türkiye kurulduğunda fabrikalar kurup sanayiyi geliştirmek.
şimdi için uzay gemisi yapmakla eş değerdir.
ha ta o yıllar anadolumuz vardı efendim. şimdi oda yok türkiye gelişiyor sansın birileri.
ozamanlar için fabrika kurmak zordu şimdi için kurup batırıp gerisinde boş binalar bırakmak gayet kolay.
yani zaman çok önemli.
o zamanla şimdinin sidik yarışını yapmaya kalkanlar için özellikle.
Geri sayımdır... Her saniye kayar gider, ne yapılırsa yapılsın o bir saniye bile geri getirilemez... Her saniye, her gün daha da yaklaştırıyor bizi sona doğru... Bunun için; kimsenin kalbini kırmaya değmez bu dünyada...
Sayılarla ölçülen ama her seferinde farklı hissedildiği için çoğunlukla ölçümünü yalancı çıkaran duygudur.
Tatlı bir insanla muhabbet edersiniz. Sayılar size saat cinsinden 2 birim diyecektir. Oysa ki siz dakika cinsinden hissettiniz. koskoca güneş bile yalan söyler.
muhabbet kesildi, bir yıl uzaksınız. Size asır cinsinden de gelebilir.
Dondurma yersiniz, fazla ısırmışsınızdır ağzınızda eritmeye çalışmasını ölçebilmiş midir dakikalar? Ya da kocaman ısırdığınız sıcak tostun ağzınızı yakışını?
Böyleyken 70 yıl yaşayan her insan aynı süre mi yaşamıştır? Yeğenim benden 5 yıl küçüksün beş fırın ekmek yemelisin sözü ne kadar doğrudur peki?
Kısaca nadir olarak gerçeği yansıtan ve sadece konum ve maddeyi ihmal ettiğinizde eşit olarak bölebileceğiniz ölçü birimidir.
Zaman kavramı aslında nedir? yer yüzünde ki gözlemlenebilen en yüksek hızın bir ilerleye bilemesine olanak sağlayabilmesi meselesi mi? nitekim şöyle ele alalım elinizi kaldırıp aşağı doğru indiriyorsunuz. zaman ve eliniz aynı anda mı hareket ediyor zaman mı daha hızlı? yada zaman hiç akmadı zaman hep olağandı gece gündüz zaten vardı ama zaten yoktu.
birde;
bir beyin fırtınası yapalım, bu olguya evren diye bilmemiz için bir süreç üzerinde olması gerekiyor, yani evren(uzay) neyin içinde büyüyor diye soralım kendimize. cevabı bana göre zaman olur çünkü bir süreç geçiyor ve bu bu süreç içinde olan her şey evrenin kesinlik durumu dedirtiyor bize.
ama bir açı ile bakarsak düşüncelerimizin de bu mantıkla hayat bulması gerekiyor, yani soyut bir tabaka var bu tabakanın adı zaman her şey bunun üzerinde gerçekleşiyor ve kesinlik bir olgu kazanıyor.
bu durum aslında birden fazla teorinin karışması gibi.
sicim
izafiyet zanımca hepsi var...
zaman beni sürükleyen bir nehir; ama nehir benim
beni parçalayan bir kaplan; ama kaplan benim
beni tüketen bir ateş; ama ateş benim
evren ne yazık ki gerçek
ben ne yazık ki Borges'im
hangi zaman dilimin de yaşıyorum farkında değilim. yüzyıllar öncesinde bile kalmış olabilirim gelecekte de. ama arafta kaldım bunu biliyorum. iki zaman dilimini de yaşayamıyorum arada bir yerde kaldım. hayalim var diyordum yazdım hayallerimi doğa içinde bir ev evin içinde müzik aletleri resim yapacağım bir alan. aslında bunların hepsi bir kaçış. kaçıyorum daha doğrusu kaçmaya çalışıyorum. bir aptal gibi kaçabileceğimi düşünüyorum sanki o hayallerime kaçsam kaçabileceğim kaçtığım her şeyden. ama kaçamayacağımı da biliyorum nereye kaçarsam kaçıyım hep gelecekler. ne zamandan kaçabilirim ne ondan o hayalleri istemem deliliğimi güzel bir yerde yaşamak.
hayattaki en değerli olgudur. binaenaleyh, hayatın kendisidir de. zamanın ilerlemesini durduramazsın. geleceğe doğru farklı hızlarda kesintisiz ilerler zaman. ama günümüz dünyasında saat ile zamanı bağdaştıranlar, günümüz kapital sistemini oluşturanlarla aynı kökene ve aynı amaca sahiptirler. zamanı saat ile ölçemezsin.
zaman, kimi anlarda yavaş, kimi anlarda hızlı akar. bazen hiç farkına varmayız, bazen de bitmek tükenmek bilmez. içinde bulunduğumuz ruh hali, isteklerimiz ve beklentilerimiz, heyecanlarımız zamanın hızını belirler. ne zaman hızlı ne zaman yavaş geçeceğini az çok tahmin edebilsek bile tam olarak bilemeyiz. hayatımız ne kadar değişkense zaman da o kadar değişkendir. hareketli bir hayatta zaman da hareketlidir.
peki hayat neden hareketli? çünkü hayatı öngöremiyoruz. ne olacağı konusunda büyük fikirlerimiz yok, ufak tahminler ve "hayırlısı" ile devam ediyoruz. hadi hayırlısı bakalaım. geleceğin bilinemezliği paradokslarında olduğu gibi, geleceği sahip olduğumuz irade yüzünden asla bilemeyiz. geleceğin daha yaşanmamış olması yüzünden yaşanmamış şeyleri bilmek, yaşayacağımız olayları değiştirmemize sebep olur. bilmesek de yaptığımız tahminler hayatımızı etkiler. ufak öngörülerimiz hayatımızı değiştirir. bu yüzden de hayatımız çok değişkendir.
insanın, günümüz dünyasında zorla kullandırtırlan saati kullanmaması gerektiği kanısındayım. çünkü saat aynı hızda ilerliyor. zaman ise çok değişken. zaten insan vücudu ve doğa olayları sana zamanı söylüyor, onları dinlemeye bak. huzuru ancak böyle yakalayabiliriz. saate bakma, saat seni strese sokar. bu kadar konuştuktan sonra hayata kısa demek... biraz garip değil mi? ama hayat bu hayatta yaşadıklarınızdan bile kısa...
entropi (düzensizlik) artışıdır. bu entropi artışını da biz zamanın geçmesi olarak adlandırırız.
eğer evrende hiç bir şeyin düzensizliği artmıyorsa her şey hep aynıysa zaman durmuş demektir. evrenin genişlemesi kuramı da zamanın düzensizlik artışı olduğunu destekler. çünkü eğer bir değişim varsa zaman akıyor demektir.
zaman her yerde aynı akmaz. zamanı etkileyen bazı unsurlar vardır. yer çekimi bunlardan biridir. yer çekiminin farklı olduğu yerlerde zaman farklı şekilde akar.
Zaman sadece akıp giden bir şey midir ? tabiki de hayır. zaman sadece akıp giden değil giderken senden de bir seyler götürendir. seni kendiyle beraber sürükleyendir zaman. acımadan sessizce alır götürür seni. sadece başka kişiler başka yerler görürsünüz. farkında olmadan ,hissettirmeden alır götürür. ne yapsan karşı koyamazsın. durmaz, duramaz zaman. bazen zaman bazı şeylere ilaç gibi gelir; unutmana yardımcı olur. belki sevdiklerini alır götürür. şunu unutma ki zaman bir gün seni de sessizce seni sevenlerinden ayıracak ve seni seven , senden ayrıldığına üzelecek kişilere teselli olacak zaman.
güzel mi güzel leyla the band şarkısı.
söz:ömer hayyam.
--spoiler--
Bilmezsin ne olduğunu
Vazgeç ötelerden yorma kendini
Kendine gel bir düşün
Ben senim senden arama boşuna..
Her sabah bir gün doğarken
Bir günde eksilir ömürden
Her şafak bir hırsız gibi
Elinde bir fenerle..
Cehennem boşuna
Dert çektiğimiz günler
Cennet kül ettiğimiz günler..
Ey zaman bilmez misin ettiklerini
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin ne ben!
Bilmezsin ne olduğunu
Vazgeç ötelerden yorma kendini
Kendine gel bir düşün
Ben senim senden arama boşuna..