özdemir asaf

entry1604 galeri87
    1265.
  1. Oysa ne çok ağladım ben,bir damla yaş dökmeden.
    4 ...
  2. 1264.
  3. sil ağzının kenarını, yine gülüşünden cennet akıyor.
    1 ...
  4. 1263.
  5. "herkes fazlasiyla sevmis, ben eksikleriyle de sevdim oysa ki..."
    11 ...
  6. 1262.
  7. ''Eskisi kadar özlemiyorum seni,
    Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda.
    Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor.
    Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
    Biraz yorgunum.
    Biraz kırgın.
    Biraz da kirletti sensizlik beni!
    Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
    “iyiyimler” yamaladım dilime.
    Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
    Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni.
    Gel diye beklemiyorum artık,
    Hatta istemiyorum gelmeni.
    Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
    Arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum.
    Benim derdim yeter bana banane!
    Alıştım mı yokluğuna?
    Vaz mı geçiyorum, varlığından?
    Tedirginim aslında,
    Ya başkasını seversem?
    inan o zaman seni hayatım boyunca affetmem…''
    4 ...
  8. 1261.
  9. Saçların uçuşurdu rüzgârdan.
    Yanından seni seyrederdim.
    Güneş yakardı, deniz yanardı..
    Sen konuşurdun, dinlerdim.

    Gülerdin..
    Susardın, düşünürdün.
    Benimle el - ele yürürdün..
    Yol biterdi.

    Görmezdim seni..
    Zaman yıl yıl geçerdi.
    Uzaktan, çok uzaklardan
    Seni seyrederdim.

    Seni seyrederdim-özdemir asaf.

    Bir özlem ancak bu kadar güzel, anlamlı ve derin anlatılabilir.
    4 ...
  10. 1260.
  11. Bekle dedi ve gitti.
    Ben beklemedim,
    O da gelmedi.
    Ölüm gibi birşey oldu,
    Ama kimse ölmedi.
    1 ...
  12. 1259.
  13. sende gördüğümü görecekler diye ödüm kopuyor...
    23 ...
  14. 1258.
  15. Sana gitme deneyeceğim
    Ama gitme Lavinia
    Adını gizleyeceğim
    Sen de bilme Lavinia..
    4 ...
  16. 1257.
  17. Sen kalacaksın
    kimse bilmeyecek
    Ve kimseler
    görmeyecek seni
    Yaşayacaksın gözlerimde.
    2 ...
  18. 1256.
  19. ''Çarpık çizdiriyorlar,
    Karanlık yazdırıyorlar,
    Canından bezdiriyorlar..
    Kırgınlığımız ondan.
    Acı-acı güldürüyorlar..
    Hırçınlığımız ondan.
    Ağlamaca karamsarlık tütüyor
    Buram-buram
    Konularımızdan..
    Burukluğumuz ondan.''
    2 ...
  20. 1255.
  21. R’leri söyleyemeyen Özdemir Asaf, bir gün taksiye biner.
    Taksici: “Buyyun Neyeye” der. (Taksici de R’leri söyleyemeyen birisidir.)
    Özdemir Asaf, “Kayaköy” derse, taksicinin kendisiyle alay ettiğini sanacağı için, “Eminönü” der. Karaköy’de inmesi gereken Özdemir Asaf, Eminönü’de iner ve Karaköy’e yürür.

    kalbi temiz şair.
    8 ...
  22. 1254.
  23. 1253.
  24. "insan parasını kaybedince fakir, özgürlüğünü kaybedince esir, aşkını kaybedince şair olurmuş".
    5 ...
  25. 1252.
  26. Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık kalmaz.

    Şiir yazmayı sevdiren insan.
    1 ...
  27. 1251.
  28. Güzel şiirleri özellikle anlamlı sözleri ile kalbime taht kurmuş bir yazar.
    2 ...
  29. 1250.
  30. En sevdiğim şairdir. Herkese bir lavinia özlemi duydurur..
    1 ...
  31. 1249.
  32. 11 Haziran 1923 Ankara doğumlu, Cumhuriyet dönemi Türk şairidir.
    0 ...
  33. 1248.
  34. O kadar yaziyi okursam gozlerim daha cok bozulur.
    1 ...
  35. 1247.
  36. insanların, özellikle duygu ve düşünecelerinin bir çeşit dışavurumunu sanat ile harmanlayan insanların hayatlarında ve orataya çıkardıkları eserlerde, yaşadıkları yerlerden büyük izler taşıdığını görebiliriz. Nasıl ki Prag sokaklarının dar, basık, iç bunaltıcı olması Kafka’nın karanlık iç dünyasını daha da karartıyorsa, nasıl ki Murathan Mungan Mardin’de yaşarken istanbul’u düşlüyorsa, Mardinde her sokak başı ne anısı varsa hatırlıyorsa, diğer birçok yazar da aynı şekilde yaşadıkları ülkeden, şehirden, hatta semtten dahi etkilenmişlerdir. Aynı şekilde Türk edebiyat tarihinde de bu tip yazarlara rastlamak mümkündür. Özdemir Asaf’ın “Boğaz Gezintisi” şiirinde de yaşadığı yer ile arasındaki ilişkiyi gözlemliyebiliriz. Özdemir Asaf bu şiirinde, geçip giden günlerini, anılarını yad ederken aynı zamanda Boğaziçi’deki gemilerden, kıyıdaki yalılardan bahseder. Rumeli ve Anadolu’nun küsmesi ile ilgili bir metafor kullanmakla beraber okuyucuya istanbul’un Boğaziçi bölgesinin minik bir tasvirini yapar. Aynı şekilde yine bir modern şair örneği olarak Edip Cansever de aynı şekilde “Kürk Tamircisi Yorgo ve Küçük Bir Olay” şiirinde semtinin tasviri yapar. Semtinin tasvirini yaparken ağırlıklı olarak dükkanlardan ve esnaflarından bahseder. Şiirine “Tepebaşı’ndan Pera’ya girerken” diye başlayan yazar devamında yollardan, hatta tabelalarda yazan yazılara kadar detaya inerek sokaktan bahseder. Burdan anlayabiliriz ki bahsi geçen sokak bir yazara üstüne şiir yazdıracak denli etkide bulunmuştur. Sokağın bardındırdığı esnaftan, esnafın hayatından, hatta aralarındaki diyaloglardan da bahsederek sokağın ambiansını okura güçlü bir biçimde yansıtması söz konusudur. Bir Serverti Finun edebiyatçısı olan Tevfik Fikret de "istanbul" adlı şiirinde sevdiği kadından bahsederken istanbul'dan yaptığı benzetmelerle anlatımını güçlendirmiştir. "Çözülü saçlarındır ardında / kaldırımlar,saraylar,şadırvanlar" dizelerinden anlaşıldığı üzere sevgilisinin saçlarını istanbul'un kaldırımlarına, saraylarına, şadırvanlarına benzetmenin yanında sevgilisinin gözlerini Rumeli'den bir türküye, ağzını ise istanbul'dan bir sokağa benzetmiştir. Ayrıca şiirin sondan ikinci dörtlüğünde ise istanbul'a "Kimi sevsek senle ölçtük" diye seslenir. Bu dize okuyucuya, istanbul ile yazarın arasında güçlü bir bağ olduğumu kanıtlar niteliktedir. Son olarak da romantizm akımından etkisinde eser veren Ahmet Mithat Efendi’den örnek vermek mümkündür. Ahmet Mithat Efendi’nin “gözle görülür şey” anlamına gelen “Müşahedat” adlı romanında yine mekan-yazar ilişkisi açık bir şekilde gözler önüne serilmektedir. Ahmet Mithat Efendi bu romanı ile ilgili, maksadın yalnız bir adamın macerasının takip edilmesi değil, okurun değişik mekanlarda gezdirilmesini sağlamak olduğunu söyler. “Bu akşam Şişli. iki akşam sonra Cendere Boğazı. Bazı akşam Zincirlikuyu. Nihayet bir Cuma günü için Kadıköy’üne. Fenerbahçesi’ne gidilmek meydan-ı müzakereye konuldu.” (Müşahedat, 256) Romandaki bu cümleler ve Ahmet Mithat Efendi’nin romanın maksadıyla ilgili yaptığı açıklamayı göz önünde bulundurarak Ahmet Mithat Efendi’nin aslında amacı açık bir biçimde okurlarına istanbul’daki birçok semtin içinde uyandırdığı hisleri, ona düşündürdüklerini, istanbul’un nasıl bir görsel şölen sunduğunu ve bunları bir tutku içinde okurlarla paylaşmak istediğini göstermektedir.
    1 ...
  37. 1246.
  38. '' Beni öyle bir yalana inandır ki ömrümce sürsün doğruluğu.''
    2 ...
  39. 1245.
  40. "benimle bir ömür geçer mi ki, dedim. senle geçirmeye ömür yeter mi, dedi. işte bu bana bir ömür yetti."
    7 ...
  41. 1244.
  42. çiçek senfonisi adlı kitabı şuan elimde. bakalım sen aşkı kime benzettin.
    1 ...
  43. 1243.
  44. Seni düşlerime aldım, 
    Uykusuz kaldım. 
    Seni uykularıma aldım, 
    Düşsüz kaldım. 
    Başıma aldım, sensiz; 
    Gönlüme aldım, başsız, 
    Sensiz, yollarda pulsuz, 
    Pullarda mektupsuz kaldım. 
    Sana adlar aradım.. 
    Ardında adsız kaldım.
    2 ...
  45. 1242.
  46. 1241.
  47. "benim söylemek için çırpındığım gecelerde, siz yoktunuz".

    Bir gec kalinmislik hikayesi.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük