özlemek, arayıp sesini duymak özlediğini söylemek ama özlediğin kişi için bunun hiçbirşey ifade etmemesi ve bunun anlaşılması üzerine yastığı gözyaşlarıyla ıslatmak.
çok özledim sözlük. kokusunu, gülüşünü özledim. masum bakışını özledim.
her sabah heyecanla dolmuşa binmeyi, bir an önce yanında olmayı ve sonunda ona sarılabilmeyi özledim.
ona yanlışlıkla kahve yapmayı özledim.
çok mutluyduk sözlük. belkide hayatımızda hiç mutlu olmadığımız kadar. masumane bir mutluluktu.
her anı özledim sözlük.
en önemlisi de gitmeden önceki son sarılışını özledim.
özlemek denen duygu kelime anlamı itibariyle yoğun, giderilebilirliği mümkün bir duygudur eğer özlenen ölmediyse. aksi durumdaki tüm özlemlerin amına koyayım.
öyle anlar gelir ki kokusu burnuzuzun ucundan gitmez. biri geçer bi an o sanırsınız, kalbiniz heyecan ile atmaya başlar, bakarsınız değildir. acaba ne yapıyor diye düşünürsünüz ama arayıp soramazsınız, öyle bir özlemle dolar ki içiniz gözlerinizde onun görüntüsü vardır. hiç bir ayrıntıyı unutmamak için hep aklınızdan geçirirsiniz onunla ilgili şeyleri. hastalık gibidir özlem. suratınız düşer özlerken, birde hiç kavuşamayacaksanız daha da kötüdür. ama siz özlemeye devam edersiniz. yaranız kabuk bağlayana kadar.
Burnun direğini sızlatan, gözlerin dolup dolup taşmasına sebebiyet veren ama sonunun mutlu olduğu görülmemiş bir histir. Tabi burada özlenen eğer eski bir sevgiliyse sonu mutlu bitmez. Eş, dost için özlemek güzeldir sevgiyi pekiştirir.
özlemek şanslı insanların tattığı özel bir duygudur.
birini özleyipte kendini şanssız, kadersiz, üzgün görenlere bir çift sözüm var. siz hiç özlemeyi özlediniz mi? birini özlemek hayatınıza güzel birşeylerin yakın zamanda girdiğini gösterir(tekrar çıkmış olsa dahi).
(bkz: özlemeyi özlemek) en beteridir. boktan bir hayat. boktan bir geçmişin kanıtı, boktan bir geleceğin habercisidir.
diş ağrısı gibidir özlemek. nasıl ki dişi ağrayan için dünyada hiç kimse kendisinden daha fazla acı çekmiyorsa özleyen için de kendisinden daha fazla özleyen yoktur.