özlemek

entry2360 galeri79
    335.
  1. kan sızıntısıdır.

    o son hoşçakal, bir toplu iğne olup batar gövdenizin sol yanlarında bir yere sinsice. hissedemezsiniz bile ilk başta. inceden bir sızı duyarsınız sadece. sonra iş, güç, hayat telaşı derken, o da kaybolur gün içinde. unutursunuz bile, bir yaranız olduğunu gövdenizde.

    sonra akşam olur eve gidersiniz... odanızda hüzünlü bir koku karşılar sizi ilkin... tanıdık gelir hemen... ve sonra üstünüzü değişirken görürsünüz ki; giysileriniz kan içindedir... yeni kıyafetler giyip yatarsınız sonra...

    ve bu her gün tekrarlanır... taa ki bir gün biri gelip, o iğneyi çıkarana, ya da çıkardığını sanana dek.
    3 ...
  2. 334.
  3. yaşananı tekrar yaşama isteğidir.
    2 ...
  4. 333.
  5. özlenen kişinin aklından çıkıp kalbinden çıkamaması. hüzün verir insana. kendi kendinize acımanıza neden olur bazen de.
    3 ...
  6. 332.
  7. cebinde taşıyacak kadar önem verdiğinin cebinde olmamasıdır.
    2 ...
  8. 331.
  9. bir de hiç olmamışı, hiç yaşanmamışı özlemek vardır, akla zarar...
    3 ...
  10. 330.
  11. bir anda insanın burnunun direğini sızlatan, nefesini daraltan, beyninde uğultuların oluşmasına neden olandır.
    2 ...
  12. 329.
  13. durduk yerde hatirlamaktir ve hatirlandigi an insanin bogazinda bir dugum olusmasi ve bazen burun diregini sizlatmasidir. insanda belirli belirsiz bir sersemlik durumu yaratir.
    2 ...
  14. 328.
  15. özlemek, beklemek, anıları hatırlamak yorucu şeyler... ama o kadar değerliki... yüzünüze yayılan o minik gülümsemeyi cama yansıyan suratınızda gördüğünüzde ne kadar da güzel olduğunuzu görmek, gözlerden kelimeleri rahatlıkla çekebilmek... kuşkusuz insanı insanlaştıran şeyler...
    2 ...
  16. 327.
  17. özlemek yalnızlığı getirdi bana. kapalı bir kutu gibi sadece gözlediklerimle bildiklerimi pekiştiren biri oldum ben. sende ne varsa bana geçti bir hastalık gibi. sen de benim hastalığımsın diyebiliyorum uzun zamandır. boş geçen zamana acır gözlerle bakıyordun; artık ben bakıyorum... tahammülün yoktu beyni ufak olanlara, artık ben de edemiyorum.
    ne zaman yalandan gemilerimi kaldıracağım limanından?
    ne zaman sen gibi olmayana bakmamaktan vazgeçeceğim?
    ne zaman gideceksin benden? hiç özletmeden.
    3 ...
  18. 326.
  19. ilk önce evden çıkarken ne zaman çıkacağım sorulmadı, kimseye mesaj atmadım. otobüste camdan dışarıya bakarken silmedim buğusunu bu sefer, seni görebileceğim yerler yoktu çünkü. bu gün durağı kaçırmaktan korkmadım, bir zamandır yaptığım gibi. uyuyakalsam da sorun olmuyordu. adımlarım hızla sana değildi bu sefer, sadece kendimle oturmaya gidiyordum hızlı hızlı.

    yiğit özgür'e bile tek başıma kahkaha atarken buluyordum kendimi, durup bakıyordum sana etrafımdamısın diye, yoksun. kızıyorum insanlara, belki de onlar da bana. susyorum. bardağın içindeki noktalara takılıyorum sonra. onlara şeker demeye ısrar ederken sen, ben onların kivi tozu olduğunu savunuyordum. bu gün ne kivinin havası var ne de benim karşılıklı susup, yudumlaşıyoruz.

    sigaramı çakmağın yakmıyor bu gün, dumanı çarpmıyor sana bu akşam. sinirleniyorum kendime kalkıyorum masadan, param olsa devirirdim belki de onu bu gün. durağa yürüyorum bu sefer şemsiyem yok, sen yoksun. yağmurla yalnızım bu akşam. öpmüyorsun bile otobüse binerken. kendime sarılıyorum sonra. eve nasıl geldiğimi bile bilmeden telefona bakmıyorum. çalmıyor, çalsada sen değilsin. çünkü artık yanımda değilsin. tenimde değilsin.

    söylesene şimdi bana özlemek mi bu?
    7 ...
  20. 325.
  21. 324.
  22. gecenin bir yarısında zaman, belki de yarın başladı artık. yarın da gece olacak ve o gece de yeni bir yarın. hiç birinde olmadığın kadar varsın, olduğun kadar da yok. düşündüğüm kadar benimle olmanı dilerdim. düşünmemek, yaşamak seni. özlememek hatta yanımda hissetmek her istediğimde.

    özlemek… gecelere ait saatlerin sabaha döndüğünde aklımda seninle uykulara dalmak… rüyalarda görülenin sen olmasını dilememe rağmen, sıradan insanlarla boğuşmak zihnimin derinliklerinde. çalar saatime küfrederken sabahın olduğunu fark etmek… diş macununu senin sıktığını hayal etmek, havludaki nemi senin bıraktığını varsaymak, tarağın yerinde olmamasının sebebinin sen olduğunu düşünmek, küçük akıl oyunları oynamak kendime.

    hepsi hepsi seni düşünmek aslında. otobüsteki insanlarda senin suretini aramak. kulaklıktaki şarkılarda seni bulmak… özlemek işte. yaşanamayan her şeyi özlüyor olmak. ıslak yollarda yalnız yürürken gözlerimi kapatıp yanımda olduğunu hayal etmek. radyoda çalacak şarkıyı tutmak hiçbir zaman biz olmayan bizim için. başka insanlarla ilgilenirken şuan senin ne yaptığını düşünmek.

    akşam eve dönerken kapıyı senin açacağını hayal etmek. kapıyı açının sen olmadığını görünce uyanmak tekrardan. sana merhaba diyebilmek ne kadar güzel olurdu hâlbuki. gün içinde yaşadıklarımı bu gün ne oldu biliyor musun diye başlayıp memleketin en büyük meseleleriymiş gibi sana anlatmak dakikalarca. yemek yerken de zihnimde seninle olmak aslında. sana yemek yapıp, iştahla yediğini düşünmek. gece kuşağındaki filmleri seninle izlemek. yatağa uzanmak en sonunda.

    yeni gecenin bir yarısında zaman ve biten günü düşünmek. yine yaşadığım her anda seni bulmak. sen nerelerdesin, kim bilir neyin telaşındasındır o saatlerde, düşüncelerinde neler vardır? ben seninleyken hala, gecenin saatleri sabaha kaçmaya başlamıştır yine ve gözlerim dayanamaz daha fazla uykusuzluğa. rüyamda seni görmeyi dileyerek kapanır gözlerim.

    hepsi hepsi seni özlemek işte, büsbütün korkaklığımla, yalnızlıklarımda seni bulmak, hayal etmek, dilemek, olmayışına küfretmek çalan saate değil belki de. cesaretsizliğimin ortasında seni bırakmak, etrafını dikenli tellerle çevirmek. beynimin her hücresini sana meyletmek ve en acısı seni kalbime işlemek.

    alıntı değildir.!
    3 ...
  23. 323.
  24. (bkz: sol yanım acıyor anne)
    özlemek fiilini en iyi anlatan şiirlerdendir.
    3 ...
  25. 322.
  26. kafamın içinden çık!
    kafamın içinden çık!
    kafamın içinden çık!
    kafamın içinden çık!

    ...

    çıkmak bilmez. özlemek böyle de psikopat bişeydir. odaklanamazsın bişeye. neyi özlediğini bilemezken, ne çok şey özlediğini farkedersin.bir de platonik özlem ise (bkz: platonik özlem) yıkıcı bir etkisi olur. hükmeder size sizin yerinize. istemediğiniz şeyleri yaptırır, yapamaz olursunuz yapmak istediklerinizi. sence neden bu başlığa entry giriyorum?!

    kafamın içinden çık!
    kafamın içinden çık!
    kafamın içinden çık!
    kafamın içinden çık!

    ...
    23 ...
  27. 321.
  28. özlenenin uzakta olması demek değildir özlemek...bazen yanındadır özlersin, o kadar özlersin ki anlatamazsın bile, çünkü anlayamayacağını bilirsin. hatta kendi kendine sorarsın bunun anlamını; yanındaki de özlenir mi diye? tuhaf bir duygudur, onun eski saflığını, masumluğunu, içtenliğini, eski sıcaklığını özlersin. çaren yoktur, cevabını bulamazsın soruların, tıkanırsın. *
    2 ...
  29. 320.
  30. gidenin boşluğunu dolduramamak, doldurabilicek birşey bulamamaktır..
    2 ...
  31. 319.
  32. eğer onu hatırladıkça başı göğe ermişcesine ya da asansör boşluğuna düşmüşcesine ürperiyorsa yüreğiniz,
    mütemadi bir sarhoşluk içinde her çalan telefona o diye atlıyorsanız,
    o her durduğunuz yerde duruyor her baktığınız yerden size bakıyor siz keyiflendikçe gülüp hüzünlendikçe ağlıyorsa,
    bir anlık ayrılık bir ömür gibi geliyor ve o gider gitmez birşey saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa işte bu ''özlem''dir. güzeldir özlemek. hele ki özleyeni özlemek...
    3 ...
  33. 318.
  34. özlenen eski sevgiliyse; artık özlememek olup sürekli sövmekle sonuçlanan eylem. ****
    2 ...
  35. 317.
  36. yüreğin derinliklerine cesurca bakmak , vazgeçememek , yaşananların , yaşatılanların korkusuzca su yüzüne çıkıp kendinizle yüzleşmesidir.
    3 ...
  37. 316.
  38. özlemek... öz vatanını özlemektir. orta asya dan gelmiş bir milletin çocukları için özlem hasret gurbet her daim var olacaktır. özlemek.. anneyi özlemektir sevgiliyi özlemektir, vefat etmiş bir babanın sinirli ve öfkeli varlığını özlemektir.
    2 ...
  39. 315.
  40. dünyanın en berbat duygusudur; hele bir de hiç özlememeniz gereken bir şeyi ya da birini özlüyorsanız...
    3 ...
  41. 314.
  42. anlatılamayandır, tarif edilemeyendir, yaşamayı gerektirir.
    2 ...
  43. 313.
  44. aniden gelip içe cuk diye oturan beter duygudur.
    haftalarca, aylarca bastırılıp, saklanılıp, dile getirilmeyip, tabir-i zaizse kaçılıp daha sonra bi şarkı, bikaç hatıra ile dört bir yanı sarabilen, efkar yaptırandır.
    2 ...
  45. 312.
  46. insanlar sadece birbirlerini özlemez.duygular da özlenebilir.yıllardır sokaklarda yaşayan bir adam sıcak bir ailenin yaşattığı duyguyu özleyebilir mesela.. ya da mutluluğu özleyebilir insan.özlemeyi bile özleyebilir.. (bkz: bu böyle gider)
    2 ...
  47. 311.
  48. hiç ummadığın bir anda hiç ummadığın bir yerde hiç aklında olmadığını zannettiğin bir kişiyi yolda geçen herhangi birisine benzetmek. *
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük