yer : ünlü bir inşaat firmasının satış ofisi
Zaman: Müşterilerinin en yoğun olduğu bir hafta sonu
kişi : ben
çok sevgili azeri bir aile ev bakmak üzere satış ofisine giriş yapıp belli bir zaman geçirdikcen sonra örnek dairelere gitmeye karar verirler. Anne takriben 3,5 4 bilemedin 5 yaşında olan oğlunu peşine takılmasın diye ofis içinde bırakır. Allahtan ofisin içinde çocukların oynayabileceği bir yer varda orda takılır, etliye sütlüye takılmaz umudu ile kabul edilir. Çocuğa izlemesi için güzel bir cizgi film açılır odaya oturtturulur ve işe devam edilir. aynı anda müşteriler akın eder telefonlar çalmaya başlar ve çocuğun orda olduğu tamamen unutulur. Derken telefon çalar satış temsilci 'çocuk orda demi oturuyor uslu uslu heheheh ' diye şakalaşır. e yanında müşteri var ya şirinlik yapacak. dankkk akla gelir ofiste bir çocuk bırakıldığı telefon telsize aktarılır koltukdan kalkılır ve bir bakılır çocuk zincirini kırmış koşturmaya başlar ofisin içinde tutmak için peşinden koşulurken çocuk bunu oyun zanneder ve şen kahkahaları ile ofisi şenlendirir ve o gün giyilen topuklu ayakkabılarla bacak kadar çocuğun hızına yetişilemez.Telefonda müşteri ile konuşurken 13cm topuklu ayakkabılar ile çocuk dışarı kaçmasın diye fena manevralar la çocuk yakalanmaya çalışılsa da çizgi filmde dikkatini çeken bir sahne gördükden sonra yerine geçer oturur ve herkes işine devam eder. sabit telefon çalar telefona bakılır.o esnada yaramaz çocuk önünde durur maviş maviş sana bakar ve ,
çocuk - (o mükemmel azeri şivesi + çocuk olmasının vermiş olduğu şahane diksiyonu ile) Ben anamı istirem, diye inler.
Ben - ??
çocuk - Anamıı istiyireeeeeemmmmmmmm
Ben - Ayran ?
Çocuk - Anamı isiiiyeeeemmm yaaaaaa
ben - Tamam gel gel sana ayran veriyim ben minnoş
isyanı bırakıp peşimden geldiğini düşünürken arkamı döndüğümle çocuğun depar atarak ofis dışına çıkması bir oldu.Çocuğun peşinden koşturup kucaklayıp ofise gerimi taşımadım mutfakdan ayran alıp da mı içirmedim ama yinede çocuğun kovalamaca! dürtüsünü bastıramadım. Anası gelince çocuk anasına sarılınca 'heeeeeaaaa annnesssini istiyooorrrr' un farkına varmışlığım ve elimde ayranla kaldığım tipim pahabiçilemezdi.
1.5 yaşındaki yeğenim ile aramda geçen diyalog.
yeğenim = y
ben = b
-y: abusüpüfüyofütüdübuu
-b: ne!
-y: abusüpüfüyofütüdübuuuuuu
-b: ne!
- (bağırarak)y: abusüpüfüyofütüdübuuuuuuu
-b: aaa hadi ya sonra ne oldu.
-y: ne!
-b:sonra ne oldu diyorum noldu sonra
-y: ne!
-b: abi alsana şunu başımdan.
-y: ne!
- arif(10yaş) gel bakalım buraya seni bir muayene edelim.
+ bi tek benden alırsın bu üfürümü onu da dinlemek bi çikolata damak olursa uzun dinlersin.
çikolata alınır gelinir;
+ al bakalım aç şimdi göğsünü
- dinle bakalım ama telefonunu ver dinlerken oyun oynayacam.
+ bela mısın lan?
- valla yarın hocana şikayet ederim seni bu abi canımı çok yaktı diye görürsün.
+ tamam lan al.
kalp dinlenilir üfürüm alınır bu arada arkada grup arkadaşım olan güzel bir kız beklemektedir
- abla sen de dinlesene
* ben dinledim ya arif dün zorla dinlettin hani.
- ama önemli abla bu, kazım hoca arif'i iyi dinleyin diyo hep gel dinle hadi.
bu arada ben boşa çıktığım yandaki kızla muhabbet etmekteyimdir.
+meraba ablam kaç yaşındasın sen bakalım yeni mi geldin?
" evet 9 yaşındayım.
- ben de onnnnnn ben de onnnnn.
ulan arif hala gülüyorum ya, erkek değil miyiz her yaşta aynıyız.*
kemal:efecan gel bakalım olum bak patronum mesut bey seni merak ediyor.
efecan:geldim baba
kemal:mesut bey bu bizim küçük canavar işte merhaba de olum mesut beye
efecan:merhaba sen babamın patronumusun
mesut:evet yavrucum nasılsın kaç yaşındasın bakıyım sen
efecan:6 yaşındayım sen 100 yaşındasın herhalde dimi
mesut:haha hay allah çoçuğum nerden çıktı bakıyım 100 yaşında olduğum
efecan:eee babam senin için habere moruk diyor. gebersede kurtulsak diyor.
mesut:başka neler diyor bakıyım baban benim hakkımda
kemal:olum sus efecan hadi odana hay allah mesut bey çoçuk işte saçmalıyor
mesut:kes lannnnn! neyse sen anlat çoçuğum.
efecan:alçak, cimri, dana, kart horoz, bilmem naptığımın ........... or.......evladı diyor amca.
mesut:kemal yarın gel odama istifa mektubunu imzalıycaksın bide şirketin güvenlik görevlilerinden dayak yiyceksin tamam hadi iyi akşamlar.
5 yaşındaki kerem ile girilen diyaloglardan her biridir aslında ama en çok yaranı da şu olsa gerek;
kerem biraz tosun ve yerinde duramayan bir fırlamadır. neşeli olduğunda hele hiç durmaz o gün de neşesi yerinde ve fırlamalıkların haddini aşmakta...
-yaa oynasana benimle! ben kaçıyorum sen kovala!
+evladım dur yerinde iki dakika...
-yaa baba oynamıyo bu benimle!!!
%kerem yerinde dur dediler sana!
-durmayınca döversin dimi?
%haydaa olum niye döviyim dur yerinde işte!
-yok yaa yerimde dursam da eve gidince dövceksin zaten durmicam ben nasıl olsa dayak yicez bugün de...
%ulan ne zaman dövdüm ben seni
-ya baba iki dakika rol yap lannoldu acısın bana da oynasın dedim yaa berbat ettin her şeyi he!
+hahahaha abi ne diyo bu
%çocuk değil bu, başka bi şey...
çocuk 5 yaşındadır ve diyalog şu
-biz sana çok yüz verdik o yüzden böyle şımardın
çocuk: yüz mü? nasıl yüz verdin? yüz nasıl verilir ki, nasıl çıkarttın?
alfabeyi öğrettiğim bir sınıfta artık alfabede toplam kaç harf olduğunu söyleyecek ve bu harfleri sayabilecek kadar öğrendiklerini düşündüğüm bir gün sordum : ben: çocuklar alfabemizde kaç harf var? cihan : 29 harf var örtmenim. ben: aferin. say bakalım. cihan : 1, 2, 3, ..... 29 ,30 , 31, 32
sınıfta bir gülüşme başlar. herkesin gülmesi öğrenciyi rahatsız etmiştir.
cihan: öğretmenim yaa neden gülüyorlar ya? ben: bilmem sence neden gülüyorlar? sor bakalım neden gülüyorlar. cihan : emre, neden gülüyorsun? emre: cihan sen 29 a kadar sayacaktın, 32 ye kadar saydın..
kardeşim beş yaşlarındayken eve gelen misafirin malum sorusu ve ardından gelen ilginç cevap:
- amanda hanım kıza, büyüyünce ne olucaksın bakalım?
+ otoban bilettisi.
- hahahaha.. neden?
+ sabahtan atşama tadar oturdutları yerden para tazanıyolar ne düzel.
beyaz tahtaya yazı yazıyorum.
kalemimin mürekkebi bitmişti
aldırmadan yazmaya devam ettim
öğrencimin tepkisi şu: örtmenim kaleminiz çok güzelmiş beyaz yazıo...**
onickihavari sigara sararken 5,5 yaşındaki ahmet adlı yiğen odaya girer ve:
-dayı o ne?
+bende bilmiyorum sence ne?
-bilmiyorum
+bilmiyorsak yakalım o zaman değil mi?
-sigara gibi mi bişey o
+bakalım sigara gibimiymiş. sen pasif içicin biliyorsun değil mi amatt
-pasif içici ne (gıh gıh gah)
+işte böyle gülünce pasif içici oluyon ahmat
-dayı bizim an sınıfında mert diye bir çocuk vardı. biz onu ıslatmıştık bolonun içine su koyduk öyle gıh gıh gıh ha hı
+ben anaokuluna hiç gitmedim ahmat
-hiç mi?
+hiç gahh gah hah hahaha
-hahahah gah ghaa gıh
+ahmet niye bukadar gülüyorsun?
-bilmiyom dayıı... gıh gıh gıh.
konya' da bi dolmuşta yaşanmıştır. Yer olmadığı için çocuğu şoförün yanına oturturlar.
Ş: nereye gidiyorsunuz.
Ç: gezmeye gidiyoz babamla.
ş: baban korktuğu için seni yanında fedai olarak götürüyordur.
Ç: dolmuşcu abi sen ne diyon benim babam yalnız başına istanbul' a bile gidiyor.
yeğenim ile aramızda geçen konuşma. bu arada yeğenim 3 yaşında.
+kızım büyüyünce ne olacaksın?
-doktor.
+neden peki?
-hep onlar bana iğne yapıyo bende onlara yapacağım.