp solcuların üstüne attığı gibi bir vakadır veya kontrgerillanın planlarından biridir. olan halk evladına olmuştur.

edit: sözlükteki komünistler rahatsız çünkü ülkücüler komünistleri karalamak için halk evlatlarını öldürüyor.

(bkz: balgat katliamı)
tkp/ml tikko sütten çıkmış ak kaşıktır; tabi bazı mallar gibi yersen.
tkp/ml tikko, pkk'dan hiç bir farkı olmayan resmen bir terör örgütüdür ve yapmadığı halt da kalmamıştır. burada çıkıp davar gibi o örgüt masumdur vs diye avukatlık yapmanın bir alemi yok.
katledilen işçilerin ruhların şad olsun.
failleri bulunup cezalandırılmalıdır.
cezalandırılmaz kardeşim, olur mu hiç, ölen kim 5 tane ülkücü,
ölen bir ermeni gazeteci değil ki,
ölen bir kürt terörist piçi değilki,
ölen bir papa değil ki,
niye cezalandırılsın ki,
bu ülkede azınlıklar kıymetli , vatandaşlar bir hiçdir ,
devlet dış güçlerin bir oyuncağından başka birşey değildir...
allah katına çıkan 5 vatan millet sevdalısının ülkenin pek dikkat çekmeyen hikayesidir. onlar bu ülke için canlarını vermişlerdir onlar bu yola çıkarken ölümü göze almışlardır. arkalarından fazla gürültü çıkmaması devlete olan saygıdandır.
bahçelievler olayından dolayı cezaevinden çıkan ülkücüler hakkında atıp tutan kızılların görmemezlikten geldikleri ve gelecekleri katliamdır.
bölünmesin diye millet,baki kalsın diye devlet,hayatlarını sebil eden tüm ülkücü şehitlerimizin ruhları şad ,mekanları cennet olsun.vatan sağolsun...
hümanist devrimcilik nedir la ? eğer davan da engelse vurursun silahsız devrim yoktur, aksini düşünenler pollyannacılık yapar
Bugün ülkücü camia dışında pek fazla bilinmeyen, fakat bu ülkede ideoloji adına işlenen en vahşi katliamlardan biri.
Salih Ulug, Bahri Bilgin, Ömer Bayraktar, Cevat Koca ve Sinan Koca isimli beş işçinin sadece ve sadece ülkücü oldukları, misk (Milliyetçi işçi Sendikası) üyesi oldukları için kızıl katiller tarafından vahşice öldürüldükleri katliam.
Katliam bilinen eski adıyla 1 mayıs mahallesi yeni adı ise Mustafa Kemal Mahallesi'nde gerçekleştirildi.Ancak olayın geçtiği yer olarak kaynaklarda daha ziyade Ümraniye semt adının kullanılması sebebiyle olay "Ümraniye Katliamı" olarak bilinmektedir.
Salih Ulug, Bahri Bilgin, Ömer Bayraktar, Cevat Koca ve Sinan Koca kardeşler, doğup büyüdükleri, çocukluklarının geçtiği, evliliklerini yaptıkları, çocuklarının dünya ya gözlerini açtığı, anılarında derin izlerin mekanı olan Giresun'un Görele ilçesinde hayat şartlarının ve maddi geçimsizliğin zorluğundan şikâyetçidirler.
Dertleri ekmek paralarını çoluk çocuklarının nafakasını kazanmaktan başka bir şey değildi. ikisi kardeş beş arkadaş geçim sıkıntısının önüne geçmek için çıkmış oldukları gurbet yolculuğunda hayallerini süsleyen kente istanbul'a gitmeye karar verirler.
Oto-yol fiat (otosan) firmasında iş bulurlar. işe başlamalarıyla beraber talihsiz sona doğru adım atmaya başlamış oluyorlardı.ülkenin içinde bulunduğu kızıl tehdit karşısında Türk milletinin dürüst namuslu insanları olarak milliyetçi görüşleriyle tanınmışlardı....
Milliyetçi işçi Sendikaları Konfederasyonu'na (misk) üye olan bu beş işçi , Ümraniye'de kiracı olarak oturmaktaydılar.Ev kirasından kurtulmak, ailelerini istanbul'a getirmek, aileleriyle birlikte başlarını sokacakları kendilerine ait bir gecekondu yapmak için Ümraniye Mustafa Kemal Mahallesi'nde bir arsaya kazma vurmaya başlamışlardı.hayalleri ,gelecekleri, yuvalarıydı.
Aidat adı altında para toplayıp mahalleyi haraca bağlayan bir grup beş can yoldaşına, gelin sizlere daha düzenli, yan yana ev yapacağınız yer gösterelim diyerek bir kahvehaneye çağırırlar. davet edildikleri kahveye geldiklerinde tkp/ml-tikko mensubu militanlar tarafından etrafları çevrilir. adına "halk mahkemesi" dedikleri bir tiyatro sergilerler.
Neticesinde ülkücü işçiler suçlu! bulunup ölüm cezasına çarptırılırlar. infazı uygulamak için elleri ayakları bağlanarak, içerenköy'deki taşocaklarına götürülürler. değişik işkenceler uygulandıktan sonra (kulakları kesilip, gözleri oyulur, ayakları taşlarla ezilip, erkeklik uzuvları kesilir) kafalarına sıkılan kurşunlarla canlar toprağa düşer şehadet şerbetini içerler!
23 yaşındaki Sinan Koca'nın biri 10 günlük olan 3 çocuğu, 29 yaşındaki ağabeyi Cevat Koca'nın 1 çocuğu, 29 yaşındaki Bahri Bilgin'in 7 çocuğu, 27 yaşındaki Ömer Bayraktar'ın 4 çocuğu, Salih Uluğ'un 1 çocuğu yetim; gencecik hanımları da dul kalır... bu 5 gariban işçinin tek suçları, milliyetçi, ülkücü olmaları, bu aziz vatanı canlarından çok sevmeleriydi!..
Nasıl bir düşmanlık,nasıl insanlıktı bu! neyin bedeliydi, yıkılmıştı dünyalar,çöktü gök kapandı perdeler!anası feryad eder Bahri'nin "kör olsaydı gözlerim görmeseydim bu günü!ağlamak kar etmez yıkıldı dünyam! dünya malım olsa değişmem bahrimin saç teline ! "
17 mart 1978 tarihinde beş kadının dul, onaltı çocuğun yetim kaldığı bu olay hürriyet gazetesinde 19 mart 1978 pazar günü manşetten şu şekilde verilir:
"vahşet beş kişi kurşuna dizildi" Giresun Görele ilçesi'nden istanbul Ümraniye'ye yerleşen beş vatandaşımız marksist-leninist bir örgüt tarafından kaçırılarak işkenceyle öldürüldü. otopsi raporuna göre ikisinin gözleri oyuldu.

Ümraniye için toplanan emniyet yetkilileri saatlerce karar alamadı.Yazarak bu vahşeti türk halkına duyurdu.Bir çok insanın filmlerde bile görünce tüylerinin diken diken olduğu işkencelere uğrayan, çalıştıkları fabrikada dürüstlükleri ve saygınlıkları ile bilinen işçilerin cenaze namazları,mavi gömleği ,kasketi ile meşhur karaoğlan tarafından istanbul'a vali atanan ve olayı basit bir zabıta vakası olarak gören ihsan Tekin'in izin vermemesi neticesinde, istanbul da kılınamamış, cenazelu olayla, daha doğrusu bu katliamın failleri ile alakalı bir bilgi de TBMM yazışmalarından:
Aradan 23 yil geçtikten sonra Mhp istanbul Milletvekili Mehmet Gül'ün verdiği bir soru önergesi üzerine içişleri Bakanı Sadettin Tantan bu katillerle ilgili olarak şu açıklamayı yapıyordu:

"istanbul milletvekili Mehmet Gül tarafından TBMM başkanlığına sunulan ve tarafımdan yazılı olarak cevaplandırılması istenilen soru önergesinin cevabı aşağıya çıkarılmıştır.

15.3.1978 tarihinde istanbul ili Ümraniye ilçesi Mustafa Kemal Mahallesinde bir kahvehanede, Salih Ulug, Bahri Bilgin, Ömer Bayraktar, Cevat Koca ve Sinan Koca'nın öldürülmesi olayı ile ilgili olarak, güvenlik görevlilerince yapılan çalışmalar neticesinde eylemin yasadışı silâhlı terör örgütü (tkp/ml-tikko)’ne mensup ( kişi tarafından gerçekleştirildiğinin belirlendiği, bunlardan üçünün yakalanarak tutuklandığı, yasadışı silâhlı örgüte üye olmak ve tasarlayarak adam öldürmek suçundan 1 inci ordu komutanlığı 2 nolu askerî mahkemesinin 1980/222 esas, 1981/426 karar sayıları ile yargılandıkları, olayın firari durumda bulunan diğer (5) örgüt mensubunun aranmasına devam edilmekte olduğu,"

hemen belirtelim, bu olayın ortaya çıkmasından hemen sonra ecevit hükümeti tarafından atanan istanbul valisi ihsan tekin, bu olayı "basit bir zabıta vakası" olarak nitelemiş ve "siyasi yönü yoktur" demiştir.
ayrıca cenazelerin cenaze namazlarının istanbul'da kılınması polis marifetiyle engellenmiş, cenazeler zorla Giresun'a gönderilmiştir.Vahşice öldürülen bu kurbanlara arkadaşlarının son görevlerini yapma fırsatı dahi verilmemiştir...
cenazeler toprağa verilmek üzere arkadaşları tarafından memleketlerine yollanmıştı.
Ruhları şad olsun.
tüm katliamlar kötüdür.

dalyarak lık edip konuşulmamalıdır.

ancak öyle katliamlar yapılmış ki adı Türkiye katliam tarihi ' ne kara harflerle yazılmıştır.

yanlış anlamak için büyük gayretler gösteren tüm sağ, sol ve penaltı dan gol atmaya çalışan şakir - it lere duyrulur.

bunu da yanlış anlayanlar, ya da anlamak isteyenler için yurt dışına çıkış bileti bizden.

bu memleketi hep beraber bu hale getirdik, ve hep beraber ya batıracağız, yada kendi kanımızı akıtarak

böyle geçer bu zamanlar. (bkz: Nokta)
35 yıl önce bugün yaşanan vahşetdir. o gün sadece beş ülkücü işçi değil emek de öldürüldü.
(bkz: işçi hakkından bahsedip işçi öldürmek)
tüm katliamlar gibi lanetlenmesi gereken katliamdır, tabi bazı kesimlerin kendi yaptıklarını aklamak için kullanması asla anlayamacağım bir durumdur.
Orospu çocukları kızılların yaptığı katliamdır.

Bide bahçelievler, mahir çayan diye aglar bu ibneler.

Leninin ,marks'ın ibneleri.
Solcu terörist piçlerin yaptığı bir katliamdır.
Kardeşi kardeşe kırdıran olaylardan sadece bir tanesidir.
Şimdi bu işçileri öldürenler birde işçi bayramı kutlayacaklar öyle mi?
görsel
görsel
görsel
görsel