iki durumun sözkonusu olabileceği yanılsama problemidir....
1-) erkekten kaynaklanan problem : bu hataya düşen erkek çoktur..tanımadığı etmediği bir kızı beğenir..beğendiği kızın huyunu,suyunu,geçmişini vs hiçbirşeyini net olarak bilmez..sadece bakar durur..sürekli bir insana bakarsanız, o da arada sırada size bakar doğal olarak..bunu bir erkeğe dahi yapsanız o erkekten dahi ''karşı bakışlar'' alırsınız..çünkü bakıyorsunuzdur..neticede göz bu..sabit durmaz..sürekli hareket halindedir ve evrimsel olarak ''çevredeki potansiyel tehlikeleri saptamak'' üzere sürekli etraftaki objeleri tarar..hareket halindeki objeler gözün ilk tercihidir..gözün ikinci tercihi ise kendisine bakan canlılardır..bu canlı bir köpek de olabilir, bir insan da olabilir,bir aslan da olabilir..
o yüzden ''karşı bakış'' ile ''kesmek'' arasındaki farkı anlamak gerekir..ayrıca her hareketi de ''pas vermek'' olarak yorumlamamak gerekir..bu konuda kesinlikle çok dikkatli ve soğukkanlı olmak icab eder..
2-) kadından kaynaklanan problem: burada esas ve asıl hata kadındadır..maalesef bazı kadınlar ''beğenilme arzusunu tatmin etmek'' amacıyla erkekleri kesebilmekte ve onların da kendisine bakmasını arzu edebilmektedir..bu davranış karşıdaki erkeği beğenmekten ziyade,tamamen ''ona kendisini beğendirmek ve beğenilme arzusunu tatmin etmek'' amacı taşıyan egoistçe bir harekettir..
esasında karşıdaki erkeğin çöp kadar değeri yoktur ama birileri tarafından beğenilme ve birilerini peşinden koşturma arzusu alevlenmiştir sadece..
amaç rakip kızlara hava atmak ve baskın çıkmaktır..siz ona baktıkça onun tuzağına düşersiniz ve emin olun hemen rakip kızlara durumu bildirir bir şekilde..
çünkü onun amacı siz değilsinizdir diğer kızlardır..onlara baskın gelmektir..
esasında hiçbir kızın erkek gibi bir derdi yoktur..elini sallasa bir erkeğe çarpar zaten..acı ama gerçek bu..kızlar herzaman erkeğin yanındaki kıza bakarlar ve birbirini keserler..erkekler ise sadece birer basamaktır..
Yapmayınız efendim neden diyeceksiniz bakınız burada tecrübe konuşuyor. aldığınız bedduanın haddini hesabını yapamazsınız, bir süre sonra vicdan azabı çekersiniz, hatta pişmanlık derecesine bile varırsınız tüm bunlar bir yana aşk hayatınız alt üst olur nedendir bilinmez çabuk tutuyor bu karşı cinsin bedduası.
Bazen de umut vermeye devam edip , umut alırken birden söylenemeyecek sebepten dolayı (bkz: ter kokusu)geri adım atmaktır.Böyle drumlarda ortada bırakmak değil de olduğu yerde bırakmak tabiri cuk oturmaktadır.
önce verip, sonra bırakmaktan iyi olan hadisedir. *
şaka bi yana berbattır lan, belki daha önce yazmışımdır bu başlığa ama her gördüğümde ah tamam lan burası benim yerim diyorum.
peki ya umut?
"Umut, şimdi hiç görmeyen birine, Gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız."
günümüzde her şeyin alternatifi olduğunu düşündüğümüz, ve kendimizi hep elimizdekinden daha iyisini seçmeye endekslediğimiz için, yerine göre bizim yaptığımız yerine göre de bize yapılan şey...
kimse kimseyi suçlayamaz bu konuda, çünkü eminim herkesin hem umut verip ortada bıraktığı, hemde inanıp umutlanıp ortada kaldığı bir durum vardır ya da olacaktır...
hayat böyle acımasızdır işte.
bir insana yapılabilecek en kötü şeydir. mecazi anlamda öldürmektir. bu durumda mağdur olanları psikolojik olarak feci şekilde etkiler, hayata küstürür, içkiye verdirir ve melankolikleştirir. yılların coşkulu adamı bir günde pesimist olur.
umut verip ve sonrada ortada bırakan ise mağdur olanı bir an olsun bile düşünmez, kendi eğlencesine bakar.
eğer ki bunlar bir kez daha görüşürse mağdur olan ignore edilir, sanki mağdur olan hainliği yapmış gibi davranılır.
mağdur olan o umut veren şahısa sövmek ister, belki de ağız burun dalmak ister ama kıyamaz. bu nedenle bir kez daha yerin dibine girer.
gelecekte mağdur olan şahıs cesaretini kaybetmiştir, sevmekten, aşık olmaktan korkmuştur. tam bir yenisi buldum derken açılamaz ve o kızı başkaları kapar. sonra yine umut verip ortada bırakan kişiği düşünür. unutamadığını anlar. ve bu devam eder. ta ki bir yenisi bulana kadar. bu süreç çok ama çok zaman alabilir. duruma göre değişir.