üniversite öğrencilerinin, diğer anadolu illerinin hemen hemen tamamından daha rahat yaşadığı il. bu şehrin insanlarının herşeye rağmen içlerindeki demokratlığı kaybetmediklerinin göstergesidir. kışın ortasında bile insanlar kordonda kız arkadaşlarıyla oturup denizi izleyip bira içebilmektedir. çoğu kentte insanların kız arkadaşlarıyla el ele gezerken bile türlü tacizlere maruz kaldığı düşünülürse; bu küçük karadeniz kentinin kıymeti daha bir ortaya cıkmaktadır.
ciddi trafik sorunu olan ve fiziksel koşulları itibariyle altytapı çalışmalarına izin vermeyen, şehir merkezindeki daracık yolları tırlarla işgal edilmiş ve fakat yine de güzel memleketimdir.
sabahın köründe denize karşı oturup sigara içerken, nedense daha bir güzel gözükür. sevmem ama ayrılamam. insana yapışır bu şehir bırakmaz, öyle bir şehirdir. ayrı duramazsın ama gelince de gitmek istersin. tuhaftır, mutluyla mutsuzun iç içe geçtiği yegane şehirlerden biridir. yağmur yağdığında güzeldir. yağmur yağarken dışarda ağlayan terkedilmiş kız çocuğuna benzer.
diplerden gelen not:niyeyse buralı olanların nickleri sözcük oyunludur. *
öyle bir yerdir ki zonguldak. orda olduğunda sıkıldığın, gidince özlediğin. yeşilliği,manzarası, ulaşım rahatlığı, eski dostlar, akrabalar,yaşanmışlıklar.. fener,b tipi , doktorlar lokali , gazipaşa caddesi , site , gima , karaelmas . heyt be *
yıllardır plaka listesinin sonunda yer alması hasebiyle büyük şehirlerde yaşayanlarda psikolojik bir "sanki çok uzakmış" hissi yaratan lakin ankaraya 4 , istanbul a 5 saat mesafede bulunan sürprizlerle dolu sahil kenti.google earth sayesinde her gün uzaydan da olsa izleyebildiğim ilçemin *bağlı olduğu vilayet.iskandinav tandanslı bir şehir gibi gelmiştir bana hep.bol sis,gri deniz.
ayrılana kadar binbir türlü bela okunan; ancak ayrınıldığında ne zaman dönebileceğim diye kara kara düşünülen, kömürüyle ünlü, karaelmas lakaplı yaşanılası şehir.
içinden dere geçen bi şehirdir. böyle diyince güzel duruyor, ben de güzel güzel ak ve pak akmasını dilerdim, ama maalesef lağım akıyor zaten 1 parmak suya ve hiç akmıyormuş hissi yaratacak kadar az bir debiye sahip dereye. bu sıcak yaz günlerinde kokusu hiç çekilmiyor.
öss'ye hazırlanırken kazansam da gitsem dediğim,ankara'ya gittikten soora değerini anladığım memleketimdir.taşını,toprağını,kışın olan kömür kokusunu bile özlediğim yer.özellikle sonbaharda yeniçağa'dan sonra kırmızı,yeşil,turuncu,sarı vb. renk ağaçları izleyerek büyük haz aldığınız yerdir..çok seviyorum ya...
karadeniz'in en batidaki kenti.karadeniz'den daha cok marmara'ya ve ic anadolu'ya yakin bir kent denilebilir zonguldak icin, istanbul ve ankara'ya ozel arabanizla 3 - 5 saatte gidebilirsiniz.karadeniz'deki karde$ illerinden uzak olmasina ragmen karakteristik ozellikleri ta$ir*, zengin ta$komuru madenleri vardir ve acaip huzunlu bir kenttir.ayrica istanbul'a baglayan yol inanilmaz tehlikeli olmasina ragmen cok az kaza olan bir yoldur ilginc bir ayrintidir boyle.
yük taşıyan atların daha doğrusu katırların başka alternatifleri olmadığından merdiveni kullanmalarını zorunlu kılan, bu durumu başka şehirlerden gelip görenlerin de şaşırmasına neden olan şehir.
eğer uzun yoldan dönüyorsam kozlu sahilinden zonguldak'ı gördüğüm anda ağlayasım gelir. ilk önce deniz görünür, sonra yemyeşil dağlar, gece ise ışıl ışıl tepeler... fakat şehrin merkezine yaklaştıkça ttk nın artık kullanmadığı fakat yıkmaya kıyamadığı lavuar tesisleri gri rengiyle insanın midesini bulandırır -aldığım bir habere göre yarısı yıkılan tesislerin diğer yarısı da yıkılacakmış-. küçük şehirdir fakat pahalılığıyla insanı canından bezdirir. ttk işçilerinin maaş aldığı günler çarşı, pazar, manav vs her yer pahalılanır *, ama her şeye rağmen ekonomisiyle devletten yardım almayan, kendi kendine yetebilen nadir kentlerdendir. ulaşımı kolaydır, her yerden çarşıya en geç 10 dakikada ulaşılır. gece hayatı bomboktur, sosyal değildir. gerek zonguldak gerek kozlu sahilindeki cafeleri güzeldir. oraları da üniversite gençliği parseller, hafta sonu gittiğinizde eliniz böğrünüzde 1 saat yer beklersiniz. neticede memleketimdir, en rahat soluk alıp verebildiğim, kendimi babamın yanımdayken hissettiğim rahatlığı verendir.
Ankaradan gelişte mengenden sonra yolların dağların arasından kıvrıldığı, dağları mevsime göre yemyeşil, kıpkırmızı veya bembeyaz olan güzellik abidesi memleketim.
3 ay önce tekirdağ ' a taşınma suratiyle terkettiğim şehir .. Gazipaşasıyla , liman arkasıyla , 2 adımlık çarşısıyla , hergün gördüğüm ve hiç özliyeceğimi sanmadığım palyaço insanlarıyla bir şehir..
Takılası sınırlı ortamlara sahip olup , birçok dostumu orada bıraktığım şehircik