Sözlüğe ara sıra giren, en azından belirli konularda sözlüğün sadece cahillerin at oynattığı alan olmaması için kendince katkıda bulunmaya çalışan üyedir. Arkasında duramayacağı, kaynağını ya da doğruluğunu ispatlayamayacağı bilgiyi yazmaz, kulaktan dolma iddialarla ortaya çıkmaz. Oylamaya inanmaz, oy da vermez. Kimsenin rumuzunun altına yazmaz. Cahile ve cehalete saygı duymaz. Sözlükte klavye alimi statüsünde olup internetten iki link bulunca adam olduğunu sananları kaale almaz, sadece ortada yalan yanlış bilgilerin olmaması için doğrusunu yazar ve bu tiplerin aslında ne olduğunu ortaya koymayı amaçlar. Kavramları demagoji için karıştırmaz, demagoji ile bir şeyler ispatlamaya kalkmaz. Söylediği sözlerin arkasındadır. Karşısında kendisine hakaret eden zibidinin seviyesine inmemeye gayret eder.
Yukarıda kendimi tanımladım. 3. Şahısla konuşuyor diye zırvalayacaklar için (bkz: tanım). Bu yazının yazıldığı tarihte son bir hafta içinde evrimci zırvalarına cevap verme gayret ettim. Sözlük başında uyuklayan tiplerden olmadığım için artık onları Allah'a havale ediyorum. Allah hidayet versin. Aralarından bazıları inşallah inandıkları evrim teorisine göre daha ilkel canlı formu olan yaşam biçimleri gibi davranmaktan vazgeçerler. Aksi halde bir gün bu iddia bilimsel bir teori olur ve de ardından kanıtlanırsa kendileri de insan öncesi kanıtlar arasında yer alabilirler. Bakın gördünüz, laf sokmak için makatınızdan yazmanız gerekmiyor. Bu da size kapak olsun.
Evrim demişken, evrim teorisi ile ilgili yazdıklarına bilimsel bir açıklama gelmemiştir. Konuyu götürüp edindiğim bilgilerin kaynağı dahi olmayacak şekilde alakasız olduğum şahıslara bağlamayın. Evrimcileri de karşıtlarını da okurum. Düşünürüm, değerlendiririm. inancını körü körüne kabullenip savunanlardan değilim. Bu tür iddialarda bulunanlar, düşünecek kadar evrimleşememiş olduklarından dolayı böyle yaptıklarını belirtir ve ikna ederlerse; fosil deliline veya bilimsel bir modele de gerek yok diyip ben de evrim teorisine inanacağım söz!
Konuyu çarpıtan, cevap verdim anlamıyor şeklinde ayakları yerden kesilen tipler fazla evrimleşmesin. Delil yoksa ispat da yoktur. Biyoloji ile felsefe ayrımını, evrim teorisinin bilimsel değerinin yaradılış inancına eşdeğer olduğunu, açıkça ifade edilmese bile bazıları tarafından dindışılık adına savunulduğu kelime aralarında ağızdan kaçırılan ve dogma olarak dayatılan, eleştirene ölesiye saldırılan başka bir teorinin neden var olmadığını bu sözlükteki savunucularından adam gibi fikrini ifade etmeyi becerebilenlere sormak gerekir. Siz hiç Einstein'ın izafiyet teorisini eleştirip sorgulayınca bilim düşmanı ilan edilen birini gördünüz mü?
Evrim ile ilgili daha fazla yazmayacağım. Söylenenlere adam gibi cevap veren olursa mesaj atsın bir daha baktığımda okurum. Zırvalayanlara yeterince cevap verdim. Evrimin nasıl savunulduğunu, soruların nasıl çarptırılarak bilimsel ispat ve delil talepleriyle alakasız bir şekilde sözde cevaplanmaya çalışıldığını akıl sahipleri elbet görmüşlerdir. Kör inancı olanlar bizim sorunumuz değil.
Bu kadar yeter sanırım. yoğunluğum dolayısıyla bir süreliğine daha aranızıda yokum. Ama birkaç gün ama bir ay. Bakalım.
özgürlük. iyi bir hayati ya$amak adina kurallar var sanki, illa ki kötü anlamda degil.. mutlu olmak ve mutlu etmek adina. memnun etmek istedigimiz insanlar var, yerine getirmek istedigimiz sözler ve sorumluklar var deger verdigimiz insanlara kar$i. var evet, ve bundan rahatsiz da olmuyoruz aslinda. sonucta dogru olan bu diye biliyoruz. ama belki sadece ali$tik ve böyle ögretildi bize, yanli$ degildir mutlaka, sonucta iyi bir insan olmak adina yapilmasi gerekenlerdir diye dü$ünüyoruz. bu sürec icinde kendi istedigimizi yapiyormuyuz gercekten? özgürlügün siniri var midir? bencil olabilmek özgürlük demek mi yada engeller olmasa $u saniye orda durur musun mesela, ya$adigin hayati ya$armisin. gercekten özgür müsün?
cem yılmaz ' iyi bağla da düşmeyelim yiğenim' diye kafa bulmuştur. insanın karakteri özgürlükten ziyade bağımlılığa elverişlidir. 'bağımsızlık karakterimdir' diyordu fi senesinde zabıta irfan, o da alakalıdır belki.
sorumluluk olmadığı zaman insanların içlerindeki saldırgan ve yıkıcı dürtüleri açığa vurmasına neden olan olgu. bu nedenle her insan ve toplum özgürlüğü hak etmez. zaten dünyaya baktığımız zaman sorumluluk duygusunu kazanmış toplumların nasıl özgürlük içinde yaşadıklarını, sorumsuzluğun bir tür avantaj olarak görüldüğü toplumların ise nasıl sürü gibi yönetildiklerini görebiliriz.
Ne kadar ozgur oldugunu hatirlatan kavram. Ayrica Nazim Hikmet'in siirini aklima getiriveren kelimedir.
Bir Hazin Hürriyet
Nazım Hikmet Ran
Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan
yoğurursun
bütün nimetlerin hamurunu.
Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı
Karun etmek hürriyetiyle hürsün!
Sen doğar doğmaz dikilirler tepene,
işler ömrün boyunca durup dinlenmeden yalan
değirmenleri,
büyük hürriyetinle parmağın şakağında düşünürsün vicdan
hürriyetiyle hürsün!
Başın ensenden kesik gibi düşük,
kolların iki yanında upuzun,
büyük hürriyetinle dolaşıp durursun,
işsiz kalmak hürriyetiyle hürsün!
En yakın insanınmış gibi verirsin memleketini, günün birinde, mesela,
Amerika'ya ciro ederler onu seni de büyük hürriyetinle beraber,
hava üssü olmak hürriyetiyle hürsün!
Yapışır yakana kopası elleri Valstrit'in, günün birinde, diyelim ki,
Kore'ye gönderilebilirsin, büyük hürriyetinle bir çukura
doldurulabilirsin, meçhul asker olmak hürriyetiyle hürsün!
Bir alet, bir sayı, bir vesile gibi değil insan gibi yaşamalıyız dersin,
büyük hürriyetinle basarlar kelepçeyi,
yakalanmak, hapse girmek, hatta asılmak hürriyetinle
hürsün
Ne demir, ne tahta, ne tül perde var hayatında, hürriyeti seçmene lüzum yok
hürsün.