halk arasında en bilinen hali ile; büyük meziyet...
bırak yahu, özür dilemek değil meziyet, özür dilecek hale gelmemek.
alkollü araç kullandın, çarptın bana öldüm... dile özür amk?
özür, m.ö 10000 yılında kabahat işleyeceğini bilen bir gödverenin, zamanında ardına sığınıp, günümüze kadar getirdiği saçmalık...
başka da bir şey değil.
alternatif olarak söylenilen cümleler daha anlamlıdır.
bunu bir türlü beceremediğimden mi yoksa gerçekten söylemekten yada bana söylenilmesinden hazzetmediğimden midir bilemiyorum, insanların karşisındaki kişileri kırdığında özür dilemekten ziyade ne hissettiklerini söylemeleri daha etkileyici gelir bana.
Buyukluktur elbette. Hele kucuk burjuva bir humanistlikle edilmişse ve bu kalabalikta hasbelkader carpisan iki insan arasinda kabalikla ilgiliyse. En azindan deneme formunu ortaya çıkardığı iddia edilen bir aristokratin, carpilmaya alismis bir marabanin seviyesine inmesi demektir. Ancak aptallari duygulandirir ve zekice atismalarin arasinda cogumuz aptaldan baska bir sey degilizdir. O ne guzellik oyle. Asil ben ozur dilerim ozur dilemenize neden oldugum icin.
sadece gerçekten önemsiz olduğu bilinen küçük hatalar için yapılması gereken davranış. çünkü yapılmış ciddi bir ayıbın, kalp kırmanın telafisi olamaz özür dilemek. özür dileyince yaptığınız şey karşı tarafın aklından silinivermez, hem insan aslında hiçbir şeyi unutmaz. eğer yaptığınız ayıpla artık bir şeyler eskisi gibi olmayacaksa, özür dilemek insanın karşısındakine önem verdiğinden çok ona zamanında yeterince önem vermediğini gösterir.
ne kadar saçma bir şey aslında sözlük anlamı olarak.
neden birinden özür dileyeyim yahu? gerizekalı mıyım ben? ''bana bir özür bahşet ya rab'' diye dua mı olur? insan hiç ''özür'' ister mi? af dile. ama özür nedir allasen?
bazı kimselere yakışmayan eylemdir. tamam yerinde yapılması gerek ama işte yakışmıyor. eğreti gibi duruyor ağzında. ama her türlüsü kabuldur. dilenmesi de kabul edilmesi de ayrıca bir erdemdir.
sınıfın afacan öğrencilerinden biri sınıftaki laboratuvar malzemelerini kırmış. yetmezmiş gibi cıvalı termometreyi kırıp içindeki cıvayla oynamışlar. cıva kanserojen, milli eğitim de kesin emir vermiş, cıvalı termometrelerin öğrencilerin ellerine verilememesi konusunda. onların termometrenin içindeki cıvayla oynadıklarını hayal edince, birden bunu yapan öğrenciye kızıverdim.
sorun termometrenin kırılması ya da benim başımın derde girecek olması değildi. sorun onların cıvaya dokunmalarının sonucunda vücutlarının zaman içinde göreceği zarardı.
tabi ki kendisine kızdığım ergen öğrencim, bana terslendi. bunun sonucunda da derslere olan ilgisi azaldı. cevval çocuktu, derste de oldukça başarılıydı. aramızda öyle büyük bir tartışma geçince bana, haliyle de derse küstü.
bir hafta boyunca derste hep uyudu. tabi onun sürekli havadaki parmağını görememek beni hayli üzdü.
ertesi hafta ilk derse gittiğimde, beni görür görmez yine kafasını sıraya koyup uyumaya başladı. ben de yanına gidip, ahmet bey bir haftadır uyuyorsun alamadın mı hala uykunu, dedim. maviş gözlerini bana doğrulttu, ters ters,alamadım hocam, dedi.
öyle hocaya küsüp derste uyumak var mı, hatamdan dolayı ben özür diliyorum dedim. nihayetinde gençtir, bir cıva yüzünden öyle zeki bir çocuğun derse küsmesine göz yummam olmazdı. ona yönelik bir kaç tebessüm, göz kırpma ve espri ile onu nihayetinde derse dahil etmeyi başardım.
dersin bitiminde yanıma geldi, "hocam ben sizden çok özür dilerim" dedi.
niye ki, diye sordum.
"size bağırdığım için" dedi.
ben öyle bir şey hatırlamıyorum, sadece cıvayı elinize alıp sizin zarar görmenizden korktuğum için ben size biraz bağırdım. benim hatırladığım bu. kardeşler arasında olur öyle şeyler deyip, bir göz daha kırptım.
maviş gözlerine bir baktım ki dolu dolu, sesi yarı boğuk. "ben sizi çok seviyorum" dedi.
tabi ki mutluluğum tarif edilemezdi o anda. ve bu kerata o ergen tavırlarını, en azından bana karşı, attı. daha saygılı oldu. devamında da beni hep aradı sordu. hala arar, dertlerini, sevinçlerini anlatır. kerata işte.
--spoiler--
böyle de güzel sonuçlar veriyor.
özür dileyebilmek bir erdemdir her şeyden önce. hata yapmak insana özgüdür, hata yapan özür diler ve bu da bunun tekrarlanmayacağı manasına gelir.
he özür dilemeyi diline dolamış insanlar bu konuya dahil değildir.
bazı insanların çok zor yaptıkları şey. oysaki karşındaki insanı kazanmak için keyifle yapılması ve bir takım aktiviteler ile süslenerek dilenmesi makbuldür.