70li yıllarda babamın arkadaşı özdemir amcanın mekanı olarak bildiğim. Özel gecelerde babamların cila çekmeye gittiği bebek'te bulunan "şimdi" adlı barın sahibi. Duvarlarında el yazması şiirler olan minicik şık bir yerdi. Büyüyüp özdemir asaf'ın kim olduğunu öğrenince taşımı başlara vurduğum anımın ana kahramanıdır. (bkz: haybubaşımagelenler)
bir şiir dinletisinde kendisiyle ilgili şöyle bir diyaloğu anlatıp, kendisiyle ne kadar barışık olduğunu göstermiş büyük şairdir. r harflerini söyleyemeyen özdemir asaf edebiyat hocasına der ki;
- hocam heğkese şiiğğ okutuyoğsunuz, bana niçin okutmuyoğsunuz.
+ oğlum özdemiğğ, sen şiir okumuyoğsun, şiiğin canını okuyorsun.
bunu anlatınca salondakiler gülmekten yıkılır. ''şimdi ben kendi şiiğlerimin canını okuyacağım'' diye ekler. dinletiyi sonunda ''r'' olmayan lavinia şiiriyle kazasız belasız bitirir.
Aldanacaksan sevgilerinde, sâf sevgilerinde
insanların yalancı gururlarına..
Kalacaksan parlak sözlerin etkisinde,
Kelimelerinle onlara kapılacaksan,
Yaşama!
Oyun yapıp oynarlar seni
Geceleri aralarında.
Şarkı yapıp söylerler dostlarına,
Roman gibi okurlar boş zamanlarında.
Masal yapıp anlatırlar çocuklarına.
"bir adam
korku dağlarının yürekçisi
ölüm denizlerinin kürekçisi
öyle suskun oturuyor şişesinin başında
içtiğinin hem hırsızı hem bekçisi
yaşamında kırmış olmalı onu birisi
dinledikçe susması düşündükçe susması
kendisiyle iki kişi olmuş gölgesi
heykelini yontuyor yalnızlığın ustası."
yanlış hatırlıyor olabilirim bazı yerlerini idare edin.
Bir Adam
Korku daglarinin yürekçisi,
Ölüm denizlerinin kürekçisi;
Öyle suskun oturuyor şişesinin başinda,
Içtiginin hem hirsizi, hem bekçisi,
Onu kirmiş olmali yaşaminda birisi.
Dinledikce susmasi, düşündükçe susmasi..
Tek başina iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi,
Heykelini yontuyor yalnizligin ustasi.
insanın anlatmak isteyip de kelimelere dökemediğini öyle güzel dökmüş ki, karşılaşılan her şiirinde hayranlık ve şaşkınlığı aynı anda yaşatan büyük usta, efsane.
ve son günlerde ölümün sistematiği şiiri ile ağzıma sıçmıştır;
o artık buraya gelmeyecek,
oraya gelmeyecek,
desem duymayacak,
duysam bilmeyecek,
ağlasam görmeyecek,
beklesem olmayacak.
demek ölmek,
ad-ad, adım-adım gelen,
birden giden,
kalandan alan,
alanda kalan.
imkansızlıkları yaşamak mıdır sevmek,
Yoksa severken imkansız mıdır yaşayabilmek?
Zor mudur gözlerine bakarken sevgiyi görmek,
Yoksa sevgi midir gözlerindeki tek gerçek?
Kolay mıdır bir anda her şey den vazgeçip gitmek,
Yoksa gitmekten vazgeçip, sevmek mi mi gerek ?