güzel, hoş, pis, saçma, gereksiz, garip.. tarifinin ne olduğu mühim değil. tek bildiğim; sev, üzül, ağla, kız ama özleme. bütün duyguları bastırabilecek bir şey bulunuyor da buna bulunmuyor işte. o yüzden özleyecek bir şey bırakmayacaksın geride.
tanım: bir kişinin ya da nesnenin yokluğundan ötürü hissedilen eksiklik duygusu.
ayrıca yok edici özelliği olan duygudur. özlemin artışı kalpte bıraktığı hasarla doğru orantılıdır. o'nun yokluğu ne kadar artarsa kalpteki yara o kadar büyür. ve mutluluk o yaranın aksine her geçen gün daha da küçülür. dokunma hissi anlamsızlaşıverir ten ondan başkasına değdiğinde. beden ona dokununca can bulacaktır yeniden ve görmezden gelinen her özlem anı o ilk dokunuşla can verecektir aşka. işte bu sebepten sevgili ne kadar özlenirse o kadar sevilir.
son zamanlarda maalesef bende olmadığını farkettiğim duygu.
şöyle yani; bir kişi veya yer olay vs. normalde eksikliğini hissetmiyorum. sadece tekrar bir araya gelince veya bir mekan ise söz konusu olan oraya gidince " vayyy be özlemişim" diyorum. ama bir araya gelene kadar herşey normal geliyor.
bugün farkettim ve çok üzüldüm. gerçekten özlemeyi özledim.
bana dönme ihtimali söz konusu bile değilken bile en olmadık zamanlarda aklıma düşüp,teninin kokusu,gülüşü gözlerimin önünden gitmiyor...o an geçmişe gitmek istiyorum ama nafile bu istek o artık hç benimle olmayacak ve ben ancak onu bir resme bakarak sadece özleyebileceğim.keşkelerin bile fayda etmediği bir zamandır özlemek.keşkede belirttiğim pişmalıklarımla bile ona dönemiyorum yanında olmamıyorum...sadece özleyebiliyorum.lanet olsun...
bazen yüzünü dahi görmediğin ama var olduğundan emin olduğun birini eşşek gibi özlemektir. ne piskopattır insanoğlu ''oğlum hiç yüzünü bile görmediğin biri de özlenir mi?'' dersin çelişkili bir ruh haliyle ama özlersin işte bir şekilde. sigara içmeyen biriysen sigara bile içersin, sarhoş bile olmak istersin. ya ne bilim işte acayip duygu remixlemesi. acıyla tatlı yanyana hani şu karpuzu kavunu ayrı olan yapışık sakızlar olur ya onun gibi birşey aynı cisim ama ayrı tadları ama bunu çiğneyip atmak istemezsin içinde yer edinsin istersin. mümkünse kalbimin derinliklerine nüfuz etsin hatta virane gönlü gülistana çevirsin ama ne mümkün. budalalıktır belki de tüm düşünülen belki de gerçeğe yakın düşüncedir. girdap gibi yutmaya çalışan hayatın çetin yolları belki yolumuzu aynı yere çıkartır kim ne bilebilir ki her türlü öngörü olamaz mı hayatta? kesin konuştuğun şeyler bile başına gelmez mi?. işte tüm bunların bileşkesinden doğan tabiatın sunduğu öznel güzelliklere hasretin diğer adıdır özlemektir.
ağır ağır alınmış alkol misali biriktirmektir kılcal damarlarında aşkı. usulca kanına karışırken gözlerini acıtır anımsamak teninin beyazlığını.kıvranırsın soğuk yatağında bir başına, gülümsediğinde dudaklarının kıvrılışını duyumsayarak. işte o an kalbini atlı karıncadan müzik kutusuna hapsetmelisin,yoksa gözyaşların kendi girdabında boğacaktır seni...
hiç beklemediğiniz, aklınızda bile bir şey olmadığı anda gözlerinizden yaşların boşalmasıdır. ister birkaç gün olsun ister birkaç yıl her saniye artan bir duygudur. kalbi sıkıştırır ve hayattan koparabilir.
her nesne de hatirlamaktir, hissetmektir, canlandirmaktir, istemektir. caresi varsa; mutluluk, yoksa; uzuntudur. kimi zaman yasadigini; kimi zaman oldugunu dusunmektir. kimi zaman hayata baglar, hirs verir, istek verir; gulmeyi, aglamayi, aci cekmeyi, asik olmayi; kimi zaman hayattan koparip; herseye sahip olunca ozlemeyi ozletir. ruhtan eksilmez, ustunden zaman gecer, bu sefer suanin; gecmisini ozletir, yine eksilmez, yine birakip gitmez bedeni.
binlerce kitabı içinde barındırabilecek anlama sahip olan kelimedir. illaki bir şeyler özlenir, bir birey olmasına gerek olmamasıyla birlikte herhangi bir şeyi özlemeyen odun bir yapı dünyada yoktur.