son yıllarda türban kelimesi ile birlikte kullanılmaya başlanmıştır. oysa bunu savunanlar şunu bilmez ki bu ülkede türbandan öte ne özgürlük sorunları mevcuttur. müslümanlar bu toplumun en özgür kesimini oluşturmaktadır osmanlıda bile daha özgür hayat süren gayri-müslimler bugün toplumda baskı altındadırlar. oruç tutmayanların öldürülmesi, içki içenlerin dövülmesi, başı açık her iki kadından biri hayat kadınıdır damgası yemeleri * , ve nice özgürlük karşıtı yapılanma ve hareketler olmasına rağmen bir kesim tek ve en önemli sorunumuz türban özgürlüğüymüş gibi çığırtkanlık yapmaktadır. burdan onlara selam ederim.
tatlısu sosyalistlerinin yaşadıkları ortamın hayallerindeki gibi deniz değil başkalarının onları beslediği küçücük bir havuz olduğunu vurguladığı için söz konusu camiada popüler bir üyedir.
1996'da ortada önemli sayıda polis yoktu. barışçıl bir eylem için genel güvenlik tedbirleri alınmıştı. ama şehir eşkiyalığına soyunan sol fraksiyon zibidileri askeri üniforma benzeri paçavraları üzerine geçirip savaşmaya giden ordu edasıyla geldiler ve akabinde kadıköy'ü savaş alanına çevirdiler. lalelere saldırı bunun simgesi oldu. şehir eşkiyalığının gizli goygoyculuğuna soyunanlar 96 mitingi öncesinde neler olmuş anlatsınlar da bilelim.
bu arada türkçe karakterleri doğru başlık için : (bkz: özgürlük) *
etnik köken, siyasi görüş, dini inanç, maddi durum, giyim tarzı, yaşanılan semt ve bunlar gibi farklılıklar yüzünden eleştirilmeden yaşayabilmektir özgürlük.
kurtlar vadisinde bir sahne:
eren - abi özgürlüğünden önemli ne olabilir ki
çakır - onurun koçum, özgürlüğün olsa ne olur olmasa ne olur. al inekler çayırlarda da özgür.
yorum: Allah bu milleti onurundan ve özgürlüğünden ayırmasın.
aklıma orhan veli'nin hürriyete doğru şiirini getiren kelime.
Gün dogmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
içinde bir iş görmenin saadeti,
Gideceksin;
Gideceksin iri pınarların çalkantısında.
Balıklar çıkacak yoluna karşıcı;
Sevineceksin.
Ağları silkeledikçe
Deniz gelecek eline pul pul.
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında,
Birden,
Bir kıyamet kopacak ufuklarda.
Deniz kızları mi dersin, kuşlar mi dersin;
Bayramlar seyranlar mi dersin, senlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar, donanmalar mi ?
Heeey!
Ne duruyorsun be, at kendini denize;
Geride bekleyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere.
ah keşke orhan veli'nin dediği gibi gitse insan gidebildiği yere, belki orda izin verirler özgür olmaya, yaşamaya, insan haklarına saygı duymaya. eee hadi ne duruyorsunuz kırın zincirlerinizi ve gidin uzaklara.
Ne kadar ozgur oldugunu hatirlatan kavram. Ayrica Nazim Hikmet'in siirini aklima getiriveren kelimedir.
Bir Hazin Hürriyet
Nazım Hikmet Ran
Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan
yoğurursun
bütün nimetlerin hamurunu.
Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı
Karun etmek hürriyetiyle hürsün!
Sen doğar doğmaz dikilirler tepene,
işler ömrün boyunca durup dinlenmeden yalan
değirmenleri,
büyük hürriyetinle parmağın şakağında düşünürsün vicdan
hürriyetiyle hürsün!
Başın ensenden kesik gibi düşük,
kolların iki yanında upuzun,
büyük hürriyetinle dolaşıp durursun,
işsiz kalmak hürriyetiyle hürsün!
En yakın insanınmış gibi verirsin memleketini, günün birinde, mesela,
Amerika'ya ciro ederler onu seni de büyük hürriyetinle beraber,
hava üssü olmak hürriyetiyle hürsün!
Yapışır yakana kopası elleri Valstrit'in, günün birinde, diyelim ki,
Kore'ye gönderilebilirsin, büyük hürriyetinle bir çukura
doldurulabilirsin, meçhul asker olmak hürriyetiyle hürsün!
Bir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil insan gibi yaşamalıyız dersin,
büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi,
yakalanmak, hapse girmek, hatta asılmak hürriyetinle
hürsün
Ne demir, ne tahta, ne tül perde var hayatında, hürriyeti seçmene lüzum yok
hürsün.
sorumluluk olmadığı zaman insanların içlerindeki saldırgan ve yıkıcı dürtüleri açığa vurmasına neden olan olgu. bu nedenle her insan ve toplum özgürlüğü hak etmez. zaten dünyaya baktığımız zaman sorumluluk duygusunu kazanmış toplumların nasıl özgürlük içinde yaşadıklarını, sorumsuzluğun bir tür avantaj olarak görüldüğü toplumların ise nasıl sürü gibi yönetildiklerini görebiliriz.
cem yılmaz ' iyi bağla da düşmeyelim yiğenim' diye kafa bulmuştur. insanın karakteri özgürlükten ziyade bağımlılığa elverişlidir. 'bağımsızlık karakterimdir' diyordu fi senesinde zabıta irfan, o da alakalıdır belki.