bir romanın son noktası.
bir sevdanın son hali.
bir sazın son tınısı.
bir damlanın son süzülüşü.
son kez çiz.
televizyonu son kez kapat.
sifonu son kez çek.
son kez yutkunmaya çalış.
son kelimeyi düşün.
son sözü söyle.
telefonu son kez kapat.
sigarandan son fırtını çek.
kapıyı son kez kilitle.
yorganı son kez üstüne çek.
elini son kez uzat.
tutmayana son kez söv.
yeni doğan bir çocuğa vaad edilir ölüm, daha ismi kulağına fısıldanırken.
açıktan açığa öleceksin denir, her fani gibi.
kabullenmek zordur ama ölümü, hele bir yakının başına gelince falan her şeyden zor gelir. sonuçta ebediyata intikal etmek; birini son yolculuğuna ugurlamak.
Soğuk bir havada
Sizi iliklerinize kadar donduran,
Göğün karanlık tablosuna
Son dokunuştur ölüm…
Gece ve gündüzün var olmadığı,
Sessiz bir melodinin tınılarıdır ölüm…
Sonsuzluktur belki de ölüm…
Belki de varılacak en son ufuk çizgisidir,
Renksiz ve donuk…
Umudun tükendiği andır ölüm…
Çocuk seslerine hasret kalmaktır belki de…
Kim bilir?
oğlumun pipisidir. amcalar teyzeler virgülsüz güllülerdir.
cümle bile beş kelimeyken [gözüm yüksekte], anlamını penselere gelesice hallere düşürmek, o mendili bir cengaverin yerden alması sonra, katibimin setresi uzun eteği çamur kolaycılığı kalaycı geldi hanım no woman no kalay, şarap ve et.
sıkıştır ve yut. bit yeniği, güneş yanığı.
bas it.
kahverengi masalar ve fastfood.
tek porsiyonluktu her şey diyordu ya faytkılap.
tek kelime ile ölümün anlamı.
kelime melhem mi?