şırnak'ta görev yapmakta olan öğretmen arkadaşımdan:
+ çocuklar kim yaptı bunu böyle?
- örtmenem o geldiydi şu gittiydi bıdı bıdı bıdı...
+ sen mi yaptın yusuf?
- vallah biilah ben yapmamışam örtmenem kur'an hakkı için ben ellememişem.
+ oğlum dur korkma bir şey yapmayacağım kim yaptıysa söylesin.
- ahmet'tir örtmenem. (der dermez ahmet de aynı şekilde) örtmenem vallah diyem ben bişey yapmamışam.
devamında da "çocukları evde çok korkutmuşlar özellikle babanıza söylerim deyince nasıl korkuyorlar görmelisin, çocuğa sarılacağım elimi kaldırıyorum hafif hemen kendini korumaya alıyor lan üzülüyorum daha bir sarılasım geliyor sonra. hak etmedikleri sürece kızmıyorum öyle" demişti.
bazen insanı aile meclisi karşısında mahcup duruma sokar bu diyaloglar. kuzenimle yaşadığım bir tanesi;
- abi mu ne? (kitabı göstererek)
+ ananın amı o.
- hie?
+ ananın amı ananın amı. söyle bakim.
- hananınamı.
akşam evde dayımlar, yengemler, erkekli, kızlı kalabalık ortamda sohbet ederken çocuk elinde kitap,
"hananınamı hananınamı" diyerek ortama daldı. kitabı da dayıma uzatıp, "babba, hananınamı hananınamı" dedi. hiç çaktırmadan kalktım içeri geçtim hafif gülümseyerek. nasıl bir mahluk bu bebeler ben anlamadım, disket gibi piçler. ben ne bileyim ezberleyeceğini.
mahallenin abisi olduğumuz dönemler. çocuklar maç yapıyor sokakta ( maç yapmak ne saçma bişeymiş layn). sefa var, diğerlerinden daha ufak. 5- 6 yaşında anca var. koymuşlar defansa, ileri çıkmasına izin vermiyorlar. surat olmuş beş karış. devre gibi birşey oldu, mola verdi bebeler.
ben: sefa gel lan buraya.
ben: noldu oğlum ne o suratının hali?
sefa: hep defansta oynatıyorlar beni ya da kaleci oluyorum. ileri çıkıp gol atmak istiyorum ama izin vermiyorlar.
ben. ne izini oğlum? çık, at golünü gel.
sefa: küfür ediyorlar ama öyle yapınca.
ben: sen de onlara edersin lan birşey olmaz.
sefa: hayır ben edemem, ön liberolar küfür etmez.
canını yediğimin ankara bebesi...
bir kreşte oluvermişti bu diyalog.. 'can, kenara otur, bu oyuna katılmayacaksın, çok yaramazlık yaptığın için cezalısın.' tabi üzülsün bi daha yapmıycam desin ibretlik tablo ortaya çıksın beklentisi içindeyiz biz.
bizim can hiç bozmadı ki istifi; 'öğretmenim, bence oturmak hiç kötü diiiil ki, oturuyorum bööle köpek balıkları hayal ediyorum ayaklarımın altında, onlar ayaklarımı gıdıklıyor, arkadaş oluyoruz, bence oturmak çok güzel. hayal gücünü yerim çocuk da, tüm sınıf bıraktı oyunu köpek balıklarıyla takılıyorlar şimdi ona napıcaz?
bu sabah evden işe doğru otobüsüme binmişim. bissürü liseli ortaokullu öğrenciler oturmuş yer bile vermiyorlar. neyse konumuz bu değil. bir boş koltuk buldum oturdum. arkamda 10-12 yaşlarında iki erkek çocuğu konuşuyorlar.
konuşma aynen şöyle...
- oğlum! ben bayramları çok seviyorum. para geliyor bissürü yaa
- hakketen aga yeaa! para demek herşey demek. bitmiştir kanka.
çocuklar daha şimdiden olayı çözmüş. ben daha ne diyeyim. zamane çocukları işte..
4 yaşındaki kuzenle güzel güzel oyunlar oynamaktayız. o kadar mutlu ki malum hemebn şımarıverirler. bir gün yine şımardığında aramızda geçen bir diyalog. saatte 23.30 falan.
ben: b nisanur: n
b: bak şımarma eve giderim bi daha da oynamam senle nisanur!
n: diiit.. derken camdan dışarı bakar karanlık. meeee (ağlamaklı sesle)
b: ama beni üzüyorsun anneni üzüyorsun gidicem bi daha da gelmicem. (derken kapıyı kapattım kapının önündeyim. içerden sesleri duyuyorum)
n: annee dadan tejem dittii. ama paytosunu burda bıraktı. üşücek şimdi ama oo (derken başlar ağlamaya) o esnade bende kıyamaz içeri girerim. girdiğim gibi kucağıma atlar.
n: şalakmışın kıjım üşücen paltonu unutmuşsun. al bunu der.
b: gitmicektim ki kuzum şaka yaptım.
b: şata papmış anne. dadan tejem beni tebiooo.
o gece beraber sarılarak uyunur. kolunu eşofmanımın kolunun içine kolunu sokar öylece uyur cimcime.
bizim komik yeğenler büyüdüler malum internet ve sanal dünyaya hızlı giriş yaptılar. iphone ve ipad ile büyüyorlar , apple store dan indirmedikleri oyun kalmayınca anneleri şifre koydu tabi ama bizimkiler durur mu , google amca var nasılsa diyip akıllarinca arama yapmışlar.. arama motoruna yazdıkları şöyle , 1. şifre ne ? 2. hadi çabuk şifreyi soyle. 3. artık söylermisin çok sıkıldım.
çocuk 4-5 yaşlarındadır. merdivenlerde zıp zıp oynamaktadır. birden kıç üstü düşüverir. oradaki bir teyze ;
teyze: bir şey olmaz bir şey olmaz hopladın...
çocuk: bok hopladım düştüm işte!
gerçekçi çocuk...
annemle balkondayız. alt komşumuz idris amca ve oğlu da balkondalar. çocuğun adı erencan. yeni yeni cümleler kuruyor, cümleler arasındaki ilişkileri çözümleyip anlayıp cevaplar veriyor. idris amca otoriter bir baba. geleneksel bir baba, klasik bir türk babası. Çocuğun bir eli babasının güçlü, sıcak, güvenilir elinde.. bir eli soğuk balkon demirinde. aralarında geçen diyaloğu aynen yazıyorum şimdi.
e( ince sesli çocuk erencan)
b (kalın sesli baba)
e: babaaa, siz annemle evlenmeden önce ben nerdeydim?
b: yoktun oğlum!
e: o zaman beni siz nerden aldınız????
b: tansaş'tan!!!
e: hııı....
baba söyledi ve çocuk anında inandı. hııı demek öyleydi diye. gerçeklerine bir gerçeği daha ekledi...
sonuç: annemle balkonda yerlere yatmış bir haldeyiz. şu an aklıma her geldiğinde gülmekten ölüyorum resmen. bu arada bilmeyenler için söyleyeyim. tansaş bir alışveriş merkezi. ege bölgesi'nde çoğunlukta bulunur. en azından "leylekler getirdi" isimli çocuk masalından daha inandırıcı...
Kardeşimle girdiğim bir diyalog, 7-8 sene öncesine ait.
-Abi biz herşeyi bakkaldan alıyoruz ya
+Evet abicim
-Bakkaldaki her şeyi o mu yapıyor?
+Nasıl yani neyi merak ettin?
-Bissürü yumurta var bizim bakkalda hepsini o mu yumurtluyor?
+?!%&@ *
Evimizdeki misafir cocugu: baksana
Ben: baksana değil, bakar mısın
Çocuk: baksana... Hey sana diyorum
Ben: noldu
Çocuk: ben top istiyorum
Ben: getirince/ al...
Çocuk iki dakika sonra: baksana...
Ben:..
Çocuk: hey.. ( dürter) ben susadim
Ben: al iç
Çocuk iki dakika sonra koltuk derilerini tırnağıyla delmeye çalışiyor...
Ben: napiyosun sen be... Çekil surdan
Çocuk: üüüüühhhhüü
Ben: ağlama. Sus
Çocuk: tamam. Susar bana bakar
Gider mutfağa kendine tatlı koymuştur. Gelir yanıma yemeye çalışırken döker
Çocuk: hey.....
Ben: ...
Çocuk: döktüm
Ben: iyi halt yedin iyi.. Bıktım senden ya git babanın yanına yemiceksin sen bi şey
Not: gaddar diye suçlamayın geldiğinden beri beni sinir etti kırmadigi eşya, bozmadığı şey, yapmadığı yaramazlık kalmadı.
11 yaşındaki Savaş ile girdiğim, sonu beni benden alan diyalog şöyledir;
iş dönüşü sokağın başındaki yokuşu yorgun argın çıkarken bakkaldan gelen savaşla karşılaşırım
d*: oo savaş bey nasılsınız
s*: iyim bakkaldan geliyorum
d: iyi bakalım okul nasıl gidiyor?
s: iyi, ben 6 ya geçtim biliyor musun?
d: aferin sana ne güzel
s: bugün benim doğum günüm biliyor musun?
d: doğum günün mü? niye doğdun oğlum böyle bir dünyaya *
s: ben sana küstüm zaten :(
d: ne oldu şimdi niye küstün?
s: doğum günüm dedim ama kutlamadın ki :(
d: yaa doğru söylüyorsun kusura bakma doğum günün kutlu olsun iyi ki doğdun
s: tamam şimdi oldu barıştık *
d: savaş onu bunu bırak şimdi büyü de şu bizim mahallenin yokuşuna bir yürüyen merdiven yaptır be gözüm bıktım vallahi.
s: merak etme sen az kaldı yaptıracağım zaten. ama sadece bizim mahalleye serbest olacak başkası giremeyecek.
d: heh aferin sana bak şimdi daha çok sevdim seni.
s: * zaten ben başbakan olunca yasaklayacağım bu arabaları falan bu ne böyle sokak arabadan gözükmüyor resmen
d: mavi ekran. ehe ehe oldu o zaman beni evden beklerler iyi akşamlaaarr asdagshdbjcb
evinden uzakta olan kuzenin mahallemizde çocuk olmayışını görmesiyle başlayan diyalogtur.
e: efe b: ben t: teyzem
e: sıkıldım ben artık buradan ,evimize dönelim.
t: abartma efe, daha 1 hafta olmadı geleli.
e: ama sıkıldım.
10 dk sonra sokaktan çocuk sesleri duyar.
e: anne, dışarı çıkabilir miyim?
t: hayır, hava karardı.
e: neden ama neden! akşam babamı arıcam ben!
b: ne diyeceksin efe?
e: derhal, cici anne istiyorum!!
b: mavi ekran
t: ?!
3 yaşındaki komşu oğlunu geçenlerde sevme girişimi tüm saçlarım yüzüm onun salyasına bulanarak sonuçlanması üzerine " beni bir daha öpmek yok! " diyerek onu görünce yan bakıp gözükmeden sıvışmayla kesilen muhabbettir.
bugün kaçış başarılı olamamıştır ve ufaklıkla bi' an göz göze geliş sonucu:
- anne bak kim gelmişşş!
- tahsin nasılsın? ( sevimli görünmeye çalışılarak sorulur)
- ( gelip sırnaşarak ) bana sarılma yok mu?
- olmaz mı hiç gel bakalım. *
- ( tüm sevimliliğiyle sırıtarak) sen bana kızmıştın yaa ama ben artık tükrüklemeden öpebiliyorum artık seni öpebilir miyim? **