başbakan olsan bile polise emir veremezsin polise emir vermek için senin de polis olup kıdemli olman lazım sanıyordum. sonra öğrendim ki polis dediğin başbakanın havhavıymış.
Çocukken her şey ne kadar da güzeldi, büyüdükçe birden, gökkuşağının renkleri değişti. (Şarkımdan bir alıntı) çalmaya kalkmayın, noter tastikli, donunuza kadar alırım
Karşımızdaki apartmanda Rukiye adlı bir komşumuz vardı. Kendisi nurcu biriydi ve evinde Risale-i Nur külliyatı bulunurdu. Bir kitabın üzerinde Said Nursi'nin fotoğrafını görmüştüm ve onun Muhammed peygamber olduğunu düşünmüştüm. Çocukluk işte. Olur öyle, evet.
ailemin fakir olduğunu sanırdım. belki de öyledik.
- paramız yok alamayız oğlum.
+anne biz fakir miyiz?
-değiliz oğlum.
+ o zaman neden paramız yok?
- paramız bankada.
çocuk aklım pek almadı bu durumu. kullanmayacağımız paranın bizim olup olmadığı sorusuna hep bir cevap aradım. sonraları enflasyonist dönem, paranın zaman değeri , faiz gibi kavramları öğrendim..
ilkokul 5de bi kızla sevişmiştik... ne kadar sevişmek denirse.
Çocukların büllükten gelen bir şeyle olduğu duymuştum kızın üstüne işemeye kalktım çocuk yapmak için.
Bayağı çocukken bilgisayar yoluyla Sipariş verilen ürünler, zamanı gelince bilgisayardan çıkıyor zannediyordum.
Regl sadece ergenlik çağındaki kızlara özgü geçici bir durum, yetişkinler olmuyor zannediyordum.
5-6 yaşlarımda iken ezanı Allah okuyor sanıyordum.
Fransız devrimini komünistlerin yaptığını sanıyordum.
Said Nursi'nin fotoğrafını ilk defa gördüğümde "Anne, peygamberimiz mi bu" diye sormuştum.
