-çocuk düşmesinin yürümeyi öğrenemeyen bebeklerin düşüp ölmesi olarak yorumlamak.
-gözü dönmek, gözlerinin dönüp beyazının görünmesiyle hiç bir şeyi görememek ondan kendini zaptedememek falan..
-seka yı şehirden ayıran kısımdaki demirlikleri şehir sınırı sanmak.
-çekirdek yutması sonucu midemdeki ağaç da hala büyüyor aslında,nası bir korkuysa resmen hissetmiştim o zamanlar,dallar,kökler..
çocukken evimizde bir odada arka fonu simsiyah olan bir gül resmi vardı çerçeve içinde ve oda kaç kez değiştiği halde* o çerçeve hep oradaydı. yeri hiç değişmedi. ben de o çerçevenin içinden farklı bir boyuta geçileceğini sanırdım.*
fatih sultan mehmet'in istanbul'u parayla aldığını sanmak.fetih yoluyla aldığını duyduğumda sinir krizleri geçirdim,kustum,günlerce odamdan çıkmadım öyle böyle değil sözlük.
köpeklerin kar yeme gibi bir alışkanlıklarının olduğu. netekim bizi o kar ı yemeyin onlar köpeklerin yemesi için yağan kar daha var bizim kar ın yağmasına.
bu kadar da gerizekalı olduğunu yüzüne vurur işte anılar.*
bruce lee' nin bedenine yüz civarında mermi isabet etmesine rağmen ölmediği\ölmeyeceği gerçeği. film icabı değil, gerçek hayatta, o derece kaptırmıştık yani. hatta arkadaş meclisinde hararetli bir şekilde anlatılırdı: lan muzco yu kılıçla delik deşik ettiler herif ölmedi. oğlum o da bişeymi bruce lee ye yüz kurşun geldi yine ölmedi!.. dakikalarca tartışılırdı bu. şimdilerin tv deki saçma futbol programlarının çıkış noktası bir bakıma bu mukayeseli çocukluk tartışmalarıydı. ne günlerdi be hey hey.