Çocuğu her şeyden soyutlamak. Bana kalırsa bazı anne babalar kontrol manyağı. Sonra gelsin asosyal , özgüvensiz bireyler.
" sen yapamazsın "
" sen tek başına gidemezsin"
" ben olmadan yaşayamazsın"
" ben olmasam bu ev çöp ev olur"
" sen evlensen evine bakamazsın"
" sen başka ülkeye gitsen 2 ayda geri gelirsin"
Uzar gider. Ne yazık ki çoğu anne babada bu bencillikten kaynaklanan davranışları görüyorum. Çocuk yapmamışlar da adeta can simidi doğurmuşlar. Türk aile yapısı övüldüğü kadar iyi değil bence. Artık insanlarımız çocuklarının istedikleri yerde , onlar olmadan da yaşayabileceğini öğrenmeli. Bu " hayırsız evlat " yaftaları vs boş geliyor artık. Bizde hep bir yönetme , hep bir büyükler ne derse o olur.
çocuklara vurmak, onların kararlarını ciddiye almamak, onları belki bir gün kaçıp gider diye kendine bağımlı hale getirmek, kendini onlar üzerinden kanıtlamak, onlara aciz olduğunu hissettirmek gibi şeyler.
en çok korktuğun ters teper başına gelir. hiç çocuğum olmadı ama çocuk oldum buradan biliyorum.
karşı cinsle iç içe yetiştirmek. ne karşı cinsle iç içe, ne de karşı cinsi tamamen öcü gibi göstererek yetiştirmeli. dengeyi bulmalı. karşı cinsle çok haşır neşir yetiştirme homoseksüaliteye, karşı cinse çok uzak yetiştirme de şiddete eğilime yol açıyor.
homoseksüalite de zaten psikiyatrik ve cinsel bi sapma hastalığı. o yüzden dengeyi sağlayarak yetiştirmek önemli.
Yapmasını istemediğiniz bir şey yaptığında çocuğa vurmak elbette. Benim yaşımda ki (21) kişilerle bile muhabbet ederken dayağın cennetten çıkma olduğunu duyuyorum. Sonra elemanın tipine bakıyorum yaptığı saçmalıklar, dünya görüşü zihnimde canlanıyor ve içimden '' sende çok işe yaramış ya çocuğunda çok işe yarar aq '' diyebiliyorum sadece. Çocuk yetiştirmek için ilk olarak evdeki kaos ortamından kurtulmak gerekir. Sizi evde rol modeli almaya çalışan bir çocuk var ve siz sürekli karınızla/kocanızla bağrış çağrış konuşmaya başlarsanız ordan bir falso verirsiniz zaten. Sürekli dayak yiyen çocuk artık arsızlaşır kendi kuzenlerimden biliyorum artık söz geçiremiyor ailesi. Özeti şu ağa : Sevgi,Disiplin ve Kaossuz bir yaşam ortamı. Avrupaya çıkanınız vardır sokak ortasında istenildiği yapılmadığı için ağlayan kaç çocuk gördünüz ? istisnai olarak belki 1-2 tane görmüş olabilirsiniz ama geneli ev içinde ve dışında nasıl davranması gerektiğini bilen çocuklar oluyorlar.
Eskiden yapılan yanlışlar yanında bana göre internetin hayatımıza daha yoğun olarak girmesi ile birlikte çocuklara tablet ve telefon veriliyor.
Facebook peeofili hastası insanlarla dolu. Çocukların internet ile olan ilişkileri sonucu istenmeyen olaylar yaşanmaması için anne babalar internet ile ilgili konuları gözetim altında tutmalı.
Anadoluda bir dilim Salçalı ekmek ile sokağa salınan akşam da babası gelmeden eve çağrılan çocuklar en azından çocuk oldular ama eline tablet ve telefon verilerek kafelerde bir kenarda uslu uslu oturuyor amcası denilen çocuklar ileride seri katil bile olabilir.
bana bakarsanız eğer ömrü kısa bir çocuğun yanlış yetiştirilme yöntemlerini görebilirsiniz. öncelikle kessinlikle yapılmaması gereken bi hata var o da çocuğa şefkat enjekte etmeyeceksin. sonra baskılardan arındırılmış uzaktan koruma yöntemini kullanacaksın. bunlar ve daha fazla lanet olası yetiştirilme şekli için (bkz: yine punduna getirdin)
şımartıp şımartıp okula gönderiyorsunuz sonra biz eğitmeye çalışıyoruz. çocuğuna iyi terbiye vermeyi, büyüklere saygılı olmasını, küfür vs. söylememesini ve insan gibi olmasını öğretin. 8. sınıf öğrencilerimde görüyorum. kızlar full makyaj, erkekler ise değişik değişik saç baş ile okula geliyorlar. hepsi kız-erkek tavlama peşinde. çocuklarının ne yaptıklarını bilmiyorum. doğurup doğurup sokağa salıyorlar.
yazılanlara katılmakla birlikte ekstra olarak sanattan mahrum bırakmak. küçük yaşlarda müzikle vs. ilgilenen çocuğun yetişirken ki halet-i ruhiyesi daha değişik olacaktır.
dur yapma,otur gibi surekli telkinler de bulunmaktir. cocuk sonucta tabiki merak edecek,hareket etmeli kosmali,ziplamali üstüne tablet var hayatlarinda onu es gecmemek gerekiyor.
birkac yıldır aynı sey oluyor. her yaylaya gittigimizde küçük kuzenlerin ellerinde tablet dünyaya bağlantıları kesilmiş. kalkın kitap okuma saati dediğimiz de kırk kere söyleniyorlar.
Çocuğa sorumluluk vermemek. O daha küçük demeyin. Yapamaz, beceremez demeyin. Küçük yaşta bazı sorumluluklar verin. Yatağını toplasın. Saçlarını tarasın. Banyo yapsın. Bunları ilk başta siz oğreteceksiniz sonra ona yapmasını söyleyeceksiniz. Eğer ona hiç bi zaman iş bırakmazsanız. ilerde büyüdüğünde hayatta hiçbi şeyi kendi başına yapamaz. Kişisel bakımını kendi yapamaz. Odasını toplamaz. Evin işleriyle ilgilenmez. Ve sonra siz ona neden böylesin neden hiç bi iş yapmıyorsun diye sorarsınız. işte en büyük hata burda, yetiştirdiğiniz çocuğa kabahat buluyorsunuz. Halbuki onu öyle büyüten sizsiniz. Özellikle erkek çocukları yemek yapmaz ya da kız çocukları iu işi yapmamalı bunu yapmamalı demeyin. Cinsiyet ayrımını çocuklarınıza daha minicikken aşılıyorsunuz. Sonra büyüdüklerinde kızlar erkeklerden korkar, erkekler kızları küçümser hale geliyorlar. Çocuklarınızı küçük diye bazı şeylerden mahrum bırakmayın yapması gereken işleri ufaktan alıştırın. inanın ilerde faydasını siz de göreceksiniz.
Öğrenme psikolojisi ve kendi edimsel koşullandırmarımız arasında oluşan bir eğitme sürecisir.
Örneğin köpekten korkuyorsunuz, köpekten uzak durmak için çaba harcıyorsunuz bu çaba edimsel koşullandırma oluyor. Ya da köpekleri çok seviyorsunuz. Onları sevmek için bir çaba gössteriyorsunuz bu da edimsel koşullandırma oluyor. Ama yanlışı öğretirken direkt edimsel koşullandırma ile bir baskı uygulanıyor, o da bastırdığı için daha şiddetli o duyguları yaşıyor. Önce öğretmek gerek doğruyu yanlışı. O zaten edimsel bir koşullanmaya gidecektir.