ve yine de gülümseyerek diye sırtımı sıvazlayan her elle tokalaşıp.. adını aldığım balık gibi çamurun dibindeki parlaklığa vurulup.. bir çökelti olarak vuracağım en dibe.. kendi otobiyaografisini, aşkı anlayış biçimini, hayatına girmiş çıkmış insanlara saygısını ve yaşanmışlıklarına olan taclandırmasını ancak yazarak yapmayı tercih eden ve bunu yapmasına da bok atılan yazardır.. yazıyorum işte var mı diyeceğiniz dediğini de eklemek isterim..
yaşadıkları hayal edebildiklerimden üstün olan yazar.. abi be sen hiç uyumaz mısın diye sormak da istiyorum.seninle tanışalı on yıl oldu.bakıyorum sen tur bindirmişsin bana..
kimsenin olmadığı bir evin duvarı gibiyim. dört bir yanımda sessizlik bazende soğukluk .ürküyorum ışıklar kapanınca bazende her açıldığında..sakin sokağımın stresli delisi yada çılgın bi semt'in ümitsiz bi şairi belkide yaşlılığın korkusunu atamamış biri. anlıyormusun bütün derdimi; aşkın en yoksul erkeğiyim ve de hiçbir umudu olmayan yanlız bir serseri...
--spoiler--
savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye,
zaman ki sana hasta olmuş, incelikli haytasın,
raksederken mahallenin maşallahı, eyvallahı,
güzelleş be oğlum şimdilik ölümüne kadar hayattasın.
şimdilik, ölümüne kadar hayattasın.
--spoiler--
--spoiler--
bir çift kanattınız hüznün rüzgarlarında,
dağılıp gitti melekleriniz beyazın öte dağlarında..
ağlasın ardınızdan bir ağızdan bütün dehşetiyle kolera
sen harbi hayalet,
saglam kart zampara,
ruhuna el fatiha..
--spoiler--
ölmüyorum ulan.zamparalığa devam. can baba giderken sakalını sürdü s.kime.