bu akşam ki yorumlarından sonra, kafamda şöyle bir hayal zuhur etmiştir sözlük, hani balonu şişiriyorsun, sonra şişirdiğin yeri elinle tutup böle açıp tutuosun, bi kapatıp bi bırakıosun,hava falan gidio, işte ömer üründülü'nde dendiği gibi, bitip gitsin yorumlardan, ölsün demedim bak, yorumlardan gitsin, sonra böyle balonu, fıs diye bırakayım, sönsün.
amamcım trollük falan yapmak değil en başta söyleyim ama ben bu adama sanırım alıştım artık. hani arkadaş çevresinden bi arkadaşın vardır, devamlı saçmalar. ilk başlar gıcık olursun adama ama sonra saçmalalarına alışırsın. komik gelmeye başlar bi müddet sonra. zaman zaman yokluğunu ararsın. işte ömer üründül' de benim için öyle bir insan oldu. arka planda maç yorumcusu olarak adamın sesini duymayınca bi tuhaf oluyorum. özellikle dün messi'nin pepe' ye yaptığı faulü '' oovvv bu çok sert, kasti bi faül, bence direk kırmızı'' dedikten sonra olayı beş dakkada bir messi'nin faülüne çekti ya. işte o an ''eeee kes bi ömer ya '' tarzında cevap verdim oturduğum yerden. ve anından sustu bozardı üzüldü adam. ama tavsiyem çok fazla konuşmasın arada '' yalnız iyi maç oluyo '' diyip kenara çekilsin.
çocukluğunu tahmin edebiliyorum. keşke babası herdefasında harçlığını annesine vermeyi unutmamış olsaydı. neyse ki artık trt babası var ne mutlu ona. konuş babacım konuş. (bkz: nefretin bir diğer adı)
ne kadar kızılsa bile, maçları içten anlatan bir yorumcudur. yorum yaparken kullandığı bazı kalıplaşmış sözcükler yüzünden sürekli eleştirilmekte fakat maç anlatırken ki samimiyeti bunları örtmektedir.
maç anlatma yeteneği en alt seviyede, futboldan soğutuculuğu maksimum düzeyde olduğu gibi yazıları da ayrı bir alemdir.
dünkü yazısında tolga özkalfa'nın galatasaray lehine verdiği penaltı kararını skandal olarak nitelemiştir. ya fenerbahçeli/beşiktaşlı/anti-gsli ya da gerçekten gerizekalı, beyin yoksunu. yok başka bir ihtimal.
kanat kombinazonlarını futbol hayatımıza katan futbol yorumcusu. olan olayları da iyi aktarır. mesela : "evet ispanya bu golü atamasaydı berabere bitecekti."