Çok geniş bir kavram. Benim için adeta sonsuzluk. Çünkü ben o zamanın içinde kayboldum hep. Ne zaman kendime zaman ver desem ,olmadı. Olduysa da ben anlamadım. Tek bildiğim zaman bana olumsuzluktan başka bir şey çağrıştırmıyor. Zaman geçtikçe benim hayallerim hayal oldu gerçekten, zaman geçtikçe ben ben olmaktan vazgeçtim, zaman geçtikçe ben beni kaybettim. Şimdi kendimi yine zamana bırakma vakti. Ve bu sefer belki de kendimden vazgeçme vakti.
varolmanın değil yokolmanın ölçüsü. saat veya takvim tükenişin birimleridir. varolma olarak adlandırılan süreç bizlerin kaybolmayı kabullenemeyişimizin ta kendisidir.
Ertelenen onca seyi biriktirip bir cirpida onumuze boca eden sey.
Zaman basli basina bir sorundur, gamdir. istenmeyen nihai sona yaklastiran her seydir zaman.
Zaman daraliyor...
geçmişte bir şahsiyetin "dön artık vatana bitsin bu hasret" sözlerini kocaman manşet yapmış, yetmemiş sayfalarca bu olaydan bahsetmiş, bugünse tutumu gayet göz önünde olan tutarsız gazetedir.
bizim apartmanda bunu alan yok, ama her gün kapının önüne yaklaşık 12-13 tane bırakılıyor. tırnak kesmek için, yemek altlığı olarak ve ya ayakkabı dolabına sermek için falan ihtiyacı olan yerden alıyor işte.
onun haricinde, yerlerde sürünüyor zaten, sonra da sattık falan diyolar.
zamanla çatışamazsın, dişe diş hırslanamazsın.. erkeklikte sökmez zamana, dişilikte.. belli ettin mi içinde var olan hisleri, düşünceleri, eğlencesi avuçlarına düşmüştür..
korkuyorsan gelecekten, çabuk getirecektir. ya da bulunmaktan saklandığın yerde, saniyeler sonra yakanda hissettirecektir saklandığını..
bekliyorsan vah haline, ne beklediğini getirir,ne beklememene sebep verdirir.. saat kaç? dersin. 5 dakikayı, 5 saat algılatır ve sen tekrar sorarsın. saat kaç? daha demin 04:00tür, şimdi 04:05.. gerisini sen düşün..
mutluysan biraz tadına bakmanda zarar görmez. saatler,günler,aylar sanki yaşamadan şu anki duruma nextlemişsin gibi gelir.. mutluluktan,sevinçten,neşeden anlamazsın ve çok şey kattığını kendine inandırırsın.Öyle bir anda çalar kapını, vakit doldu külkedisi daha der demez, balkabağın elinde kalakalırsın..
zaman, insanı uğraş edinmiş belliki kendine. kendine yabancılaştırmak tek gayesi ölüme yaklaştırdıkça.. sonra, birşey oluyor (zaman algılatmazken o olanı) hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.. bunu anladığınızda, zamanla tanışmış oluyorsunuz.
Evrenin ana olgusudur, içinde yaşadığımız kozmosu şekillendiren, tüm hayatı ve gerçeği açıklayacak tek kavramdır. Tanrılardan önce de zaman vardı, sonra da olacak, zamanı yaratan tanrılar değil, tanrıları zaman yarattı. Farz edin ki uzay zaman çizelgesinde hareket edebilme yeteneğiniz ya da bir aracınız oldu, 0 a gitmek akıllara gelmeli, zamanın başlangıcı, zaman ilerlemeye başladığı anı gözlemlediğimiz evrende görmemiz gerek ancak yaşamın sırrı o an çözülür. Zaman, en büyük bilmece.
şu hayatta belki de tanımlaması en güç olan kavram.
zaman bir süreç midir, bir oluş mudur, yoksa bir hiç midir? yaşadığımız vakite "an" deriz. bu anların bir araya gelmesi "zaman" kavramını ortaya çıkarır. böyle bakınca zaman bir süreç gibidir, andan türeyen bir oluşum. ancak anı önemsemeyen, bir hiç olarak yaşayan kişiler için zaman bir hiç de olabilir. kaldı ki ahiret inancının doğru olduğunu, ve tanrı'nın doğurulmadığını, doğmadığını düşünürsek zaman diye bir şey yoktur. öyleyse zaman sadece dünyaya ait, belki de insanların psikolojik olarak oluşturma gereği hissettiği bir kavramdır.