hüzünlü hipopotamlarım ve ben bekliyoruz camın dibinde.
bilmem kaçıncı günü,
saymadım.
acı frenlerin ardından...
sessizliğinle gel yine
kahkahaya boğarcasına
yırtarcasına kefeni gel.
Nefes alamama halidir. Asla doğru cümleler ile anlatamazsınız o an ki durumunuzu. Eğer bunu yaşıyorsunuz ne derseniz diyin, tam olarak anlatamazsınız. Kişiye sonradan pişman olacağı şeyleri yaptırma gücü vardır.
gözlerin ve kalbin ortaklaşa hareketle; kişilerin arasında oluşan, adı konulmamış ve aralarında oluşan o tuhaf bağ ile sevdiğini aramasıdır. eğer o kişi gelmeyecekse göz ve kalp yine nöronlara inanmayıp arayışa devam eder. eder ama sonu keder.
onu rüyanda görebilmek için dua etmektir bazen. karşılaşmak için, sesini unutmamak için, bir yerlerde görebilmek için.. kendinden bile gizlediğin, köşe bucak kaçtığın duygudur..
ne içten dua etmişsem gelip burnumun dibine taşındı adam.
Cemal Süreya ne güzel demiş: "özlemek, ölmek'ten sadece iki harf fazla be çocuk"
ayrıca sebepsizce hissedilen duygu. insanı ya yüceltir ya da en dibe gönderir.
Durup dururken aklına gelir. Bi cümle duyarsın özlersin. Bi fotoğraf görürsün özlersin. Üşürsün yine özlersin. Sabah kalkarsın özlersin. Sonra hep özlersin. Sonra da özlemeye alışırsın.
Azı iyidir fakat çok özlemek derseniz ki işte gerçekten bu çok acı bir durumdur. Çünkü onu görememek duyamamak o kadar berbat bir durumdur ki tarif bile edemiyorum.